Şavşat Duvar Gazetesi Ekonomi

Göçün Ekonomik Nedenleri

Kenan Öztürk

Ocak ayının ilk günlerinden biriydi. Çalıştığım firmanın çözülmesi gereken bir problemi için Kırklareli'nde bulunuyordum. Hukuk müşavirimizin ricası üzerine bir dosyayı mahkeme kalemine. teslim etmek amacıyla, Adliyeye gittim. Kalemden havale için yargıca gönderdiler. Yargıcın yerini buldum. İçerde kimsenin olup olmadığını düşünmeden kapıyı vurdum ve odaya girdim. Yargıç bir mahkeme evrakını daktilo ettiriyordu sanıyorum. Hiçbir şey söylemeden yanına varıp dosyayı uzattım. Niyetim sessizce geriye çekilip bir an önce işi bitirip çıkmaktı. Yargıç yüzüme baktı. Doğrusu şaşırdım. Türkiye'nin diğer kıyısından (doğu kıyısı) bir insanın bir diğer kıyısındaki (batı kıyısı) bir mahkeme yargıcı ile ne alıp vereceği vardır sorusunu yanıtlayabilecek kadar düşüncelerimi toparlayabilmiş değildim. Yargıç soruyu sordu: “Beyefendi siz nerelisiniz?” Yargıcın, yargıladığı onca “zanlı” “sanık” vb. insanların içinden birisine benzetebileceği endişesini de taşıyarak yanıtladım. “Artvinliyim yargıç bey” deyiverdim. “Ben zaten onu fark ettim ve onun için nereli olduğunu sordum” dedi yargıç. Böylelikle değerli insan, yargıç Özgen Demir bey ile, Türkiye'nin diğer bir ucunda tanışmış olma mutluluğunu yaşadım. Kışa süren bir hemşehri söyleşisi, fazlasıyla mutlandırdı beni. Daha sonra Kırklareli'ne her seferinde bir dosta ulaşmanın sevinci ile gittim.

”Yaşanmış bir öyküyü anlatarak ekonomi söyleşisi yapmanın ne ilişkisi vardır?” gibi haklı sorularla karşılaşabilirim. Bu yazıda bu soruya yanıt aramaya çalışacağım.

İnsan Kaynağı

Yaşamış olduğum öykü, bir gerçeği kafamda daha da canlandırdı. Bu gerçek şudur: Artvin ilinin gerçek zenginlik kaynağı insandır. Hatta bütün sermayesi de insan kaynağı ile sınırlıdır. İnsan kaynağını kullanabilmesinin yolu, okullu olmaktan geçmektedir. Bu yüzden okumak, okuyarak meslek edinmek adeta bir zorunluluktur Artvinli için. Ayakta durabilmesi için başka bir seçeneği de yoktur.

Derginin ilk sayısını incelerken, Artvin ilinin oluşturduğu insan kaynağının zenginliğine bir kez daha tanık oldum. Ortaokuldan sınıf arkadaşım Kemalettin KÖROĞLU'nun akademik kariyeri beni fazlasıyla mutlu etti. Yıllar sonra bir arkadaşın adresini tespit etme olanağı buldum.

Artvin ilinin coğrafi yapısı, insanların aynı mekan üzerinde çoğalmasına olanak tanımıyor. Arazi bölünmeleri, topraktaki verim sorunları, arazi koşulları nedeniyle tarımsal mekanizasyonu kuramamak, ormanların plansız, programsız yok edilişi, ticaret ve . sanayi organizasyonlarının yok denecek düzeyde geri kalmış olması, nüfusun il içinde artmamasının başlıca nedenleri. Oysa nüfus, il dışında hızla artıyor. İl nüfusu, her istatistikte giderek azalarak karşımıza çıkıyor.

