Şavşat Duvar Gazetesi Kültür ve Sanat

Horavel - Xorawel

Emin Kara

Günümüz kuşaklarının yaşam algıları ve bilinç biçimleri, önceki yüzyılların yaşam algıları ve bilinç biçimlerine göre çok daha hızla değişiyor. İnternet-bilişim teknolojileri, bilinç biçimlerini önceki yüzyıllardaki hiçbir bilgi süreci ile karşılaştırılmayacak nitelikte bir değişime tabi tutuyor.

19. yüzyılda roman, toplumsallaşan eğitim, gazeteler; 20 yüzyılda radyo, sinema ve televizyonun yarattığı daha da hızlandırdığı algı-bilinç biçimlerinin değişimi, 20 yüzyıl sonu ve 21 yüzyıl başında bilişim teknolojilerince çok daha kompleks-hızlı devinen bir sürece dönüştü. Bireyin kendini ve yaşamı anlamlandırma süreçleri ve günlük yaşam, geçmiş ve gelecek algıları göreli olarak çok daha hızlı devinerek değişiyor.

***

Klasik Sömürgecilik, 16. ve 17. yüzyılla birlikte dünyanın önemli eski merkezlerindeki toplumsal-ekonomik biçimleri kendine göre düzenlemişti. Eski dünyanın merkezi coğrafyalarının (merkez ve liman şehirleri) kadim egemenlik ilişkileri Avrupa merkezli kapitalizmin etkisiyle hızla yeniden biçimlenmişti. Toplumsal ilişki ve biçimler, bu merkezlerin dışında kalan coğrafyalarda, 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar kadim özelliklerini ya önemli ölçüde koruyordu ya da kapitalist ilişkilerin giderek daha baskın olduğu biçimler olarak içiçe yaşıyordu.

20 yy’ın sonunda ise kapitalizmin sınıfsal mücadelelerdeki başarıları ve sosyalizmin çöküşü ile kapitalizmin evrenselleşme-küreselleşme süreci, kadim tüm toplumsal biçim-ilişkilerin ya tasfiye edilmesi ya da yeniden kapitalizme göre biçimlendirilmesi anlamına gelmekteydi. Bu değişim tek bir bıçak darbesi ile gerçekleşecek bir süreç olmadı. Aynı sürecin bir başka boyutu ise 20 yüzyıl ilişki ve çelişkilerine dayalı toplumsal-siyasi-kültürel vb. kapitalist ilişkilerin dönemsel biçimlerininde evrensellik hedefinin önünde engelleştiği ölçüde tasfiye edilmesiydi.

Günümüzde avcı-toplayıcı ve tarıma dayalı kadim toplumlardan, sömürgecilik dönemi kapitalizmi ve 20.yy’ın emperyalist kapitalizminin gerçekleri ile oluşan her tür toplumsal-sınıfsal süreç, evrenselleşen sermayenin-küresel kapitalizmin önünde engelleştiği ölçüde tasfiye edilirken yeni bilgi-bilinç biçimlerinin devinim aracı bilişime dayalı bilgi süreçleri olmaktadır.

***

Gelenek ve Gelecek

Değişim süreci toplumsal ilişkilerin tüm boyutlarını kapsamaktadır. Günümüz toplumsal ilişkileri daha kompleks hale gelirken insanın geçmiş ve gelecek algısıda daha kompleks bir ilişkiye dönüşmektedir. Başka bir ifadeyle gelenek ve gelecek algısı toplumsal değişimin her geçen gün hızlanmasıyla daha karmaşık-kompleks bir süreç olmaktadır.

Coğrafyamızda 20.yy’ın ikinci yarısına kadar giderek sönümlenip-derinliğini kaybederek yaşayan birçok gelenek geriye dönmemek üzere yokolmuştur. İnsanımızın tarım ve hayvancılığa dayalı coğrafi-toplumsal-ekonomik koşullar içinde binlerce yıllık ya da yakın yy.larda oluşturduğu toplumsal kültürel birçok ritim artık yokolmuş durumda.

