Şavşat Duvar Gazetesi Politika

Taassup Tutuculuk

Hasan Torun

Gerçeğe uyup uymadığına bakmadan körü körüne savunma saplantısıdır taassup. Türkçe’de yobazlık, bağnazlık, tutuculuk olarak da ifade edilmektedir. Taassuba batan kimseye mutaassıp ta denilmektedir. Mutaassıbın en belirgin özelliği, kendisi gibi düşünmeyene adeta hayat hakkı tanımama şeklinde ortaya çıkar. Katı ve hoşgörüsüzdür. Batı dillerinde fanatizm(fanaticism) olarak ifade edilen taassup, bu haliyle bir hastalıktır.

Taassupta her zaman bir tabuculuk esastır. Tabuculuk bazen negatif ve bazen da pozitif olarak ortaya çıkar. Bir şeyi veya bir şeyleri kötü ilan etmek negatif, bir şeyi veya bir şeyleri ilahlaştırmak da pozitif anlamda tabuculuğu ifade eder.

Şu noktanın da özellikle altını çizmek gerekir: Taassup getirilen yeniyi kabullenmemek, ona adeta direnmek olarak kendini gösterir. İlmin ışığında meydana gelen değişmelere ayak uydurup, iyinin, güzelin peşine düşmek yerine o bilimsel gelişmelere arkasını döner. Bilimsel gelişmeleri değiştirmek pahasına kendi tabularına uydurmak için mücadele eder. Onun için esas olan bilime ve doğrulara uymak değil, bilimi kendi tabusuna uydurmaktır.

Bir saplantı olan taassup, daima en uç noktalardan çıkan dengesizlik olarak kendini gösterir. Taassup dini kaynaklı olabileceği gibi, dinsizlik kaynaklı olması da mümkündür. Mesela Engizisyon en büyük dini kaynaklı taassup, komünizm de en büyük dinsizlik kaynaklı taassuptur.

Bu anlamda iki türlü yobazlıktan söz edilebilir: Birincisi gerici yobazlık, ikincisi de çağdaş yobazlık. Gerici yobaz, geçmişte uygulanan ve başarı elde edilen insan tavır, davranış ve hareketlerini yaşadığı döneme taşıyarak, günün sorunlarını çözmeye çalışır. Çağın ve şartların değişmesi, bilimsel gelişmeler onu pek ilgilendirmez, adeta koleranın tedavisinde kullanılan ilaçla bugün aitsi tedavi etmeye kalkar. Aynı reçeteden medet umar. Peygamber dişini misvakla fırçalamış diye, o da misvak kullanır. Diş fırçası onu pek ilgilendirmez. Ama yurtdışına uçağa binerek gider, deveyle gitmez… Çağdaş yobaz ise çağın değerlerini öyle bir kavramıştır, sımsıkı tutmuştur ki bıraktırmanız mümkün değil. Artık o ileriye bakmaz, varsa yoksa çağdaş değerlerdir. Sarhoş olmuştur, bu değerlerden daha iyi ve güzel değerlerin de olabileceğini aklına bile getirmez. Bu değerlere sımsıkı sarılması sürekli yürümesi gereken insanı o noktada dondurur. Halbuki insanlık yeni ufuklara doğru yelken açmak borcundadır. O devamlı yürüyecektir…Daha iyiyi, daha güzeli ve daha doğruyu arayacaktır…

Acaba bu tip sistemler ve insanlar, insanlık kervanının bu kutlu yürüyüşüne sekte vurabilirler mi? Emperyalistler, zalimler, ikiyüzlüler, çifte standartlılar, art niyetliler, sömürge patronları, global vahşi kapitalistler vs. ülkeleri ve insanları sömürmek isteyecekleri kesin, ancak, Çoruh nehri yatağına oturmuş olanca haşmetiyle akıyor… Bunlar Çoruh nehrini durdurabilir mi? Eğer durdurmaya kalkarlarsa, nehir baharda karların da erimesiyle şahlanmıştır artık, karşı koyanları bir sağa ve bir sola vurarak alıp götürecektir… İnsanlığın önünde duramazsınız beyler…

"Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz"

Bu İçerik 1818 Kez Görüntülendi

Politika Üye Listesi