Şavşat Duvar Gazetesi Politika

Kadınlar Günü ve Yerel Seçimler

Hasan Büyük

Mart 2009 iki açıdan çok önemlidir. Birincisi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kutlanması, ikincisi de 29 Martta yapılacak olan yerel seçimler açısından kadının durumu: Bu iki konuyu birbiriyle ilintiliyerek açıklamak istiyorum. Öncelikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün çıkış nedenini hatırlayacak olursak, 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi yaşama koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladılar. Ancak polisin işçilere saldırması işçilerin fabrikaya kilitlenmesiyle de çıkan yangında 129 işçi yanarak can verdi. Bu olay tüm dünyada kadınlar günü olarak kutlanmaya başlandı. Türkiye de ise 1921 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Acaba o günden bu güne kadınlarımız hak ettikleri yerlere gelebilmişler midir? Maalesef hayır. Birleşmiş Milletlerin raporuna göre ; Dünyada ki işlerin % 66’sı kadınlar tarafından görülüyor. Buna karşın kadınlar dünyada ki toplam gelirin %10 una sahipler. Kadınlar ayrıca dünyada ki mal varlığının ise % 1 ine sahipler. İşlerin % 34 ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyada ki toplam gelirin % 90 ına ve toplam mal varlığının % 99 una sahipler. Türkiye de ise evli kadınların şehirlerde %18 i köylerde ise %76 sı eşleri tarafından dövülüyor. Aile içi şiddetin %90 ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor. Kadınlarımızın %40 görücü usulüyle evlendirilirken, %30’u dini nikahla % 20’si nikahsız yaşıyor.Türkiye de sekiz milyon kadın okuma yazma bilmiyor, okuyan her kadında sadece % 2’si yüksek öğrenimini tamamlayabiliyor. % 55 i doğum kontrolü uygularken, %64 u doktor yüzü görmüyor,yılda anne olmak isteyen 2500 kadınımız yaşamını yitiriyor. % 40 ı eve gelen konuğa görünmüyor, halen Türkiye de berdel başlık parası,töre ve namus cinayetleri, dayak ve baskı sürüp gitmektedir. Birde olaya yerel seçimler açısından bakacak olursak,acaba kadınlarımız seçme ve seçilme hakkından yeterince yararlanabiliyor mu? Bilindiği gibi Cumhuriyetle birlikte Atatürk Türk kadınına gereken önemi vermiş, kadını siyasetin içine sokmanın modernleşmenin bir gereği olarak görmüştür. Ve demiştir ki ‘Ey Türk kadını sen yerde sürüklenmeye değil omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın” Yine demiştir ki ‘Toplum iki cinsten oluşur. mümkünmudur ki bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin.” Bu inançladır ki 1930 yılında Türk kadınına Belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı, 1933’te Köy Muhtarı ve İhtiyar Heyeti Meclis üyesi olma , 1934’te de Milletvekili olma hakkı verilmiştir. Hem de bu hakkı bir çok Avrupa ülkesinden önce almıştır. Avrupa kadınları bu hakkı Fransa’da 1944 ‘te, İtalya’da 1946’da, İsviçre ‘de ise 1971 yılında bu hakkı elde etmişlerdir. Seçme ve seçilme hakkını bir çok Avrupa ülkesinden önce elde eden Türk kadını acaba hak ettiği yere gelebildi mi? Bunu yerel seçim sonuçlarını inceleyerek görebiliriz. 28 Mart 2004 yerel seçim sonuçları açıklandığında 3225 belediyenin sadece 18’ini kadın adaylar kazanmıştı. Ve daha da ilginci 81 ilin sadece birinin belediye başkanı (Tunceli) kadındı. 18 kadının 9u DTP’den, 5’i CHP’den, 2’si AKP’den, 1’i de DYP’dendi. Bu açıdan 29 Mart 2009 yerel seçimleri ülkemiz kadınları açısından büyük önem taşımaktadır. Gösterilen kadın adaylar parti farkı gözetilmeksizin desteklenmelidir. Bu seçimde aday olarak gösterilen kadınlarımız istenilen sayıya yine ulaşamadı. 10 il ve 54 ilçe de kadın adaylar gösterildi. İl bazında en çok kadın adayı CHP ( Bursa, Aydın, ŞanlıUrfa, Antakya, Erzincan ve Kastamonu) gösterirken, DTP Kars ve Tunceli’den AKP Ordudan, DP ise Sadece Sivas’tan kadın aday göstermiştir. Maalesef üzülerek belirtmeliyim ki kültürüyle ve kadına değer verişiyle övündüğümüz bizim yöremiz olan Artvin’den ise,hiç bir parti il ve ilçe bazında kadın adaya yer vermemiştir. Bakalım bu 64 kadın adaydan kaçı ipi göğüsleyecektir. Özellikle Bursa Büyükşehir adayı Sena Kaleli ye bütün kadınların destek vereceğini, kültürü ve birikimleriyle Bursa’ya çok yakışacağına burayı yaşanır çağdaş bir kent yapacağına inanıyorum. Bu seçim sonuçları da bize göstermektedir ki kadınlarımız yönetimlerde yok denecek kadar azınlıktalar. İstenilen düzeye gelmeleri için, kadınların bir araya gelerek örgütlenmeleri gerekir. Türkiye Kadın Dernekleri federasyonu, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Kadın ve Siyaset derneği gibi derneklere üye olmalı onlarla yakın ilişkiler içerisine girmelidir. Her kadının en yakın bir siyasi partinin içine girerek, parti örğütlenmelerin de söz sahibi olmalıdır. Kadın eğitimlerine önem verilmelidir.Tarikat yanlısı yapılanmalardan uzak tutulmalıdır. Kadının mutfaktan çıkarılarak, çalışma hayatına kazandırılarak, üreten birey haline getirilmelidir. Umuyorum ki kadınlarımız o zaman istenilen düzeye geleceklerdir. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Yine de ülkemizin Cumhuriyet kadınları nezdinde tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Gününü kutluyor, onların önünde saygıyla eğiliyorum.

Bu İçerik 2847 Kez Görüntülendi

Politika Üye Listesi