Şavşat Duvar Gazetesi Felsefe

21.YY da Tanrının Gözüne Bakmak

Ali Yüksel

İnsan günümüzde zor anlarında “Aman Tanrım”, ”Allah’ım Allah’ım” cümlelerini ünlem içerecek şekilde kullanmaya devam ediyor.

Çağımız kapitalizm çağı. Özel mülkiyetin başladığı neolitik dönemin ortaya çıkardığı sahiplenme durumu sahipliği ifade eden sözcüklerinde türemesine yol açtı.

Günümüz Türkçesinde olduğu gibi bütün modern gelişmiş dillerde sahipliği belirten iyelik ekleri ve edatları mevcut. Türkçe de özellikle “ım” eki sahiplenme eki olarak en yaygın kullanılanı.

“benim arabam, benim evim, benim sokağım, benim ülkem” birde “Aman Tanrım”, ”Allah’ım Allah’ım”, “Benim Allah’ım”

Vikinglerin Tanrısı Thor, Antik Çağda Yunanlıların Baş tanrısı Zeus,Atinalıların tanrısı Athena,Troyalıların tanrısı Apollon, Likyalıların tanrısı Letoo.

Tanrılar insanların ve belli toplulukların özel mülkiyetindedir.” İsa’nın Rabbi” ,”Musa’nın Yahovası”,”Muhammedin Allahı”

İlk tanrılarda günümüz tanrıları da insanların özel mülkleri arasında yerini almış durumda.

İO’nun hikayesini bilenler vardır. Ona musallat olan Baş tanrı Zeus yüzünden çok acılar çeker.

Prometheus’un insanlığa “Sakın Tanrılardan hediye kabul etme” nidası maalesef hiç duyulmaz.

Tanrılar tarafından lanetlenmiş kavim hikayeleri oldukça boldur.

Olimpos’un insan sarrafı olan Tanrısı Hermes’in insanın zaaflarını açık etme ve fitne tanrısı Eris’in kötülükleri büyütme becerisi semavi din olarak lanse edilen Yahudi, Hırıstıyan ve İslamiyet’in beşiği Ortadoğu da bulunduğu iddia bile olunabilir.

“Tanrılarla sakın göz göze gelmeyin” Şayet göz göze gelirseniz lanetlenir bir daha asla iflah olmazsınız.

Bütün mitolojik hikayelerde Tanrılarla göz göze gelenler, Tanrılarla sevişenler, Tanrılarla işbirliği yapanlar hem kendileri acı çekmiş hem de kavimleri iflah olmamıştır.

İsrail oğullarının üzerindeki lanette Yeryüzüne İlk kutsal kitap tekvini yollayan Yahova isimli tanrı ile başlar.

Eski sümer tanrılarından başlayarak ilk tek tanrı kabul edilen Marduk’un, sırasıyla Yahova,Rab, Allah Tanrılar katında 21.YY ortadoğusuna huzur yerine Lanet getirmişlerdir.

Hırıstıyan Haçlı seferleri çağı da diyebileceğimiz ortaçağ dönemi insanlığa sadece kan, gözyaşı, yoksullukla lanetlemiştir. İsa’nın Rabbi de insanlığa aydınlık değil lanetli karanlığı yansıtmıştır.

Arap Baharı bir aydınlanma hareketi değil Muhammed’in Allahına inanan Bütün Ortadoğu Müslümanlarının inandıkları Tanrı tarafından lanetlenmesidir.

Adına Milli Nizam diyenlerden başlayıp % 50 civarında oya ulaşan İslamcı partilerin güçlenmesi adına 1923 te Türkiye denmiş bu coğrafyanın da Lanetlenenler kervanına katıldığı, Suriye de yaşanan acıların yaşanmaya başlandığı günlerdeyiz.

İnsanoğlu tanrıları icat etmekten ve kendi mülkiyetinde görmekten vaz geçip modern, çağdaş, bilimsel bir ışıkla yol aldığında tanrıların Lanetinden ve acılardan uzaklaşabilecektir.

Barış, eşitlik ve kardeşlik insanlığın tanrılar sofrasında değil, Olympos Dağında değil iyilik, güzellik, sevgide anlamını bulacak Yeryüzünde dinci, mezhepçi, kavmiyetçi ve milliyetçi tüm fikirleri reddetmekten geçiyor.

30.01.2016
Ali Yüksel

Bu İçerik 32083 Kez Görüntülendi

Felsefe Üye Listesi