Zor iklim-doğa koşullarında hayvancılık ve tarımın ürettiği yarı göçebe yaşam; yayla-kışla-köy üçlemesi neredeyse tamamen sona ermiş durumda. Zaten 2005 sonrası yapılan kadastro ile kadim mülkiyet ilişkileri değişime uğradı. Köy-kışla-yayla, orman-otlak-sular, kısaca yeraltıyla ve yerüstüyle tüm doğayla olan kadim ilişkilerimiz sona erdi. Bu binlerce yıllık yaşamsal birlik artık kapitalist modern hukuk ve mülkiyet ilişkileri ile tarihe gömüldü.

Ama kadastro öncesi onlarca yıllık süreçte Şavşat’ta köy yaşamının tarım ve hayvancılık boyutu büyük ölçüde sönümlenmişti. Toplumsal kültür, dinamizmini ve canlılığını sağlayan günlük yaşamın eski tüm karakteristiklerinden yoksunlaşmıştı.

Yayla ve kışlaların önemli kültürel ritimleri; pancarcı, şaşorti, naxırcılık, tanacılık vb. ritüller, ev içi, tarla, çayır, harman, değirmen, eğlence (harfana), oyunlar vb. çoğu köyde nüfus gibi ya tamamen yokolmuş ya da bazı büyük köylerde yokolma noktasına gelmişti.

Bu kültürel ritimlerden biriside XORAWEL dir. Xorawel, günlük yaşam içerisinde onu oluşturan-besleyen koşullar ortadan kalktığı için nerdeyse kavram olarak bile zor hatırlanan bir ritüel-gelenektir.

Bir çok geleneğimiz/ritüelimiz gibi xorawel de yaşlı kuşaklarca bile zar zor hatırlanmaktadır. Kavramın anlam-fonetik-dilsel bağıntıları ise hemen hemen hiç bilinmemektedir.

***

Bilişim süreçleri-internet bilgiyi kolektif sürece dönüştürmeye devam ediyor. 2000 li yıllarda paylaşım siteleri, bireysel yada yaşamın ayrıntısına ilişkin birikimleri bilgileştirme işlevini üstlenerek taşıdı. Bireyin daha önce hiçbir biçimde erişemeyeceği - paylaşamayacağı bilgileri kaotik bir havuza dönüştürdü. İnternet, arkaik-kadim düşünce ve inançlardan, modern sınıflı toplumlara ait algı-inanç-düşüncelere kadar hertür kimlik ve alt kimliğin etkinlik, egemenlik ve kaotik savaş alanına – toplumsal-sınıfsal mücadelelerin engelişmiş çok boyutlu kozmik platformuna dönüştü. İyisiyle kötüsüyle bilginin bu paylaşım ve erişilebilirliği sınırsız bir kaynağı da ifade etmektedir. Hergeçen gün doğrusuyla-yanlışıyla bilgi birikim-paylaşım süreçleri katlanarak devam ediyor. Yöntem-araç ve bilgisel altyapıya sahip olunca “her tür bilgiye erişim” göreli anlamda da olsa olası oldu.

***

Horavel-Horevel-Horovel -Xorawel-Xorowel

(Kavramın dil-fonetik bağıntıları – Xora-Xoro-Hora-Horo)