Toplumsal göç, Türkiye'nin hem ekonomik hem de toplumbilim (sosyolojik) anlamda kanayan yarası. Ulusal planda yaratılan değerlerin bölgesel dağılımının adil olmaması, kapitalist pazar mantığının rasyonalite temelinde ve kârı çoğaltmaya dönük acımasızca işleyişi, bölgesel ayrımları oluşturuyor. Bölgesel ayrımlar, bölgesel göçleri kaçınılmaz kılıyor.

Artvin ve Göç

Artvin ilinin, farklı iklim koşullarını aynı anda bir arada yaşıyor olması, aynı zamanda sorunları da çoğaltıyor. Yetersiz arazi koşulları nedeniyle, orman köylüsünün sorunları, çay üreticisinin sorunları, fındık üreticisinin sorunları, tarım kesiminde bağ, bahçe işiyle uğraşanların sorunları, hayvancılıkla uğraşanların sorunları ve bakır işletmelerinin içinde bulunduğu özel nedenlerden dolayı yaşadığı sorunlar. Yıllarca bu sorunlarla savaşmış Artvin insanı. Bu sorunları çözebilecek sözü söyleyememenin ezikliğini yaşamış. Siyasal erke her dönemde yabancı kalmış. Karar mekanizmalarına ulaşamamış. Sorunlarına karşı duyarlı olmasının cezasını, yıllarca bedel ödeyerek çekmiş. Sonuçta bir şeyi hiç unutmamış: Okuyup iş güç sahibi olarak devlete ya da özel sektöre entegre olup yerinden yurdundan uzaklaşmayı. İstemeyerek de olsa bunu sürekli yaşamış.

İşte burada Artvin ilinin insan kaynağı zenginliği fark edilir olmuş. Çocuğunu okutabilmek için varını yoğunu feda eden insanlar, toplumun geleceğine yatırım yapmanın mutluluğu ile sahip çıkmışlar yurtlarına. Bu nedenle giderek nüfusu yaşlı bir il haline dönmüş Artvin. Genç nüfusun il içinde istihdamının olanaksızlığı, bütün olumsuzluklara, eğitimde olanak eşitsizliklerine karşın yükseköğrenim gören gençliğin büyük çoğunluğunun il dışında olması, genç nüfusu şehir dışı etmiş. Böylelikle daha az üreten, giderek daha çok tüketen bir ekonomik yapı hakim olmuş.

Artvin için göç, ekonomik bir olgu halini almış. İşte bu nedenledir ki, Türkiye'nin istisnasız seksen ilinde, Artvinliler birbirleriyle karşılaşabilmektedir. Ancak il dışındaki insanların çoğunluk oluşturduğu kesim, memur kesimidir. Bunu işçiler ve ticaret erbabı izler. İl dışında, sermaye birikim yoğunluğu belli düzeylere gelmiş sanayi grupları da hissedilir derecede etkindir. Artvin kökenli sanayi ve sermaye grupları hemşehri istihdamında tam not alabilecek düzeyde değillerdir. Bu, sanıyorum, sanayileşmenin ve emek gücünün niteliğine dönük olarak yorumlanıyor.

Ekonomik ve toplumsal etkenlere dayalı göç olayı, kültür kırılmalarını dayatıyor. Yerel kültürlerin yok olması, kaçınılmaz bir hal alıyor. Siyaset kaygısı gütmeyen (oy kaygısı) etkinlikler azalıyor. Sosyal ve ekonomik dayanışma giderek yok oluyor. Hemşehri kimliği çözülüyor.

Artvin insanı, doğası gereği coğrafi konumu gibi geçit vermez kolay kolay. Kimliğini, kişiliğini, onurunu ve gelecek kaygısını sürekli sorgular. Dostluk gördüğü yere kurar sevginin binasını. Yeter ki dostunun dostluğuna güvensin. Yeter ki hemşehri dayanışmasını hissetsin.

Sevgiyi, paylaşımı ve dostluğu sürekli kılmak umuduyla.

Bu İçerik 4971 Kez Görüntülendi

Ekonomi Üye Listesi