Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam

Oyunun Çocuğun Gelişiminde Ki Rolü

Nurşen Kumaş

Bir çocuğun normal olarak gelişebilmesi için düzenli, yaşına ve cinsiyetine uyun, sürekli olarak birtakım çalışma içinde olması gerekir. Tüm bu saydıklarımızı bir oyunun içinde bulmak mümkündür. Örneğin bisiklet süren bir çocuğun sürekli hareket sayesinde kasları da gelişecektir. Aynı şekilde koşma, atlama, sıçrama, tırmanma, sürünme gibi fiziksel çaba gerektiren oyunlar çocuğun kas gelişimi yanında; solunum, doluşum, sindirim ve boşaltım sistemlerinin düzenli ve sağlıklı çalışmasını da sağlar Dolayısıyla da çocuğun fiziksel gelişimi normal seviyede düzenli olarak ilerler.

Oyun oynayan çocuk; yürüyerek, koşarak, atlayarak, tırmanarak, kayarak, inerek, çıkarak, fırlatarak, yakalayarak, sıçrayarak, zıplayarak, sürünerek, sallanarak sürekli hareket halinde olup; büyük kas motoru gelişimlerini etkilemiş ve geliştirmiş olurlar.

Oyun ortamı çocuk gelişiminde duygusal açıdan çok önemli bir yere sahiptir. Oyun oynayan çocuk gerçek dünyadan kurtularak duygularını rahatça ifade edebilecek bir ortam bulur. Gerçek dünyada ifade edemedikleri ya da dış baskılar yüzünden kısıtlanan duyguları oyunlarda rahat bir ortam bulmuş olur. Ayrıca oyunlar çocukların endişelerini hafifletici bir araçtır da aynı zaman da.

O, çocuk için hem rahatlatıcı bir ortam, hem duygularını yansıtabileceği bir sembol, hem de mutluluk, sevinç, acıma, korku, kaygı, dostluk, düşmanlık, kin, nefret, sevgi, sevmek, sevilmek, güven duyma, bağımlılık, bağımsızlık, ayrılık ölüm gibi birçok duyguyu da yaşayarak öğrenebileceği bir araçtır. Duygusal birer varlık, yani insan olarak da bu gelişmelerini tamamlamak gerekmektedir. En kolay yol ise oyun aracılığıyladır. Çocuğun sosyal yönden gelişmesi onun birlikte bulunduğu toplum üyeleriyle uyumlu yaşayabilmesi, çevresindeki zorluk ve güçlüklere karşı duyarlılık geliştirebilmesi gibi ölçütlere bağlıdır. Özellikle grup halinde oynanan oyunlar tüm bu davranışları kazanabileceği bir ortam hazırlar. Bu yüzden oyun çocuğun gelişiminde önemli bir rol oynar.

OYUNUN ÇOCUĞA KAZANDIRDIKLARI

• Çocuk oyunda üstlendiği ana-baba, kız-erkek çocuk gibi rollerle cinsel kimliğini kazanabilir.

• Çocuk oyun yoluyla, aile içindeki rolleri üstlenerek ve yaşayarak görevleri, sorumlulukları, davranış biçimlerini ve kişiliklerini öğrenebilir kendine uygun gördüklerini tekrarlayarak, pekiştirebilir.

• Oyun, çocuğun kendine güven, kendini denetleme, çabuk karar verme, işbirliği yapma, doğruluk ve disiplin gibi kişisel ve toplumsal alışkanlıklar kazanmasında en etkili bir yöntemdir.

• Çocuk oyunda çeşitli meslek gruplarının rolleri üstlenerek, o rolün gerekli kurallarını öğrenebilir.

• Çocuklar oyun oynarken, diğer insanlarla iletişim kurmayı, gözlem, işbirliği yapmayı ve yardımlaşma duygularını geliştirebilir.

