Şavşat Duvar Gazetesi Şavşat Gündemi

Şimdi Tapu-Kadastro ... Ya Sonra ?

Ferruh Aydın

Bilindiği gibi Şavşat köyleri orman köyleridir, köylü de orman köylüsüdür. Bütün köylerin, ormanları, meraları ve yaylaları vardır.

Köylülerin ise genel olarak ”zilliyet”li arazileri vardır.

2006 yaz aylarında köylerde kadastro çalışmaları yapılıp, köylülere arazilerinin tapuları verilecek. Bunun köylüye birebir mutlaka avantajları vardır en azından arazisinin gerçekten sahibidir.

Acaba bu konunun tartışılacak yönleri yok mu. Mevzuatı belki bilmiyoruz yüz yıllardır atalarım yaylaya çıkardı doğduktan sonra bende çıkardım.Bundan sonrada aynı rahatlıkla, çıkabilecek miyim. Ormanımdan zati ihtiyaçlarımı temin edebilecek miyim. İlişkili kurum benim köyümün yaylasını başkalarına kiralamak istediği zaman bir köylü olarak bunu engelleme, karşı koyma hakkım olacak mı? Bir gün bana gelip te ”Al tapulu arazinin bedelini, X ili, Y ilçesi, Z köyüne göç edeceksin” dediklerinde.

”Yok istemem ben köyümde yaşamak istiyorum”deme hakkım olacak mı. Yada bir gün köyüme kocaman iş makineleri ile gelip, ”Satavala da altın yatakları var, bu madeni işleteceğiz” dediklerinde köylüye neyi ne kadar soracaklar yada köylünün hakları ne olacak. Bütün bu kaygıların yersiz olmasını çok isterim ama tartışılmasını da daha çok isterim...

Ferruh AYDIN
ferruh68@hotmail.com

Bu İçerik 27925 Kez Görüntülendi

Yorumlar

Özgür Öztürk

Şavşat’lıların geç olmadan toprağına sahip çıkması gerekiyor!

Özgür Öztürk - 11 Temmuz 2008

Evet, maalesef ülkemizin en güzel bölgesi olan Doğu Karadeniz bölgesi de artık sermaye ve kapitalizmin denetimi ve yönetimi altına girme yolunda hızla ilerliyor.

Bir bölgenin yüzyıllardır kendisine ait olan meralarını alırsanız, sularını satarsanız o zaman geriye savunacak birşey kalır mı?

Su ki, bugün Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan sular. Su ki, artık petrolden daha kıymetli 10 sene sonra uğruna ülkelerin savaşabileceği sular.

Hepimiz televizyonlarımızda Bergamalı köylüleri seyrettik değil mi? Topraklarına nasıl sahip çıktılar. Karşılarında ne kadar güçlü sermayaler de olsa, direndiler. Altın için topraklarını satmadılar, perişan ettirmediler.

Ankara’ya kadar kazma ile kürek ile yürüdüler. Sonra ne oldu, kazandılar.

Peki bizler ne yapacağız? Bakınız bu konu çok ciddidir. Yarın bir gün İstanbul’dan, yurt dışından kısacası dünyanın herhangi bir yerinden bir iş adamı, hele hele devlette dayıları olan bir iş adamı gelip burnunuzun dibine o güzel, tertemiz suların üzerinde bir tesis kurup yüzyıllardır içtiğiniz, atanızdan dedenizden size kalan o suları parayla satarsa hiç şaşırmayın. Hiçbir şey yapamazsınız. Hatta satarsa şanslısınız, genellikle alıp başka yerlere pazarlarlar, size de kendi sularınızı dokundurtmazlar.

Sadece su değil tabi. Ormana bırakılan, yıllarca baktığımız, gözümüz gibi koruduğumuz, hayvanlarımızı otlattığımız o meralar da elimizden giderse üzerlerine nelerin yapılabileceğini, oraları devletten kimlerin alabileceğini ve o doğanın nasıl bir çöp yığınına dönüşeceğini tahmin bile edemezsiniz. Bunun örnekleri dünyanın birçok yerinde mevcuttur.

Bu iş böyle devam ederse, torunlarınız, hatta belki daha da yakın, çocuklarınız, burası babamındır, dedemindir diyebilecekleri yerlere uzaktan bakacaklar.

Eşinizle, çocuğunuzla, sevdiklerinizle yıllarca üzerinde ot çektiğiniz, hayvalarınızı otlatıp, su içip ekmek yediğiniz araziler orları hiç bilmeyen ve para kazanmak uğruna acımasız bir şekilde sömürecek insanların eline geçecek.

