Şavşat Duvar Gazetesi Kültür ve Sanat

İmerhevi Gürcülerinde Düğün

Gökhan Demirci

Yöre gençleri evleneceği gençleri düğün, imece ve yöreye özgü bir takım şenliklerde beğenirler. Bu beğenilerini birbirlerine mani söyleyerek belirtirler. Yöredeki kadın erkek arasındaki ilk ciddi diyalog aracılar vasıtası ile yapılır. Erkek beğendiğini bir yakını veya arkadaşı aracılığı ile kıza iletir. Kız eğer bu olaya ciddi bakıyorsa olumlu yanıt verir, eğer hoşuna gitmemiş ise bunu kimse tarafından duyulmaması gerektiğini aracıya söyler ve bu konunun kapatılmasını ister.

Kız veya erkek olaya olumlu bakıyorlarsa belli bir süre aracı vasıtasıyla birbirleriyle görüşürler. Olay evlilik aşamasına geldiğinde aileler araya girerler.

Oğlan evlenmek istediği kızı anne ve babasına söyler. Eğer oğlanın ailesi kızı önceden tanıyorlarsa o kız ile ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncelerini oğlana söylerler. Oğlan tarafı kızı tanımıyor ise; isteyecekleri kız hakkında araştırma yaparlar, bu araştırma yapılırken bir yandan da kız tarafının isteme olayı ile ilgili görüşlerini dolaylı yoldan öğrenmeye çalışırlar. Adı kötüye çıkmış ailelerden; kız alınmadığı gibi kız da verilmez.

Yapılan araştırma sonucunda olumlu yanıt alınırsa kız tarafına elçi gönderilerek bu olaya resmiyet kazandırılır. Oğlan tarafı göndereceği elçiyi yörede saygınlığı olanlardan seçer. Elçiler akşam yemeğinden sonra kız evine giderler, kız evine besmele ile girerler. İçeri buyur edilen elçiler ve ev sahipleri belirli bir süre havadan sudan konuşurlar. Daha sonra elçilerin sözcüsü ‘biz buraya hayırlı bir iş için geldik , Allah’ın Emri Peygamberin Kavliyle kızınızı filan kişinin oğluna istiyoruz” der. Eğer kız tarafı oğlan tarafını tanıyor ve beğeniyorlarsa olaya olumlu bakmakla birlikte yinede kesin cevap vermezler. Kızın babası aile büyüklerine danışmam gerek diyerek zaman ister.

Şayet oğlan tarafını beğenmiyorsa evlenecek kızının olmadığını gelen elçilere bildirerek bu olayın kapanmasını ister. Kızın ailesi kızlarını vermemekte ısrar ederler ise ve oğlan ile kız birbirlerini seviyorlarsa bu durum karşısında gençler kaçma olayına başvururlar.

Elçiler olumlu yanıt aldıklarında nişan yapılır.

İmerhevde nişan kapalı ve açık olmak üzere iki şekilde yapılır. Kapalı nişan; sadece iki aile arasında yapılır ve çevreye duyurulmaz. Kapalı nişan olayında nişanlanan gençler düğün gününe kadar görüştürülmezler. Açık nişan ise eş, dost ve akrabalara duyurularak yapılır. Gençlerin görüşmelerine izin verilir. Oğlanın ve kızın düğün gününe kadar birbirlerinin evine gelip gitmelerine izin verilir.

İki tarafın belirlediği bir günde oğlan tarafı nişanı getirir. Nişan gecesi yakın komşular eve çağrılır, gelen misafirlere akşam yemeği verildikten sonra getirilen nişan takılır. Takılan nişan ailelerin isteği ve olanakları doğrultusunda getirilen takılar ve hediyelerden oluşur. Nişan takıldıktan sonra kız, oğlan tarafından gelen misafirlerin ellerini öper. Bu olaya yörede ‘temenna” denir.

Nişandan sonra imam nikahı kıyılır ve oğlan tarafı kızın annesine süt hakkının karşılığı olan parayı verir.

Nişandan sonra aileler düğün gününü kararlaştırırlar. Eğer nişanlı kızın isteyenleri çok olmuş ise oğlan tarafı düğünün bir an önce yapılmasını ister. Bunun dışında nişanlılık süresi bir iki yıl sürebilir. Düğün gününün kararlaştırılması ile birlikte taraflar birbirlerinden bir takım şeyler isterler. Kız tarafı oğlan tarafına yakın akrabalarına hediyelerin alınması için bir liste verir ve bunların alınma hazırlıklarına başlar. Hem oğlan hem de kız tarafında yemekler yapılır. Bunun için özellikle oğlan tarafı yörede tanınmış ahçı tutar. Ahçı yanında yardımcılarını getirir. Düğün sahibi bütün malzemelerini ahçı ve yardımcılarına teslim eder. Ahçı ve yardımcıları kavurma, lahana ve yaprak sarması, köfte ve mevsimine göre yemekler yaparlar. Bu arada köyün genç kızları da ahçının denetiminde baklava açarlar. Yemek hazırlanırken ev sahipleri de komşulardan tabak ve kaşık toplar, komşulara un dağıtarak ekmek pişirmelerini isterler.

Düğün sabahı oğlan tarafı; damadın yengeleriyle ve bazı yakın akrabalarıyla birlikte kız evine gelirler. Kız evine gelen misafirlere yemek verilir. Bu arada kızın yengeleri gelini hazırlama telaşı içindedirler. Kız tarafında kızlar, oğlan yengesinden ‘yengacan” türküsü eşliğinde bir takım yiyecekler isterler. Bu yiyecekler içinde özellikle ketenin olması şarttır.