Horavel kavramını araştırdığımızda yöremizdeki kullanıma en yakın iki biçimden biri Türkçe’ye adapte olmuş yaygın kullanım Horavel diğeri ise Ermenice Horovel olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkçe kullanımı daha çok Kars-Muş Bulanık örnekleri olarak var. İnternet üzerinde kopyala yapıştır sözlüklerde türkçe kullanım horavel biçimindedir. Tanım ise “Doğu Anadolu’da bir çift sürülürken hep bir ağızdan söylenen türkü” olarak tanımlanmakta. Bu tanımlama gerçekten birçok açıdan anlamsızdır. Horavel coğrafi olarak doğu anadolu ile ilgili değildir. Coğrafi olarak Kafkasya’nın belli bölgeleri ve bağlantılı yaşam alanları ile ilgilidir. Kars Posof, Çıldır, Arpaçay, Posof vb. ilçeleri, Şavşat, Ardanuç, Erzurum ve Muş Bulanık (Meskhetya-Şavşat-Kars göçerlerinin yaşadığı yerler) tarihi meskhetya coğrafyası ve bağıntılı yaşam alanları geleneğin yaşanmış olduğu coğrafyadır.

Horovel : ermenice kullanım biçimi, ermeni geleneği genel kabülü olarak karşımıza çıkmakta.

http://www.radikal.com.tr/kultur/bir_ermeni_kadinin_selamini_getirdim-1048794

Erhan Arık’la Radikal Gazetesi tarafından yapılan söyleşi bu kabüle sıradan bir örnektir. “Horovel ismi nereden geldi?” sorusuna verilen yanıtın içerisinde şöyle denilmekte:

“Ermenilerin belleğine dair bir hikaye bu, onların geleneği aslında.”

Yani HOROVEL bir ermeni geleneği sonuçlaması yapılıyor. Neden ve nasıla ilişkin bağlantılar izlenimden öte bir bilgi içermiyor. Egemen ulus olarak taşıyıcı olan sadece Ermeniler olduğuna göre gelenek onlara kalıyor.

Muş Bulanık siteleri, Kars valiliği sitesi dışında diğer bir kaynak ise “Kars Yöresinde Malakanlar’dan Kalan Ve Kaybolmak Üzere Olan Rençberlik Geleneği” başlıklı Prof. Dr. Ensar ASLAN tarafından yazılmış Milli Folklor dergisinde yayınlanan yazıdır.

Başlıktan anlaşılacağı gibi Horavel geleneği Kars yöresine ait hatta sanki Arpaçay’a ait bir gelenek gibi ele alınıyor. Daha ileri gidilerek Molakanlarla ilintilendirilmeye çalışılıyor. Yine de Horavel konusuna içeriğinde yerveren türkçe yazılmış bilgi açısından en zengin metin diyebiliriz.

Bu örnek bilgiler üzerinden gittiğimizde kelimenin ve geleneğin Ermeni geleneği olduğu yargısı kolaycı sonuçlama olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama coğrafyamızda bu kavram ve ses yapısı, geleneğin yaşanış biçimlerini araştırdığımızda konunun bu kadar basit olmadığını görüyoruz. Şavşat ve Ardanuç’ta zayıflamışta olsa gelenek 20.yüzyılın ikinci yarısında bile yaşanmaktaydı. Günümüzde ise yokolmak üzere olan hafıza olarak bulunmaktadır. Kavram ve fonetik bağlantılarına ilişkin daha önce yaptığımız araştırmalar başka bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Şoven yaklaşım hangi ulusa ait olursa olsun düne, bugüne ve yarına ulus elbisesi giydirir. Hele bunu yapan ulusların tarihi bir-iki yüzyıldan fazla değilse bu elbise çok ama çok taykeş-eğreti durur.

Türk, Yunan, Ermeni, Gürcü vb. coğrafyamızın tarihçiliği bu taykeş elbisedir. Binlerce yıllık insani ritüel-birikimler bir anda bir ulusun mülkü olur. Fonetik-dil, kültür ve yaşamın içindeki gelenek bağıntıları yokedilip geriye zaman içerisindeki bir biçimin kime-bir ulusa aidiyeti kolaycılığı kalır.