Olmaz demeyin, devlete geçen bir araziyi devlet kime isterse ona satar. Bu memlekette denizin dibinde binlerce dönüm arazi parsellendi, otel yapıldı.

Güzel Şavşat’ımız için böyle hazin bir son planlanmışsa ve bizler uyumaya devam edersek, orman köylümüz de dahil hepimiz duruma sahip çıkmazsak bu işin sonu göz yaşı olacaktır.

Hepinize selam ederim.

Özgür ÖZTÜRK

Ferruh Aydın

Kendimden ve Herkesten Özür Dilerim

Ferruh Aydın - 16 Haziran 2008

Yukarıdaki yazıyı 05 Mayıs 2006 tarihinde yazmışım. Fakat çok büyük bir hata yapmışım daha doğrusu en önemli konuyu atlamışım bu yüzdendir özür dileyişim.

Sularımız... Akarsularımız... Derelerimiz.. Göllerimiz...

Sahi bütün bunlara ne olacak. Akarsularımız zaten satıldıda bu arada başkaca bir kuşku düşürelim mi? Yada bir Komplo teorisi mi üretelim. İyisimi ben yine hayal gücümü kullanarak bir komplo teorisi patlatayım. Sakıncası mı var yoksa?

  1. Derelerimiz satıldı.
  2. İşin arkasında yabancılar var yada sonradan devreye girecekler.
  3. Çok yakın bir zamanda söz konusu akarsuların ve çevresindeki arazilerin sahipleri yabancılar olacak.
  4. Her geçen gün dahada yoksullaşan köylülerimiz ellerindeki topraklarını, geçimlik tarlalarını satmak zorunda kalacaklar ve bu toprakları yabancılar alacak.
  5. Şu anda satılmış olan akarsular su kaybı olmaması için tünellere ve kanallara alınarak hidro elektrik santrale aktarılacakmış.

Acaba daha sonra ne olacak sular hep santrallere mi akacak yoksa satın alınan topraklara mı akacak? Bana göre teker teker köylülerden alınan topraklara sulamak ve iyi verim almak için akacak. Fakat İsrail oğlunun tarlası sulanmış olacak. İntihar eden domates tohumunu çölde değilde Şavşat ta yetiştirecek 6-Şavşat halkı, kendisinin efendisi değil, başkalarının kölesi olacak.

Attila Şimşek

Kadastronun sakıncaları

Attila Şimşek - 8 Haziran 2006

AB sürecinde orman ve köy kadastrolarının bitirilmesi gerekmektedir. Ayrıca hazineye kalacak arazilerin satışından gelir elde edilmesi hedeflenmektedir. Bunun için dış hibe şeklinde finansman sağlanmıştır. Kadastro hızlı bir şekilde tamamlanmaktadır.

Kadastro sonucu kanaatimce aşağıdaki sakıncalar oluşacaktır; Sorun 1 Orman kadastrosunda hazine adına kayıt edilen orman vasfını yitirmiş arazilerin satışıdır. Köy mülkiyetinde olması gereken bu araziler yerli yabancı parayı veren herkese satılacaktır. 2B bu yerler için düzenlenmiştir. Sorun 2 Cumhuriyetten beri sürekli göç veren yöremizde geleneksel olan gidenlerin arazilerini köy içinde ikamet edenlere satış dönemi sona erecektir.

Tapu sahibi yerini parayı verip alan yerli yabancı herkese satacaktır. Yani köy dokusu bozulacaktır. Köy sınırlarında hazine adına kayıtlı yeraltı ve yerüstü zenginliklerden köy tüzel kişiliğinin yararlanması sona erecektir. Kanaatimce kadastronun başlıca sakıncaları bunlardır. selam ve sevgilerle

Ferruh Aydın

Kadastro SÜLES li değil...

Ferruh Aydın - 27 Mayıs 2006

Ben bu konuyu tartışmaya açtıktan sonra, duyarlı insanların ilgisi beni gerçekten sevindirdi. Aslında mesele sadece benim yada SÜLES’in değil. Tüm insanlarımızın tüm coğrafyamızın meselesidir. Ben sülesli olduğum için SÜLES’ten örnek verdim HANTUŞET’li olsaydım ordan örnek verirdim. Tüm köylerde BİLİR KİŞİ heyetleri oluşturuldu ve yemin ettirildi. Muhtarımın söylediğine göre, süles’e erken kar yağdığı gerekçesi ile ilk sıraya yada sıralara alıkonacakmış. Bunun anlamı şudur; Sayısı oldukça fazla olan ve dağlara hakim olan köyler, ilk sırada ele alınacak. Yani bu köylerden kadastro önceliklli geçecek.

