Şavşat Duvar Gazetesi Politika

Neden DTP Kapatıldı?

Ali Yüksel

"Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç DTP'nin kapatma kararı ile ilgili kararda bazı DTP'lilerin siyasi yasak getirildiğini açıkladı. Beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olan Abdulkadir Fırat, Abdullah İsnaç, Ahmet Ay, Ahmet Ertak, Ahmet Türk, Ali Bozan, Ayhan Ayaz Aydın Budak, Ayhan Karabulut, Aysel Tuğluk, Bedri Fırat, Cemal Kuhak, Deniz Yeşilyurt,i Ferhan Türk, Fettah Dadaş, Hacı Üzen, Halit Kahraman, Hatice Adıbelli, Hüseyin Bektaşoğlu, Hüseyin Kalkan, İzzet Belge, Kemal Aktaş, Leyla Zana, Mehmet Veysi Dilekçi, Metin Tekçe, Murat Avcı, Murat Taş, Musa Farisoğlulları, Necdet Atalayı, Nurettin Demirtaş ve Selim Sadak’ın Anayasa’nın 69. maddesinin 9. fıkrası gereğinde, gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından 5 yıl süreyle, bir başka partinin kurucusu, yönetici denetçisi olamayacaklarına, Beyan ve eylemlerle partinin kapatılmasına neden olan Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliklerinin, gerekçeli kararın resmi gazete’de yayınlanmasından sonra, sona ermesine. Parti tüzel kişiliğinin kapatma kararı verildiği tarihte son verilmesine gereğinin yerine getirilmesi için karar örneğinin Başbakanlığa ve Yargıtay’a gönderilmesine karar verilmiştir. " dendi ve DTP böylece kapatılmış oldu... Sonuç itibariyle bu duruma sevinenler oldu. üzüntülerini ifade eden beyanlarla ise çok ciddi olarak karşılaşmadım. Avrupa’dan ve dış dünyadan ise kapatılmaya karşı olumlu sesler yükseldi. Bu duruma bir yurttaş olarak gösterebileceğim tepkiden ziyade vurgulayarak ifade edeceklerimi dikkatinize sunacağım. 1893 yılında kurulmuş Birinci Dünya savaşı öncesinde ise Mustafa Kemal ve İsmet İnönü'nün içinde yer aldığı ve Osmanlı ordusu subaylarının ağırlıkla teşkil ettiği "İttihat ve terakki cemiyeti" nin özünde Türkçülük akımı olarak ortaya çıkan bir akım olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Gerek Anadolu coğrafyası gerekte Rumeli ve Balkanlarda yaşayan ve Türk olmayan diğer etnik kökenleri Türkleştirme ve Türkleştiremediklerini asimile etme politikasını esas alan bir anlayışa sahipti. Unutulmaması gereken "İttihat ve Terakki'nin İleri Gelenleri; İttihat ve Terakki'nin başkanı, Edirne Posta İdaresi’nde memur olan Talât Bey'di (sonra Talat Paşa). Diğer ileri gelenler arasında Ahmet Rıza, Enver Paşa, Cemal Paşa, Dr. Nâzım ve Ziya Gökalp gibi asker ve sivil kişiler vardı" Bugünde bu ülkenin MGK tavsiyesi olmadan yönetilmediğini, Bu ülkede 3 tane askeri darbe olduğunu, Askerlerin dikte ettirdiği 12 eylül askeri anayasasıyla yönetildiğimizi sakın aklınızdan çıkarmayın. 1914 te iktidara gelen İttihat ve terakki cemiyeti 2. meşrutiyetle birlikte Ermeni jenosidinin de yaşandığını da aklınızda tutun. İttihat ve Terakkici Atatürk ile ismet İnönülü yılların CHP'nin tek başına iktidar olduğu 1950 yılına kadar süren yıllarda yaşanan şeyh Sait’i, koçgiri ve dersim gibi büyük ve diğer küçük olaylarda yaşanan katliamları da bir kenara yazın. 1927 Nusaybin demiryolu işçileri grevinde ve 1931 telgraf memurları grevinde uygulananlarla Gerek tüm muhalif güçlere uygulanan baskı ve zulmü hatırlayın. Dünya şairi Nazım Hikmete verilen 28 yıllık hapis cezasını bir kenara not edin. 6-7 eylül olaylarını, 1960 askeri darbesini, 1971 muhtırasını, 1980 askeri cuntasını ve günümüze kadar gelen 28 şubat ve benzeri muhtıra ve andıçların yanına 17.000 faili meçhul cinayeti, jitem, korucu ve devlet eliyle kurulmuş gizli silahlı eylem yapan örgütleri bir bir logoda doğru yerlerine koyun. Yanına bugüne kadar kapatılmış sosyalist emek yanlısı partilerden, İslami çizgide durmaya çabaladığı için kapatılan partilere ve oradan HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP ve bugün kapatılmış Demokratik Toplum Partisini de ele aldığınızda Türkiye’nin siyasi partileri içinde özellikle CHP nin beyanlarını yada sessiz durarak için için keyften gülen BAYKAL-CHP çizgisinin İttihat ve terakkiden gelen anlayışını göreceksiniz. Bu ülkede 1910 larda başlayan ve ulus devlet yaratma çabası olarak ifade edilen CHP ve Askerlerin politikası son yüzyılımızda yaşadığımız ve adına Lozanda Türkiye Cumhuriyeti denen bu topraklarda kan ve gözyaşından başka şeylere tanık olmak istiyoruz. Özgürlüğü ve barışı kardeşliği yaşamak istiyoruz. Çok etnikli, çok kültürlü, çok inançlı yurttaşlardan oluşan ve herkesin kendi kültür ve inancının anayasal güvence ile sağlandığı 70 milyonu kucaklayan sivil bir anayasa istiyoruz. Bizler bu ülkede türküz, kürdüz, gürcü, çerkeziz. Laz, arap, çingeneyiz. Rum, Boşnak, ermeniyiz. Müslümanız, hırıstıyan, yahudiyiz, Alevi, şafi, sunniyiz. Süryani, keldaniyiz. Biz bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak çok renkliyiz. Bizler bu coğrafyanın halkları olarak tüm renklerimizle kardeşiz. Hiçbirimizin diğerinden üstün bir yanı yok çok iyi biliriz. 12/12/2009