Yönetmek ve yönetilmek için şovenizm egemen sınıfsal ilişkilerin en önemli yönlendirme araçlarından birisidir. Hertürden ve her anlamda şovenizmden uzak, sadece gerçeğe ulaşmak için eleştirel akla dayalı araştırma kolay bilgiden uzak durmayı gerektirir. Bu yönteme sadık kalmaya çalışarak kısa sürede yaptığımız araştırma ve bazı sonuçlara gelirsek.

İnternette yayınlanan Nişanyan Sözlükle başlıyoruz. Bu sözlükte horovel kavramına baktığımızda farklı bir boyutla karşılaşmaktayız. http://www.nisanyansozluk.com/?k=horovel Horovel başlığı altında Ermenice değil Yunanca ile karşılaşıyoruz. Koro kelimesinin kökeni olan Xoro kelimesi ile. Horovel başlığı altında ilk kelime hora. Horavel tarzındaki söyleniş Yunan’ca Xora (koro) sözüyle ses (fonetik) açısından örtüşmektedir. Nişanyan sözlükte hora maddesi aşağıdaki gibidir.

Hora

~ Yun χoró χορό dans, oyun, koro [mod. χorós] << EYun χorós χορός 1. etrafı çevrili yer, avlu, 2. oyun yeri, dans alanı, 3. tiyatroda koro << HAvr *ghor-o- duvarla çevrili alan, avlu < HAvr *gher-1 kapatmak, etrafını çevirmek.

Yani Xora – Hora batı dillerinde de yaygın olan Xoro – Xorus – Xora; koro ve ani haykırış-bağırış kelimesidir. Yunanca üzerinden fonetik – kelime – dil aktarımı gerçekleşmiştir. Bağırarak oynamak-eğlenmek-dansetmek-birlikte söylemek...

Aynı başlık altında Horoz-Horon kelimeside yeralmaktadır.

Horoz

~ Fa χurōs خروس a.a. << OFa χrōs a.a. < OFa χrōstan bağırmak, çağırmak = Ave χraos- a.a., ağıt yakmak

Horon

~ Yun χorós χορός her tür dans

Yani Xoros(z) – Horoz bağırmak, çağırmak. Horon – Xoron – Xoroni bağırarak dansetmektir.

Ermenice – Yunanca – Gürcüce – Türkçe daha birçok dilde aynı anlamda fonetik varyasyonlarıyla kullanılmaktadır. Horon için bağırarak dansetmek dense bizim için yeterli bir anlamsal örtüşme olur.

Chorus : Koro (Birlikte söylemek, aynı anda konuşmak. Batı dilleri ve geçiş olan dillerde.)

TDK sözlüğünde hora maddesi ise şöyle

Hora is. (ho’ra) Yun, khoreia Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oynanan bir halk oyunu, hora tepmek 1) hora oynamak; 2) mec. Ayaklarını vurarak gürültü etmek.

Artık burada XORA-HORA kelimesinin temel anlamını netleştirebiliriz. Birlikte haykırmak-söylemek-ses çıkarmak. Koro kelimesinin modern anlamı xora kelimesinin bir çeşitlemesidir. Diğer bir anlam-fonetik çeşitlemesi Hurra(y)-Horra(y) vb. gibi karşımıza çıkmaktadır. Xoro-Xora doğrudan kökendir. Xora/o (bağırarak-haykırarak-birlikte söyleyerek yapılan) dans (horon) ve ortam (mekanı) da anlatır/kapsar. Mecazlarından biri özgür dışavurum-yaşam alanıdır. Mecazı agora gibi, fonetik varyasyonu gora/ghor dağdır bazı dillerde, kendin olabilmek ile koşullarının olduğu yerdir. Bu fonetik yolculuk ulus devletlerin-şöven kapsayıcılığı ile uzlaşmaz bir devinimdir.

Hor-Xor ses-gürültü vb. doğal ses bağıntılarını bu yazıda dışarda bırakmak doğru olacaktır.

