Şavşat Duvar Gazetesi Politika

Türkiye’de değişim.

Attila Şimşek

Son zamanlarda Türkiye de şeriat düzenine uygun değişimler ve yönelimler gerçekleşmektedir. Kültürel olarak başlayan bu değişiklikler zamanla yapısal değişiklikler olarak hayatımızın içine girmektedir. Öncelikle Türk kültürünün alt unsurları bilinçaltlarında yer etmiş geçmiş alışkanlıklarını İslami şemsiye altında topluma monte etmeye başlamışlardır. En basitinden örneklendirelim Türk geleneğinde TOY vardır yani sevinçte mutlulukta paylaşım ve eğlence TOY yapılır yani eğlence ile çevreye evlilikleri kutlamaları haber verilir. Ve paylaşılır. Son zamanlarda Hristiyanların ve Musevilerin kilise ve sinagogda düzenlenen evlenme törenlerine özenilerek gelenekten çıkılarak burada alt etnik kimliklerin bilinçaltı zorlamasının da devreye girmesiyle TOY yerine AYİN şeklinde düğünler icra edilmektedir. Bu durum kültürün yavaş yavaş yabancılaşmasına neden olmaktadır. Küreselleşme acaba bu mudur? Bugün Mevlit’in her olayda her durumda ön planda olması belki yazarı Süleyman Çelebi’nin bile kemiklerini sızlatıyordur. Çünkü Mevlit Peygamberimizin arkasından söylenen ölümünden duyulan acıyı belirten bir ağıttır. Bunu doğuma düğüne sünnete kadar indirgemek yanlış olmaktadır. Elbette bu sevinçli durumlarda Kuran okunup şükür edilebilir. Siyasal islamlaşmak ve irtica uzun yılların sistematik ve dış destekli çalışmalarının ürünüdür. Şeriat özlemcileri ve siyasal İslamcılara karşı yazılarıyla fikirleriyle karşı duran isimler sistemli bir şekilde dış istihbarat örgütlerinin de desteği ile birer birer katledilmişlerdir. Halk Mollalar İran’a derken onlar aydın susturma uğraşısında ilerlemekteydiler. Askeri darbelerle de sindirilmiş toplum oluşturulmuştur. Günümüzde şeriat özlemcilerinin ve siyasal islamın karşısında görüş ve fikir belirtenlerin sayısı bir elin parmakları kadar azalmıştır. Çünkü % 75 in baskısı hissedilmeye başlamıştır. Bu durum ülkemize ne kazandırır ne kaybettirir.? Türkiye de herkes dini inançlarının gereği ibadetlerini huzur ve rahatlık içinde serbestçe yapabilmektedir. İbadetini yaptı diye eleştirlen bir kul görmedim. Serbestçe hür irade ile yapılan bu ibadetlerin sevabının ibadetini silah zoruyla yaptıran şeriat devletindekinden kat kat fazla olduğunu düşünmekteyim. Baskıyla zorlamayla ibadet yaptırmaya çalışmak Kuran dininden başka bir din yaratmak demektir. Günümüzdeki olaylara ve geçmişe şöyle bir göz attığımızda şeyhin abdest suyunu içerek sevap kazandığına inanan grupların varlığı bile Kuran dinine karşı oluşumlardır. Türkiye de oligarşık islami dayatma işlemektedir. Bu nasıl gerçekleşmektedir. Bu öncelikle insanların öğrenme, haber alma yollarını ele geçirmekle başlar. Halka her şey toz pembe gösterilerek kendileri lehinde kamuoyu oluşturulur. Zaten ele geçirilen medya aracılığı ile toplumu istediği yöne kanalize etmek çok kolaydır. Örnek mi verelim ? Bu iktidar döneminde çökertilen eğitim ve öğretim sistemi eğitimde mükemmel işler yaptık şeklinde topluma benimsettirilmektedir. İş güvencesi olmayan, Bakanın veya hükümetin canını sıktığında kapı dışarı koyabileceği bir öğretmen atama ve yerleştirme sistemi oluşturan bakanı, medya alkışlattırmaktadır. Anayasanın ilk üç maddesi değiştirlmesi teklif dahi edilemeyen cumhuriyetin şeklini tarif eder. Ancak bu maddeleri görmezden gelmeye bir yaptırım yoktur. Sosyal devlet ilkesi neredeyse devre dışı bırakılmaktadır. Hukuk ilkesi bağımsızlığını kaybetmiş bir hukuka çevrilmektedir. Kısaca adım adım şeriata gitmekte ve siyasal islamı gerçekleştirmekte önlerinde hiçbir engel olmadığı gibi ABD nin de Ortadoğu politikaları ve gelecekteki emperyalist hedefleri için şimdilik Türkiye de İslami yapıyı desteklediği bir dönemdir. Bu destek ABD nin gelecekteki hedefleri içindir.. Sonra EL kaide, Afganistan veya Irak olması ABD için yine avantajdır. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Dünya ileri giderken biz geri gitmekteyiz. Onlar silikon vadisinde canlı oluşturması peşindeyken biz evrim teorisi saçmalıktır eğitimi vermekteyiz. Onlar hukuku bağımsızlaştırıp sosyal devleti güçlendirirken biz tam tersini yapmaktayız. Onlar önce üretim derken biz tüketimle büyümekteyiz. Sonuçta bunlar bize HÜSRAN olarak dönecektir. 18/12/2007

Bu İçerik 2533 Kez Görüntülendi

Politika Üye Listesi