Bu İçerik 2470 Kez Görüntülendi

Yorumlar

Arda Şahin

Sayın Ali Bey;

Arda Şahin - 29 Ocak 2010
‘’ Neden DTP kapatıldı’’ adlı makalenizi okudum. Yazınıza hiçbir itirazım yok aynen katılıyorum. Yalnız benim anlayamadığım şu: ‘’’Bizler bu ülkede türküz, kürdüz, gürcü, çerkeziz. Laz, arap, çingeneyiz. Rum, Boşnak, ermeniyiz. Müslümanız, hırıstıyan, yahudiyiz, Alevi, şafi, sunniyiz. Süryani, keldaniyiz. Biz bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak çok renkliyiz. Diyorsunuz. Çokta haklısınız. Ermeni ve Kürtler hariç olmak üzere diğer etnik guruplar ya Türkleştirilmişler; ya da kendilerini Türk olarak nitelemekten sıkıntı duymazlar. Bu nedenle Ermen’i ve Kürt’leri diğer etnik guruplarla aynı kategoride değerlendirmemek gerek. Bu ülkede Ermeni ve Kürtleri düşman gören bu insanların ülkeden sürülmesi, atılması ve yok edilmelerinin gerekli olduğunu düşünen ve yapan ve sayıları da hayli fazla olan yüz binlerce belki milyonlarca insan var. Sizde biliyorsunuz ki bunlar ne CHP ye yakınlıkduyarlar nede CHP ye oy verirler. Hiçbir CHP linin veya CHP ye sempati ile bakanların Ermeni ve Kürtlere düşmanca baktıklarını görmedim. Ama Türk İslam ülküsüyle yetişen ve bugün bütün sağ cenaptaki partilerin tabanını oluşturanlar Ermeni ve Kürtleri düşman gibi gören binlerce belki milyonlarca insan vardır. Ve bunlarda her daim iktidardadır. Söylerimsiniz; bunlardan 70 milyonu kucaklayan bir anayasa nasıl beklenir? CHP nin ulusalcılık taslaması, sol ve sosyal demokrat ve yenilikçi söylemleri terk etmemesi eleştirilebilir. Evet, çokta eleştirilecek tarafı var. Ama solun toplamının %30 u geçmeyen bir ülkede sağ cenaptan özgür anayasa beklemek ne derece doğru. Bence özgür bir anayasa için sola en yakın olan ve en güçlü olan CHP iktidara taşımak gerek. Ayrıca: Halkın %99 u Müslüman olduğu söylenen ve diğer dinleri inançları ve mezhepleri hor gören, kâfir sayan suni İslam her geçen gün biraz daha radikalaştığı, tarikatların her tarafı ahtapot gibi sardığı bir ülkede çok renkliliğin yaşam şansı nedir? İslami inancın artık baskı unsuru olduğu insanların iyice bağnazlaştığı bu ülkede var olduğu söylenen yarım yamalak demokrasiyi kurtarmak için unutmayın solun iktidarına mutlaka ihtiyaç vardır. Bu da sola yakın en güçlü parti CHP ile olacaktır kanaatindeyim. Çünkü ülke halkı diğer sol partileri büyütecek bilinç yapısında değil. Aksi halde teokratik düzene hızla ilerlediğimiz ve şeriatın ayak seslerinin hissedildiğini düşünmekteyim.
Ali Yüksel

Nusret ERİŞTİ’ye yanıttır.

