Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam

Egdi

Attila Şimşek

Egdi nedir bilir misiniz? Ben bilmeyenlere açıklamak istiyorum. Egdi yöremizde ahlat ağacından kepçe ve kaşık yapımında kullanılan ağacın içini oyarak kaşık ve kepçe şekline sokan, c şeklinde bir tarafı keskin metal ve onu kullanmada tutulan ağaç sapı olan el aletidir. Kısaca bir ağacın içini oymak için kullanılır. Bir özelliği de içini boşattığı ağacın parçalarını işi yapanın üzerine doğru biriktirmesidir.

Şimdi diyeceksiniz ki egdi ile bu yazının ilgisi nedir. Birkaç ay önce genelkurmay başkanının bir demecini okuyunca bu şekilde bir yoruma ihtiyaç duydum. Genelkurmay başkanı mesajında laikliğin içinin boşaltıldığını söylüyordu. Ben bu konuyu laiklikle sınırlandırmadan bütün cumhuriyet kurumlarına yaymak istiyorum.

Bugün bütün cumhuriyet kurumlarının ismi var. Ancak içlerine bakılırsa kaşık gibi oyulduklarını görürüz. Şimdi örneklerimize geçelim. Polis teşkilatından başlayalım. Bu kurum artık o hale getirilmiş ki personel artık kendini koruyamaz hale gelmiştir. Yani kendi ifadeleri ile sokakta ADİ SUÇLARA KARŞI konu mankrni haline gelmiştir. Gerçi polis siyasi suç saydığı olaylara içindeki derinlikle önlem alıyor Birgün Galatasaray'dan geçiyorum On kişilik bir grup basın açıklaması ve oturma eylemi yapıyordu. Karşılarında göz ucu ile yaklaşık olarak saydım beşyüzün çok üzerinde polis, göstericilerin 100 katı kadardılar esas gösteriyi onlar yapıyordu.Avrupa Birliği uğruna, çıkarılan yasalarla adi suçlular yeni suçlara teşvik edilmiştir. Polis emek ediyor suçluyu yakalıyor adliyede belli bir sürenin altında ceza talep edilecekler tutuksuz yargılanır maddesiyle yakalanan zanlı yeniden sokağa salınıyor.. Bu suçların büyük bölümü adi suçlardır. Bu zanlılar daha büyük suçları işlemeğe devam ediyorlar..Suç işlemeyi meslek edinen bu kişilere siz işinize bakın demekten başka anlam ifade etmeyen bu uygulama suçluyu koruyan uygulama haline gelmiştir . Birde bireyin bireye karşı işlediği suçları af etme yetkisini devlet kendinde görüyor ki adalete inancımızı zedeleyen bir durumdur. Herkes kendi ile ilgili suçları af etme yetkisine sahiptir.Devlet kendine karşı işlenen suçlarda çok katı davranırken birey izni olmadan bireye karşı suçlarda bu yetkiyi kullanması, işi iyice sulandırmaktadır.

Anayasamızın temel ilkeleri demokratik, laik,.sosyal ve hukuk devleti olmasıdır. Bunların anayasada değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Ancak günümüzde içleri boşaltılarak uygulanamaz hale getirilmiştir.... T.C.K. bu yönde bir korumacılık cezası getirmemiştir. Eskiden TCK da 141,142 ve 163. maddeler anayasanın ilk dört ilkesine aykırı eylemlere yaptırımları içermekteydi.. Demokratikleşme adına, bu maddeler kaldırıldı. 141 ve 142 maddeler yerine yeni maddeler konulurken 163. maddenin yerine her hangi bir yaptırım getirilmedi. 163. madde ne ile ilgiliydi. Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek laiklik maddesine aykırı eylemleri tanımlıyor ve yaptırımlarını belirliyordu. Laiklik karşıtı eylemlere öngörülen bir ceza kalmamıştır. Yalnızca anayasada değiştirilemez hüküm olarak kalmıştır. İşte burada laikliğin içini boşaltma işlemi yapılmıştır. Sulandırılarak laiklik maddesinin içi egdi ile kaşık oyar gibi bu işi yapanlar tarafından kendi yönlerinde oyulmaktadır.

Türkiye de çok partili sistem işlemeye başladığından beri devamlı laiklik törpülenmiştir.

Hukuk devleti vasfı ise pozitif hukuk kurallarının uygulanması ve yargının bağımsız olmasından geçer. Bizde yargı bağımsızlığı da sözde kalmaktadır. Özlük haklarda bir düzen olmadığı gibi HSYK. siyasetin etkisindedir.. Çünkü bakan ve müsteşarı bu kuruluşun tabii üyesidir. O zaman atama ve terfide bakan ne derse o olur:. sonucuna göre yargı hükümetin etkisinden kurtulamamıştır.. Van örnek olabilir. Asker hükümete Bakanda HSYK na bastırınca savcıya işten el çektirildi

Demokratik cumhuriyetin varlığının en temel belirtileri laiklik, ilkesinin varlığı ve pozitif hukuk. uygulamasıdır. . Bizim devletimizde yargı, hükümetlerin denetiminde, laiklik ise içi boşaltılmış durumdadır. Demokrasi de parti başkanının seçtiklerini onaylamak şeklini almıştır. Sosyal devlet ilkesi ise onu bilen bile yok ramazandaki iftar çadırından ileri değildir.

Basında durumumuz 1919 dan kötü değil denilen bir söz vardı

Elbette 1919 dan iyiyiz Ancak 1923 de yönümüzü çevirdiğimiz çağdaş medeniyetten devamlı uzaklaşma yönündeyiz. Bunu da cumhuriyet kurumlarının içini boşaltarak, işlemez hale getirerek yapmaktayız. Elimizdeki egdi ile kendi vatanımızı, onun kurumlarını oymaktayız.

Devletin kurumlarının içini oyarak yozlaştırarak işlemez hale getirerek bu kurumların devleti tıkadığından söz edilerek Kemalizmin sorgulanmak istenmesi cumhuriyetimize ve onun temel kurumlarına karşı bilinçli çalışmaların bir sonucudur. Bugün baktığımızda Atatürk’ün oluşturmak istediği Muasır medeniyetler seviyesinde bir Türkiye Cumhuriyeti ne 1950 lerden beri karşı harekat yapılmaktadır Bu uygulama 1980 yılından sonra hızlanmıştır..

Kurtuluş savaşına halkının tamamının katıldığı, Atatürk’ün kurup yönünü belirlediği Demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmanın zamanı gelmiştir. 2007 seçim yılıdır.

Bu İçerik 4558 Kez Görüntülendi

Yaşam Üye Listesi