Vel-Wel

Vel-Wel ve Velat-Welat köy ve yayla ismi olarak Şavşat’ta kullanılmaktadır. Karşılaştırmalı analiz bize kavramın iyi-hoş-güzel-olması gerektiği olan vb. anlamları vermektedir.

Wel-Vel (köy ismi) – Welat-Velat (yayla) : Güzel-İyi-Olması Gerektiği Gibi -Yaşanacak yer anlamına gelmektedir. Welat kavramı wel kökten türetilmiş, yurtluk-yaşam alanını anlatmaktadır.

Sonuç:

Hora-Xora-Hurra : Bağırış-Haykırmak

Horon-Xoron : Haykırarak icra edilen dans, koro, yapılıp-yaşandığı yer (ghor) vb.

Vel-Wel : Güzel-İyi-Hoş-Gerekli-Olması Gerektiği Gibi

Coğrafyamızda orijinal anlamları ile kullanılan tump, qort vb. daha çok sayıda kavram gibi Xora, Xoron, Wel/at-Vel/at kavramları da kavram ve ek olarak birçok dilde kullanılmaktadır. Birçok dil gibi Türkçe’nin de önemli kaynağı olan Pallik-Meskhet dili ve fonetiğindeki x,q,w ve çeşitli temel sesler resmi türkçe ile söylenememekte-yazılamamaktadır. Resmi Türkçe ile coğrafyamızın tarihi-kültürel-dil-fonetik kimliği ile doğru bağıntı ve ilişki kuramamaktayız. Fonetik-dilsel bağıntılar kaybolduğu gibi türkçenin zenginleşmesi için gerekli devinimde ortadan kalkmaktadır.

Hora Vel - Xora Wel;

Xorawel bileşik bir kelimedir. Toplumsal bir ritüeli anlatır. Güzel Haykırış, İyi Sesleniş, Gerekli Temaşa vb. diye açıklanabilir. Güzel sözlere dayalı karşılıklı yada topluca bağırış-haykırış-söz-şarkı söyleme... Meskhetya coğrafyasında tınaza kültü zor yaşam-çalışma koşullarına karşı insani bir yanıttır. Tınaza’ya (ince alay-ironiye) başvurarak anlatım estetik ister. Aşık geleneğinin de temeli olan atışma kültürünün kaynakları yaşam-çalışma koşullarının içinde oluşan bu yanıtların kendisidir. Kolektif-toplumsal yaşamın derinlerinden beslenerek oluşmuştur.

Mogdam, ilkel kolektivizmin geçen yy.a kadar süren biçimlerinden biridir. Horavel geleneği, Tarla sürme- ekim, biçim, harman, pancarcı, harfana vb. birlikte gerçekleştirilen toplumsal etkinliklerin içinde beslenmiştir. Birçok gelenek gibi son yy.larda biçim değişikliklerine uğrayarak-karakteristikleri kaybolarak günümüze gelmiştir.

Xorawel geleneği ile bugünden bir ilişki kurmaya kalkıştığımızda, en yakın ve belirgin hali geçen yüzyılın ikinci yarısına kadar ulaşan tarla sürme ile gerçekleşen ritüel biçimindedir.

Xorawel öküzler tarafından çekilen Kütan-Qotan ın boyunduruğundaki xotax-otax ve arkadaki maçaxal/majgalların tarladan tarlaya atışmaları biçimiyle bilinmektedir. Horavel karşılıklı-topluca mani-şarkılarla atışma-söyleşme olarak gerçekleşir.

Aydın Karasüleymanoğlu 21.09.2008 tarihli Şavşat’ın Romanı ve Öyküleri başlıklı yazısında Quçenli Kazım Yazar’ın Cancep Elması adlı öykü kitabından Fosfor adlı öyküden yaptığı alıntının bir kısmına aşağıda yerveriyoruz.