• Çocuklar oyun yoluyla, teşekkür etme, günaydın, iyi geceler gibi sözel olan veya sırasını bekleme, konuşan birisini dinleme, trafik kurallarına uyma, telefonla konuşma gibi sözel olmayan sosyal kuralları öğrenirler.

• Çocuk oyun yoluyla, doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, haklı-haksız gibi ahlaki kavramları öğrenebilir. Ayrıca, başkalarına saygı gösterme, başkalarının ve kendi hakkını koruma, verilen görevleri üstlenme, kendilerine ve başkalarına güven duyma, herhangi bir konuda karar verip uygulayabilme ve işbirliği sağlayabilme gibi toplumsal kuralları da öğrenebilir.

Oyun çocuğun, fiziksel, psikomotor, sosyal ve duygusal gelişimini etkilediği gibi aynı zamanda zihinsel gelişimini de etkilemektedir. Çünkü oyun, çocuğa çevresini araştırma, objeleri tanıma ve problem çözme imkânı sağlamaktadır. Çocuk bu yolla büyüklük, şekil, renk, boyut, ağırlık, hacim, ölçme, sayma, zaman, mekân, uzaklık, uzay gibi pek çok kavramı ve eşleştirme, sınıflandırma, sıralama, analiz, sentez ve problem çözme gibi birçok zihinsel işlemleri de öğrenebilir.

Oynanan oyunlar çocukların seviyesine göre ne çok zor olmalıdır ne de çok basit. Çocuğa göre çok zor bir oyun çocuğu geliştirmek yerine onun-oynayamadığından dolayı- kendine güvenini yitirmesine yol açabilir. Fakat oyunun çok basit olması da iyi değildir çünkü çocuk zorlanmadığından ötürü gelişemeyecektir.

Ayrıca okul öncesi yıllarda aktif araştırıcı olan çocukların ilkokul yıllarında daha yaratıcı, bağımsız, meraklı ve atılgan oldukları da bu yaşlarda oynanan oyunların önemini arttırmaktadır.

Çocuk oyunlarının birçoğu dilin kullanımını gerektirir ve çocukların dil gelişimlerini destekleyici niteliktedir. Oyun sırasında çocuk hem kendisini ifade etmek hem de karşısındakini anlamak zorundadır. Özellikle sembolik oyunların dil gelişimdeki rolü çok büyüktür

Yan yana gelen iki çocuğun kısacık bir zaman içinde neler paylaştığı, neler yaşadığı ve neler konuştuğu sizde de şaşkınlık yaratır mı?

Bir park gezisinde anneler birbirine sadece, merhaba, ya da iyi günler, dileyebilmişken onların çocukları, kum havuzunda kova kavgası yapmış, kıskanmış, eğlenmiş, gülmüş, küsmüş, anneleri ve babaları hakkında konuşmuş ve tüm bunları yaparken de kumdan kaleler yaratmışlardır.

Elindeki tabağı bir anda koca bir tıra, masa örtüsünü prenses kıyafetine dönüştüren, çöp kutusunu mutfaktaki lavaboya ulaşmak için kullanan çocuğun yaratıcılığı sınırsızdır. Onlar bunları yaparken bizler kızıyor olsak da yaratıcılığı gözlemlemenin keyfini çıkarabiliriz.

Büyükler genellikle çocuklarının oyunla geçireceği zamanı daha ‘anlamlı” faaliyetlerle geçirmelerini, zamanlarını daha ‘değerli” uğraşlarla doldurmalarını isterler.

Çocuklarımızın yaratıcılıklarını geliştirmenin ve hayatlarını daha ‘anlamlı” geçirmelerini sağlamanın yolu onlara mümkün olduğunca oyun oynama fırsatı yaratmaktan geçer.

Çocuklarımızın zamanını ‘doldururken” onlara ‘oyun oynayabilecekleri” zamanı ayırmayı unutmayalım...

Sevgilerle...
NURŞEN KUMAŞ

Bu İçerik 1081 Kez Görüntülendi

Yaşam Üye Listesi