Şavşat Duvar Gazetesi Ekonomi

”Neden 8 Mart Dünya Kadınlar Günü”

Koray Karahan

8 MART "HER TÜRLÜ BASKI, ŞİDDET VE SÖMÜRÜYE KARŞI; TÜM DÜNYA KADINLARININ BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA" Günü'dür.
8 Mart Dünya Kadınlarının Mücadelesi ile kazanılmış bir gün'dür.
1857 Yılında Newyork'lu dokuma işçisi kadınlar, düşük ücretli, oniki saatlik iş gününü ve artan iş yükünü protesto etmek için bir gösteri yürüyüşü yapmışlar ve polis şiddetiyle karşılaşmışlardır. KADINLARIN bu ekonomik, siyasal talep ve mücadeleleri sürmüş 1910 yılında ll.Sosyalist enternasyonel'de Clara Zetkin'in önerisiyle "8 Mart Uluslararası Emekçi kadınlar Günü" olarak kabul edilmiştir.
1910 Yılından beri 8 Mart Tüm Dünya Kadınlarının Dayanışmasının bir simgesi olarak, kadın mücadelesini günümüze değin taşımıştır.
1960 Yılından sonra da kadınlarımız kadın olmaktan kaynaklanan sorunlarının da bilincine vararak, hayatın her alanındaki kadınlarla birlikte ortak sorunlarına karşın, mücadelelerini simgeleyen bir gün olarak kutlamaya devam etmişlerdir.
1975 Yılında Birleşmiş Milletler de bu günü "Dünya Kadınlar Günü" olarak ilan etmiştir.
TÜRKİYE'de... 8 Mart 1975 yılında, ilk kez kamuya açık alanda kutlanmıştır. 8 Mart 1986 yılında "Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın önlenmesine" için imza kampanyası düzenlenmiş toplanan 70000 imza meclise sunulmuştur. Kadınların bu dilekçe eylemi 1980 sonrasının ilk kitlesel eylemidir.
1987 sonrası kadın mücadelesinin en hareketli süreci başlamış, 2000'li yıllarda doruk noktasına ulaşmıştır.
Yaşamın yarısını oluşturan kadınlar, toplumsal yaşam içinde yönetimlerde de, söz sahibi olma noktasında ki siyasal teleplerinin yerine getirilmesi için çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlemişlerdir.
2000 Yılında "Dünya Kadın Yürüyüşü" düzenlemiş Türkiye de ve Dünya da kadınların sesleri yankılanmıştır.
Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve İMF gibi kurumlara, "Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığa, Şiddete, Savaşlara, Yoksulluğa karşı" talepler iletilmiş, İMF ve Dünya Bankasından Yoksul ülkelerin borçlarının silinmesi istenmiştir.
Kadınlarımızın, Emeğine, Bedenine ve Kimliğine sahip çıkma mücadeleleri günümüze değin sürmektedir.
NEDEN KADIN MÜCADELESİ;
DÜNYA'da...Dünya nüfüsunun 6 milyar olduğunu düşünürsek, yapılan araştırmalar göstermiştir ki! günde 2 dolardan az para ile geçinen 4,5 milyar insanının % 70'i Kadın ve çocuklar.
*Dünyada 110 milyon kız çocuğu çalışıyor, bu sayı ev işlerini kapsamıyor. Çalışma saatlerinin % 70'i kadınlar üzerinde ve dünya gelirinin % 10'unu alıyorlar. Harcadıkları emeğin sadece %30'unu alabiliyorlar.
*Okuma yazma bilmeyen 1 milyar insanın 3/2'si kadın.
*Dünya parlamentolarının toplamının sadece % 10'u kadın.
*Kadınların % 20-50'si EŞLERİNDEN DOLAYI ŞİDDETE MARUZ kalıyorlar.
*Dünya çapında her yıl 5000'e yakın kadın ve kız çocuğu NAMUS cinayetlerinin kurbanı oluyor.