Boyunduruklar üzerine bindirilen hotaklara (boyunduruk üzerine oturup öküzleri idare eden çocuk) çok iş düşer. Öküzleri koşan kişi (maçıgel) zaman zaman hotakları uyararak, horevel (türkü, şarkı) söylemelerini ister. Boyunduruk üzerine oturan çocuklar, bir yandan öküzleri çubuklarken, bir yandan da ses sese vererek söylemeye başlarlar:

Ho deyin gidek başa
Kotan ilişmesin taşa
Bizim öküzler kuvvetli
Çarçabuk çıkalım başa
Ho babam hoooo...

diyerek tarla boyunca bir bağırtı, şamatadır kopar. Hotaklar neşelenir, öküzler hızlanır, kotanın toprağın içinden giden demiri rastladığı taşlara çarparak, gırt-gurt sesler çıkararak umut dolu toprağı yana devire devire, tarla boyunca işler gider.

Öteki tarlaların çocukları da horevel söyleme yarışına girerler..”

Bu yazının web linki http://www.artvinvakfiatabari.com/siiryazioku.asp?kod=22&snum=1

Yazar Celil Çınkır ise Dadaş’ın Söz Çıkını 11 başlıklı şiirinde "nadasta karşılıklı maniye HOREVEL" dendiğini belirtiyor. web linki http://www.antoloji.com/dadas-in-soz-cikini-11-siiri/

Aşağıda Kars Valiliği sitesinden uzun bir alıntı var.

Kotan sürerken uyku gelmesini, uyuşukluğu önlemek, ritim sağlamak için koro halinde söylenen türkülere “horavel” denir. Öküzlerin de horavel ritmine uyduğu söylenir. Genellikle majgalın “heey hey hey” çekmesiyle horavel başlar: “sürün gidelim başa/ kotan değmesin daşa/ ho de hodakh!” bunu bir ağızda çekilen “hoooo!…hoo!–.hoo!…” sesleri izler. Kotanlama denen atışmalarsa işin en eğlenceli yanını oluşturur. Kotan guruplarından biri iş başı yapmış, diğerleri daha kalkmamışsa “kızıl tuman ağ baldır/ hodakh yatmış gel kaldır” diye söz atılır. Onlar koşuma hazırlanırken de yeni bir horavel çekilir: “gökle yıldız sayılmaz/çiğ yumurta soyulmaz/biz bir baş gidip geldik/onlar yatmış ayılmaz”. Kotan koşulduktan sonra karşı horavel söyleyecek grup, önce öbür kotandakilerden birine seslenir: “Memmeeet, Memmet / sabahın dar sesine / bacın keklik ben avçı/düşmüşüm ensesine”. “Karşı grup bunu hemen yanıtlar: Duvarçığı yağladım / baş böğrüme bağladım/ gettim sizin kapıya yar yar diye ağladım”. Bu atışmalar aralıklarla akşama değin sürer.

Kotan sürerken sınırlaması yanlıştır. Toplu çalışma ve yaşam alanları, harfana, düğün gibi birlikte yapılan eğlenceler xorawel’in gerçekleştiği süreçlerdir. Xorawel, tarla sürerken de, ekinde de, harmanda da söylenir, pancarcıda da, harfanada da. “Uyku ve uyuşukluğu önleme, ritim sağlama” xorawel için anlamlıdır. Ama xorawel sadece bu gerekçelerle tanımlanamaz. Atışma-Karşılıklı söz söyleme-koro halinde şarkı-haykırış, horon vb. ritüellerle kompleks bağıntılı-içiçe toplumsal-kültürel-estetik süreçlerdir. Ayrıca xo’ra çekmek TDK sözlüğünden yukarıya aldığımız anlam-karşılığı gözönüne alınınca, böyle sınırlamalarla kavramın birçok anlam-fonetik-dil bağıntıları kaybolmaktadır. Yokedilmektedir.