Murat Yılmaz

Y.Koyunlu Köyü

Murat Yılmaz - 22 Mayıs 2006

Bende yukarı sülesli biri olarak, bu tapu ve kadastro olayına karşıyım.

100 senedir dedelerimiz babalarımız bu topraklarda yaşamış, hiç bugüne kadar ufak tefek olayların dışında arazi anlaşmazlığı olmuş mu. Hayır. 300 sene daha geçse de olmaz. çünkü herkes dolaylı olarak birbirinin akrabası. Ama şimdi hükümet böyle birşey yapmak istiyor ve sülesi de pilot bölge seçiyor. Ferruh beyin dediği gibi yarın bir gün, devlet gelip -hadi kardeşim ben burayı kamulaştırdım- deyip insanlarımızı zorunlu göçe tabi mi tutacaklar. Yoksa denildiği gibi satavalada gerçekten maden varda bunun ön hazırlığını mı yapıyorlar. Olur olur Vallahi, bu hükümetten her şey beklenir. Bu konu hakkında bütün ŞAVŞAT lıları göreve çağırıyorum. Uyanık olalım. SÜLES liler bu işin aslı astarını öğrenmeden hiçbir şeye imza atmayın. Muhtarımızın köy halkını bilgilendirmesi lazım. Toplantıya katılan kendisi.

Teşekkür ederim.

Ferruh Aydın

Muhtarımıza Sordum

Ferruh Aydın - 9 Mayıs 2006

Benim köyümün (yukarı koyunlu) genç muhtarı, Ertan Parlak ile konuştum. Muhtar’ın söyledikleri şunlar; 1. Önce toplantı yapıldı ve bu toplantıda, kadastro çalışmalarının masrafları Dünya Bankası tarafından HİBE edilerek sağlanacağı ve Devlet kasasınada para kalacaği söylendi. 2. Toplantıya bağlı olarak hemen anket yapıldı (acele ile) bütün muhtarlar olumlu imza koyduk ve köylü ile konuşma ve tartışma olanağımız olmadı. 3-Yukarı Koyunlu Köyü’ne erken kar yağdığı için, bu köy ilk sıra yada sıralara alınacak. Çok merak ettim. 1. Dünya bankası benim köyümün kadastro masraflarını niye hibe etsin? 2. Muhtarlara köylüsü ile konuşma ve tartışma fırsatı verilmeden neden anket yapılıp imzalatılsın? 3. Yukarı Koyunlu Köyü erken kar yağan tek köy mü ?

Ayşenur Şahan

Sorun Şavşat’lılar hepimiz soralım geç kalmadan.

Ayşenur Şahan - 9 Mayıs 2006

Yukardaki yazıyı ve endişeleri ve soruları hepiniz okudunuz ve okuyorsunuz. Evet sorun, sizde sorun muhtarınıza, araziyi neden yazdırdık? Dönüm başına bize verilen para neye karşılık verildi?Ne kadar çok arazi yazdırılırsa o kadar çok para aldı kimileri!! Ama aldıkları bu paranın neyin bedeli olduğunu sormadılar. Aklıllarına gelmedi!!. Geç olmadan şimdi soralım. Muhtar beye ”İmzaladığınız belgeler neyin nesiydi?. Bir hukukçudan sorup damı imzaladınız?Peki oy aldığınız komşunuza sordunuz mu ”ben buraya imza atıyorum senin adına, rızan varmı? Geleceğine ipotek koyduruyorum”.Evet sormadılar çünkü kendileride bilmiyordu eminim. Evet Şavşat’ımın güzel insanları, eğer geç kalırsak sormaya, Şavşat diye bir ilçe olmayacak. Sakın bunu felaket tellallığı sanmayın. Okumak anlamak içindir. Sizde okuyun, araştırın karşınıza çıkacak sonuçlardan sonra sinirleriniz ne hale gelecek görün. Ateşe düşmüş gibi sıçrayacaksınız eminim!. ”Bana ne!!!” derseniz, gidecek bir köyünüz, köyümüz olmayacak haberiniz ola. Acı da olsa gerçek bu...

Şavşat Gündemi Üye Listesi