Örneğin:

Yenga geldin hoş geldin yengacan
Eli boş niya geldin yengacan
Biz lokumu isteriz yengacan
Bisküvi ile beraber yengacan

Diyerek oğlan yengesinden istekte bulunurlar. Yenge bir sininin getirmiş olduğu yiyecekleri koyarak, kız evinde bulunan misafirlere dağıtır. Getirilen yiyecekler arasında kete yok ise kız tarafı bunu kabul etmez ve diğer yiyecekleri yengeye geri verir.

Bu olaydan sonra oğlan tarafından gelenler kız yengesinden gelini getirmesini isterler. O da şu şekilde olur ‘molla molla gelin gelsin meydana” diyerek gelinin yanlarına getirilmesini isterler. Gelin getirme işlemi uzun sürerse oğlan tarafı gelinin yengesine iğneleyici manilerle atıfta bulunurlar. Kız yengesi gelini hazırlayarak misafirlerin yanına getirir, oğlan yengesine geline getirmiş olduğu yolluğu serer ve geline kına konur. Bunun için oğlan tarafından getirilen kına kız tarafına verilir, gelinin yakınlarından biri kınayı yoğuracağı kaba koyarak oğlanın yengesine gelerek kınanın yoğrulmadığını söyler ve bahşiş almadan yoğurma işlemini yapmaz. Yoğrulan kına gelinin avucuna bir demir para ile birlikte konur ve bir eldiven takılır. Bu işlemden sonra oğlan tarafının kız tarafına getirmiş olduğu yollukların bavulu getirilir. Bu yollukların açılması için gelinin erkek kardeşi ya da erkek yeğenlerinden biri bavulun başına gelir ve bavulun çok ağır olduğunu ve kaldıramadığını söyleyerek oğlanın babasından bahşiş ‘atiye” ister.

Alınan bahşiş ile birlikte bavul açılarak getirilen yolluklar misafirlere tanıtılır. Bu arada oğlan babası gelinin erkek kardeşine koç parası adı altında para verir. Bu para ile gelinin erkek kardeşi arkadaşlarına yemek verir. Gelin çıkartılırken gelinin erkek kardeşi sandığın üstüne oturarak oğlan tarafından atiye ister ve atiyeyi almadan sandığı vermez. Bu arada gelinin yakını bulunduğu odayı kilitleyerek gelinin odadan çıkmak istemediğini söyler ve hediyesini alır. Odanın kapısı açıldıktan sonra ise gelinin erkek geline kuşak bağlar yine bu işlemde de hediye alınır. Gelin ailesi ve komşuları ile vedalaşarak düğün alayı ile birlikte evinden ayrılır. Düğün alayı oğlan evine kadar akordeon eşliğinde eğlenerek oğlan evine gelirler.

Buarada yolda düğün alayından birkaç kişi yolu keserek sancılandıklarını söyler ve bunun için yengelerden kete isterler ve keteyi yemeden düğün alayına geçiş vermezler. Oğlan evine gelindiğinde damat sağdıcı ile birlikte çatıya çıkarak yanına aldığı bozuk para ve şekerleri gelinin üzerine doğru atar. Paralar ve şekerler orada bulunanlar tarafından toplanır. Silahlar atılır.

Oğlan tarafında bulunan kızlar geline türkü söylerler.

Örneğin:

Gelin buyurun naz eylama
Evi supur toz eylama
Kayananayla söz eylama

Nar ağaci çiçeklandi
Gelinimiz gerçeklandi
Dalda kirarlar cevizi
Hani ya gelinin çeyizi

diyerek gelini karşılama türküsü söylerler.

Bu yazı Chveneburi Kültürel Dergisinden 9 Ağustos 2004 tarihinde alınmıştır.

Savsat Com Web Ekibi

Bu İçerik 6572 Kez Görüntülendi

Yorumlar

Ferit Gül

sevgili özlem hanım

Ferit Gül - 9 Ağustos 2004
eski düğünleri anlatmışsınız,çok güzel ve okuyunca insan o yöremiz düğünlerini özlediğini hissediyor,ama inanın bana artık yöre düğünleri sadece memlekette oluyor büyük şehirlerdeki düğünler çıstak çıstak artık,ama çok güzel yazmışsınız,elinize dilinize sağlık.
Yunus Kara

Özlem Hanım merhaba

Yunus Kara - 9 Ağustos 2004
Özlem Hanım merhaba,
Her şeyden önce yaptığınız çalışma ve yazınızdan dolayı tebrik ediyorum. Ancak,
Anlattığınız düğünün Şavşat’ın diğer köylerindeki düğünlerden farkı var mı? Veya Kırgızistan’da sürgün hayatı yaşayan Ahıskalı Türklerin düğünleriyle, Ardahan’ın Türkmen köylerindeki düğünlerle aralarında hiç fark görebiliyor musunuz?
Son bir soru? Anlattığınız düğünle bugün Sakarya’nın; Düzce’nin köylerinde yaşayan ve katışıksız gürcüce konuşan, başka köylere kız dahi vermeyen Gürcü köylerindeki düğünlerle hiç bir benzerlik bulabiliyor musunuz?
Saygılarımla.
YUNUS KARA

Kültür ve Sanat Üye Listesi