Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam

Eğitim ve Ekonomi

Kenan Öztürk

Ülke ekonomileri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, eğitim hem yaratılan katma değere olumlu katkı sunuşu, hem de dinamik bir sektör oluşturması nedeniyle önemli bir yer oluşturur. Devletin niteliğinin şekil değiştirmesine paralel olarak bu yer sağlamlaşır ya da zayıflar.

Türkiye insanını, son devletin inşasından bu yana, yani 74 yıldır eğitim sürecini gel gitlerle yaşadığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Yeni devlet, ulus oluşturma politikaları ışığında oluşturulan eğitim stratejisi çok partili yaşama geçişle birlikte şekil değişimine uğramıştır. Yeni devletin güçlenmesi sağlıklı devamı açısından, özveriye, tasarrufa, üretkenliğe ve kişilik oluşturmaya yönelik başlangıç dönem politikaları sağlıklı sonuçlarını kısa sürede üretebildi. Yetiştirilen bu insanlar yönetim, devlet kadrolarını oluşturdu. Köy Enstitüleri bu dönemin özgün modelidir. Köy Enstitüleri, Türk siyasasını, Türk edebiyatının ve Türk eğitim tarihinin en renkli simalarını yetiştirmiştir. Üretime, beceriye ve yeteneğe dayalı, dünya toplumlarının bugün için uyguladığı eğitim modeli o dönemde uygulanma şansı bulmuştur.

O dönemin ekonomi koşullarına bakıldığında, sömürgeciliğe, kapitülasyonlara karşı savaşmış anti-emperyalist ve ulusalcı özellikler taşıyan inşa modeli görülür. Ulusal sanayi altyapısına yönelik karma ekonomi anlayışı, devletin ulusal sanayii önderlik yaparak yönlendirmesi, zorunlu alanlarda bizzat yatırım yapması ekonomi ve eğitim modelinin şekillenmesinde önayak olmuştur.Bu dönemin koşulları, iç dinamik oluşturma perspektifine dayandırılabilir.

İkinci Dünya Savaşı koşullarında, Avrupalı bilim insanlarının Türkiye üniversitelerini inşası, bilim ve üretkenlik bakışının genişlemesini sağladı. Bu genişleme, dünya ekonomik yapısının yapısal dönüşüm süreciyle hız kazandı. Avrupa merkezli sermayenin savaş sonrası zayıflaması Amerikan merkez toplumları alt yapısını kurumsallaştırması, eğitimdeki ulusal değer yaratma sürecini tersyüz etti. Köy Enstitülerinin kapatılması, eğitim politikalarında geriye dönüş manevralarının artması, İmam Hatip Okullarının asıl amaçları dışında yeniden organize edilerek çoğalması yeni tip insan altyapı oluşturma sürecini hızlandırdı. Üretmeyen, nereden geldiğine bakmadan tüketen, geleceği sorgulamayan günübirlik politikaları esas alan ekonomi-eğitim anlayışı yeşerme ortamına kavuştu.

Türkiye tarihine sosyal devlet olgusunu anayasal düzeyde sokmayı başaran 61 Anayasası daha Kurucu Meclis düzeyinde attığı başarılı adamları siyasal, ekonomik kültürel ve yaşama diğer alanlarında devam ettirmeyi yeğledi. Eğitimin yeniden sosyalleştirilmesi, parasız zorunlu ilköğretimin anayasal düzeyde yer bulması olumlu adımlar alarak eğitim tarihine yazıldı.

Toplumda top yekun gerileme sürecinin başladığı 1980 sonrası süreçte, bütün değerlerin paraya endekslenmesi, eğitimin de ticari bir meta haline dönüşme sürecini hızlandırdı. Ekonomik yapıda serbest piyasa ekonomisi adı altında kuralsızlıkların egemen olduğu bir toplumda, parasız eğitimin kalitesi, paralı eğitimi özendirircesine bilinçli bir şekilde düşürüldü. Eğitim kurumlarının üreten, düşünen, bilimden yana insanlardan bilinçli arındırılma süreci 1402 sayılı yasa ile pekiştirildi. Ekonomik ve demokratik talepleri karşılanamayan eğitim emekçilerinin, eğitim performansının düşüşü eğitim kalitesinin düşüşünde önemli bir etken oldu. Yaşam sıkıntıları içinde boğulan eğitim emekçilerine, paralı özel okullar kurtuluş kapısı oldu adeta. Eğitimde liberal altyapı adına toplum en temel hakkını giderek kaybetmeye başladı.

Bu süreçten en olumsuz yönde etkilenenlerin başında Artvin insanı da yerine aldı. Okulunda zaten yeterince öğretmeni olmayan okullar öğrenim kalitesini elbette tutturamazdı. Ekonomik olarak özel okul maliyetini karşılayabilecek insan sayısının sınırlı olduğu il düzeyinde eğitim düzeyi giderek düşüş gösterdi. Üniversiteye girme oranı oransal düzeyde azaldı. Çocuklarının eğitimi nedeniyle göç eden aile sayısı giderek arttı.

Devlet eğitimi planlamak zorundadır. Eğitimi planlarken, ekonomik coğrafi koşullar kadar nüfus yapısı ekonomi ilişkileri dengede tutulmak zorundadır. Öğretmen yetiştirmede eğitim olanakları ve kalite düzeyi esas alınmalıdır.

Varsıl Artvinliler, sizlere yine iş düşüyor. Çağdaş, bilimsel, üretken bir eğitim ortamını oluşturmak için Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın kurulması, eğitime ihtiyacı olan insanların parasız fakat olanakları bol okullarda eğitim görmelerinin sağlanması başta sizleri olmak üzere hepimizi mutlu eder.

Saygıyla ve dostlukla..

Bu İçerik 1497 Kez Görüntülendi

Yaşam Üye Listesi