Ali Yüksel - 15 Ocak 2010
Sayın Nusret Bey. Öncelikle eleştirel yaklaşımınızdan dolayı duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.Bu ülkede çok farklı fikirleri ifade eden gazete sayısı az olduğu kadar fikir özgürlüğünün önündeki engellerin ne kadar çok olduğuna günümüz ve yakın tarihimiz tanıktır.Yukarıda DTP nin kapatılışına ilişkin yazdığım makalede yaptığım tespitler birer yorum değil tarihin kirli arşivlerinde yer almış olaylardır. Hatta resmi kayıtlarda yer alan bir çok örneği ise sayfa yetersizliği nedeniyle es geçtiğimi söyleyebilirim. Elbette olayları değerlendirirken tek yanlı bakmak bilimsel açıdan doğru değildir ancak her şeyin kendi kaynağı olduğu ve oradan hareketle geliştiği de bilimseldir. Civcivin yumurtada oluştuğu gerçeği gibi Türkiye de Osmanlıda oluşmuştur. Burada bir şeyi sanırım söylemeliyim;ki ben bir tarihçiyim.Gerek Avrupa tarihi ve Osmanlı tarihini “Güneş Dil Teorisi“ penceresinden bakmam mümkün değildir. Resmi tarih anlayışı ile değil objektif tarih anlayışı ile ele almayı etik bulduğumu ısrarla burada belirtiyorum. Uçuk olarak gördüğün fikirlerim derki yaşadığımız ve adına Türkiye denen bu coğrafyada etnisite zenginliğinin tespitimi uçuktur yoksa bu ülkenin salt Türk ve Müslüman/Suni/Hanefi toplumundan % 100 oluştuğu fikrimi uçuktur?..Bu sorunun yanıtını size bırakıyorum. Kendi ilçemizde bile Poşa, gürcü, Laz, Hemşin, Türkmen etnisite sinin olduğunu lütfen dikkate alın.. Bir cümlenize katılmamak mümkün değil. Gerçekten çok haklısınız. ”Uçuk fikirler her zaman havada kalır ve hayatın gerçekleriyle örtüşmez. “..Tıpkı 10,000 yıldan daha uzun bir zamandır bu coğrafyaya hayat vermiş medeniyetlerin torunlarının tamamına türk damgası vurarak, Türklüğü dayatmak gibi… İnsan olmak ortak değer olabilir, kültürlerin farklı ama eşit olduğunu kabul eden demokratik sisteme uygun değerler ortak değer olabilir. Bunlar değer olamamışsa ve halen askeri bir cunta anayasası ile yönetiliyorsak, bölünmemek ve parçalanmamak adına özgürlükleri reddederiz. Ki bu hiçte insanca değildir. Unutmayın Çekoslovakya çok yakın tarihte Çek cumhuriyeti ve Slovak cumhuriyeti olarak ikiye bölünmüştür. Bir insanın burnu dahi kanamamıştır. Oysa bugün ayrımcılık ve kendinden olmayana linç olağan hale gelmiştir. İnsan mı önemli sınırlar mı?.. emperyalist paylaşım mı ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı mı?.. Ali YÜKSEL 15/01/2010
Nusret Erişti

İyi yazmışsınız da???

Nusret Erişti - 12 Ocak 2010
Sayın Ali bey hayatı boyunca eline sadece bir gazeteyi almış ve sadece bir televizyonu, ya da bu paraleldeki fikirleri dinlemiş birileri için çok güzel ve ikna edici şeyler yazmış. Suçu tamamen bir kişi ve gruba yüklemiş. Bu arada dünya gerçeklerinden uzak ve hayal edilebilen düşünceleri yazarak bu ülkeye ve bu ülkenin gençlerine olumsuz düşünceler aşılama sevdasına kapılmış. Biraz tarih okusaymış ve de biraz avrupa ülkelerinin siyasi tarihlerini, ülkelerini bugüne getirmek için hangi evrelerden geçtiklerini ve ne gibi radikal kararlar aldıklarını araştırsa imiş daha mantıklı eleştiriler yapabilirdi sanırım. Uçuk fikirler her zaman havada kalır ve hayatın gerçekleriyle örtüşmez. O herkese istediği kadar özgürlük lafları da sadece bizim gibi parçalanmak, bölünmek istenen ülkelerde dillendirilen söylemlerdir. Hiç bir medeni dünya ülkesinde , hiçkimsenin istediği kadar özgürlüğü yoktur ve ortak değerlerde birleşilmiştir. Bunu da unutmayalım.

Politika Üye Listesi