Şavşat Duvar Gazetesi Politika

Demokrasi

Attila Şimşek

Geçen gün eğitimde ikilik ve bunun sonucunda toplumsal kutuplaşmadan söz etmiş bu duruma son verilmesi gerektiğini anımsatmıştım. O yazımı ancak bir kişi okumuş oda ne dediğimi anlamamıştı İnşallah bu yazım anlaşılır olur. Yazılarımda esas amacım duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmaktır. Söylediklerime hepiniz katılsanız zaten dünya yaşanmaz olur. O nedenle beni eleştirmek en doğal olan şeydir Polemik yapmak istemem ancak kişiliğime el altından vurgularla hakaret etmek isteyenlere söylemek istedikleri hakaretleri aynen iade aderim. Düşüncelerimi çürütemiyenlerin kişiliğime yönelmelerini kınıyorum.

Buradan geçebileceğimiz konu ancak demokrasi olur.

Demokrasi çok eski yüzyıllardan beri vardır..Ancak demokrasiyi tarih boyunca herkes kendi isteğine göre yorumlamış. Demokrasi elastiki bir hal almıştır.

Demokrasi özünde temsilci aracılığı ile söz hakkının kullanılmasıdır.

İşte sorun burada çıkıyor. Eğitim düzeyi düşük.Ağanın şıhın hocanın hacının ve kocanın oy verin dediği temsilciye oy veren bir halkın olduğu toplumlarda demokrasi işlemez. Buna birde hukukun üstünlüğü ilkesine hukuk kendi adına karar verdiğinde saygılı, aleyhinde karar verdiğinde karalanan bir kurum olduğu sistemde demokrasinin yaşaması mutlaka sorunlu olacaktır.

Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri demokrasimiz birçok defa kesintiye uğramış ise bunda esas sorumlu eğitimsiz halkı ile ağanın şıhın şeyhin hacının hocanın ve kocanın dediği partiye oy verilen bir ülkede demokrasi ancak bir masal olur.

Demokrasinin özü insan haklarına saygı ile hukukun üstünlüğünü ve bağımsızlığını tereddütsüz kabul etmekten geçer. Seçilenlerin dokunulmazlığı ancak kürsü ile sınırlı olmalıdır. Bizdekiler niye söz verirler ancak uygulamaya geçiremezler. Bunun en önemli nedeni yargı bağımsızlığının olmamasından kaynaklanır. Yargı bağımsızlığı olmadığı zaman suiniyetler devreye girer endişesi ile bu uygulama başlatılamamaktadır. Buna birde seçilenlerin kabarık suç ve yolsuzluk dosyalarını ekleyince dokunulmazlığın kalkması olmayacak iş gibi oluyor.

O zaman bireysel, meclis dışı faaliyetlerinde yargı denetimi dışında kalan vekiller yolsuzluklardan kurtulamıyor. Vekiller meclisi cukkalarını yedi sülalesinin cukkasını dolduracağı ambar olarak görüyor.

Üstüne üstlük bu cukka hesabı zamanında sorumsuz iktidarlar ülkenin ekonomisine kambur üstüne kambur ekliyorlar Vatandaş düzeldim sanıyor. Kambur ortadan kırılıyor. 2002de 115 milyar dolar dış borç 2007de 206 milyara çıkmış. Cari açık dış açık hep aynı oranda artmış. İhracat patladı deniyor hem işsizlik artıyor hemde ihracat GSMH içinde % 20 payında herhangibir değişiklik olmamış. Bunun yanında ülkeyi türbanlılar ve laikler olarak kutuplara bölmüşlerdir.

Böyle bir ortamda demokrasiyi yaşatmak ancak serum ile olur. Ülkeye yabancıların müdahalesi artıyor. Kapalı kapılar arkasında verilen sözler ve yapılan gizli anlaşmalar ülkemizde hem demokrasiyi bundan daha vahim ise ülkenin birlik ve bütünlüğü büyük tehlike altına girmiştir. 14 ve 29 nisan buna karşı cephe açılmasıdır.

Çünkü IRAK’ı gören vatandaş ülkesinin birlik ve bağımsızlığının değerini anlamıştır. Bağımsız ve birlik olmayan yerde ibadetin olmadığını çok iyi görmüşlerdir.

O birlik ve bağımsızlık, demokrasiden ve herşeyden önce gelir.

Bu İçerik 6551 Kez Görüntülendi

Politika Üye Listesi