*Silahlı çatışma ve savaşlarda kadın ve çocuklar her türlü saldırı ve şiddete maruz kalıyorlar. TÜRKİYE'de... Kadınlar "ikinci cins" olarak hiç bir soyal statüsü olmayan bir kimlik olarak görülmektedir. Sosyal,ekonomik yaşama aktif katılımları engellenmekte, evinde annelik rolüne haps edilmeye çalışılmaktadır. Bu düşünce kemikleşmiş geleneksel yapının, erkek egemen bir kültürün ve sistemin yansımasıdır. Bu nedenle kadınlar, kendilerine biçilen edilgen rolün etkisinden çıkmak için EŞİTLİK mücadelesi vermektedirler. Çeşitli Araştırmalardaki Sayısal veriler ülke gerçeğini gözler önüne sermektedir.
*Okuma yazma oranı erkeklerde % 94.2, kadınlarda %72.4.
*Kadınların % 29.7 si, erkeklerin % 68.3'ü İşgücüne katılmaktadır.
*İşverenlerin %3.4'ü kadın, %89.5'i erkek.
*Kadınların parlemento da temsil oranı % 4.2.
*Kamu yönetiminde kadınların oranı % 17
*Kadınların % 70'i ücretsiz aile işçisi konumunda, sosyal güvenceleri bulunmamakta.
*5 milyona yakın kayıt dışı çalışanların büyük çoğunluğu kadınlar.
*2 milyon kamu emekçisinin 3/1 i kadın, yönetimlere katılımları çok az denecek kadardır. SENDİKALARDA, kadın üye oranı % 40-45 arasındadır. Ancak Yönetimlerdeki kadın oranı % 3'ü geçmemektedir. *Aile içi şiddet, namus cinayetleri, cinsel taciz ve tecavüz yaygın bir sorun.
*Yasalarda ki ayrımcı maddeler vs..
Bunlar kitaplar dolusu yazılabilecek maddelerden sadece bir kaçı..Kadınların o kadar çook mücadele nedenleri varki!..
Kadınların 8 Mart'larda, göstermelik 1 günlük, söz hakkı bile verilmeyen salon kutlamalarına karınları tok.
Siyasi iktidarlar, kadınların ekonomik, sosyal, kültürel ve kadın olmaktan kaynaklanan sorunlarının farkındalığını göstermeleri pratiklerde olmalıdır. Gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdırlar. Başta Medeni Kanun ve TCK Olmak üzere yasalardaki cinsiyetçi hükümler kaldırımalıdır. Yaşamın her alanında, kadınlara yönelik şiddete karşı etkin önlemler almalıdırlar. Eğitimde, sağlıkta ve hukukta her türlü ayrımcılık sona ermelidir. Ev işleri toplumsallaşmalı, gündüz bakım evleri. kreşler açılmalıdır. 8 Mart tatil günü olmalıdır. Türkiye'nin gerçek anlamda demokratik bir toplum olabilmesi için, kadınların ekonomik, sosyal, toplumsal ve siyasal yaşama erkeklerle eşit düzeyde katılımlarının sağlanması ve karar alma mekanizmalarında yeterli temsil edilebilmeleri için gerekli olan düzenlemeler yapılmalıdır. Gerek eğitim, gerekse istihdam alanlarında destekleyici yeni düzenlemelere yer verilmelidir. Enformel sektörde çalışan kadınlar sosyal güvenlik kapsapına alınmalı, sağlık ve güvenlik koşulları iyileştirilmeli, kadınlara yönelik ayrımcılık konusunda kamuoyunda duyarlılık yaratılmalı, ev ve çalışma yaşamı arasındaki uyumu artırmak için, çocuk bakımı temel kamu hizmetlarinden birisi olarak görülmeli ve alt yapısı oluşturulmalıdır. Bu alandaki çalışmalar ve politikalar kadın temsiliyeti baz alınarak yapılmalıdır.
Ancak 8 MART'lar bu sorunların çözüm bulduğu günler olarak kutlanabilirse anlamını bulacaktır.
UNUTULMAMALIDIR Kİ!
KADININ KURTULUŞU, TOPLUMUN KURTULUŞU OLACAK!....
HER GÜN 8 MART OLMASI ŞİARIYLA!...
DOSTÇA KALIN..

Bu İçerik 3455 Kez Görüntülendi

Ekonomi Üye Listesi