Xorawel Örnekleri

Şavşat

Hayde babam öküzü
Keklik kemer öküzü
Ellar getti biz kaldık
Gena babam öküzü
Ho babam ho

O geçada maşa
bu geçada maşa
bizim okuz sizinkina aşa
Ho babam ho

O geçada laxana
Bu geçada laxana
Kalx burdan salaxana
Ho babam ho

Kaynak Soner Yılmaz

Muş Bulanık

Horavelin Uzunu
Koyuna Döktüm Tuzunu
Horavel Çağırmıyanın
Öpeyim Halasının Kızını
Ho babam ho

Aybalam Aybalam
O Toyda Kaldı Halam
Mecalim Yok ki Gelem
Söyleyin İmdada Gelsin Lelem
Ho babam ho

Kars

Seviç keser hop dönderir
Hodak hoo hoo!
Ağam bize haşıl gönderir
Sürün hoo hoo!

Sarı öküz hagosta
Hodak hoo hoo!
Helva gelir çinko tasta
Sürün hoo hoo!

Gençler kotana gitmiş
Hodak hoo hoo
Köy kızları kalmış yasta
Hodak hoo hoo!

Kotan gider iz gider
Hodak hoo hoo!
Gelin gider kız gider
Sürün hodak hoo hoo!

Bu kız yolu şaşırmış
Hodak hoo hoo!
İnşallah bize gider
Sürün hodak hoo hoo!

Bugün ayın onudur
Hodak hoo hoo!
Günlüklerin sonudur
Sürün hodak hoo hoo!

Hora Vel - Xora Wel kavramlarımının Palaca ile yani Pallikçe bağlantısının araştırılması önemli sonuçlar verecektir. Ayrıca xorawel kavramı günlük dilde çeşitli mecazlarla kullanılmıştır.

Not: “Ola na xorawel ediyersın.”

Bu cümlede xorawel, boş söz-gereksiz konuşma-şamata-gürültü anlamında kullanılmakta. (Şavşat-Ardanuç)

Bitirirken

Girişte böyle bir konu açısından uzunca ele aldığımız yaşam algıları ve bilinç biçimlerinin değişimininin hızlanması ve değişim süreci, biryanıyla kapitalizmin özel mülkiyete dayalı tüm toplumsal-tarihsel birikimleri yönetsel araçsallaştırılması biçiminde egemenlik-hedeflilik sorunu olduğu kadar diğer yandan kapitalizm-özel mülkiyete dayalı tüm toplumsal biçimlere karşı oluşacak tarihsel tüm insani birikimleri kapsayıp geliştiren yanıtlarıda içeren toplumsal mücadelelerin 21.yüzyıl koşullarında üretilmesi olarak devam etmektedir. Her birikim ve kimliğin, tüm öğe ve alt kimliklerinin kapitalizm tarafından araçlaştırılmasına karşı evrensel kimlik-bilimsel eleştirel aklın tüm bu kimlik ve öğelerle kuracağı insani etkileşim kapitalizmin mikro birey-kimliklere dayalı toplum hedefine verilecek yanıt olarak toplumsal-evrensel kollektif hafızaya evrilecektir. Bireyin tüm kimlikleri ile bilimsel eleştirel akıl ile kuracağı insani diyalog ve üzerinde inşa edeceği kendini anlama-anlamlandırma süreçleri, özel mülkiyet ve kapitalizmin kaotik-anarko bireyine verilecek nihai yanıt olacaktır.

Değişim kadar bireyin değişim algısının toplumsal ortak hafızaya dönüşen birikimi, geleceğe ilişkin algı ve yapacaklarımızı belirleyen en önemli etkendir. Algılarımız gibi bilgi de herşey gibi görelidir. Ve sürekli değişir. Bilgi, geliştirilebilir ve yanlışlanabilir olmalıdır. Doğru ya da yanlış mutlak olmayandır. Geliştirilebilir bilgi insani yani toplumsal olandır.

Eylül 2014

Bu İçerik 26301 Kez Görüntülendi

Kültür ve Sanat Üye Listesi