Şavşat ve Kültür-Sanat Anılar

Ana Beni Evarsana

Metin Gümüş

Lise’yi Cemal’le(Gümüş) bereber okuduk. Yazın köyde işlerden kaçmaya bahane olsun diye bir veya iki ders ikmale bırakırdık ikimizde. Eylül’de sınav tarihleri yaklaştı mı, ders çalışma bahanesi ile ipi kırar doğru Artvin’e giderdik.Gene böyle bir numara ile Artvin’e gideceğiz. Sabah erkenden ben Artvin’e götüreceğim yataklarımı denk yapıp atla Rüstem amcalara indim. Cemal’ın yatakları ile denkleştirip ata yükleyeceğiz. Onlar da yatakları hazırlamışlar,dışarıya çıkardılar. Ben atı tutuyorum. Cemal’le Rüstem amca denklerin birini atın sırtına koydular. Rüstem amca Mustafa ağabeye "ola Musto sen habuni burda tut biz obur dengi qoyaxta bağliyağ "dedi. Mustafa ağabey denge el attı. Cemal’le Rüstem amca öbür dengi atın sırtına koyunca, güya Mustafa ağabey tutamamış gibi yapıp tuttuğu dengi bırktı denk yere düştü.Rüstem amca "ola mestebını... (bilmem ne yaptığımın) çocuğu bir derngi tutamiyersın" diya kızdı.Atın sırtındaki dengi gene Mustafa ağabeye verip diğer dengi atın sırtına attılar ama Mustafa ağabey tekrar bıraktı yere tuttuğu dengi.Bu kez Rüstem amca "Dinıni (bilmem... ne yaptığımın) öküzi, öküzlux etma dengi doğri tut" diya bağırdi.Çok sinirlenmişti rahmetli.Yüzü kıpkırmızı tuca dönmüş, Boyun damarı hemen hemen bir el parmağı kadar kalınlaşmıştı. Durmadan söyleniyor, Mustafa ağabeye küfürler yağdırıyordu. Ben gülmemek için dudaklarımı ısırıyorum.Rüstem amcanın hışmından çok korkuyorum.Bu arada atı yüklemek için üçüncü deneme yapıldı, ama ne mümkün Mustafa ağabey yine bıraktı dengi yere. Rüstem amca daha da hiddetlendi.Artık küfürün bini bir para.Ne ağız ne göz kaldı Mustafa ağabeyde ne de din iman.Sıçtı sıvadı Rüstem amca.Biraz sonra burada kan akacak , ben acaba nereye kaçsam diye telaşlanmaya başlamıştım ki, bir baktım Mustafa ağabey biraz kenara çekilerek o günlerde çok popüler olan "Bakır kaplar kalaylansın" türküsünün nakarat bölümünü "Ah ana beni eversene" diye söyleyip oynamaya başladı. Rüstem amca da daha bir hiddetlenerek yerlerde bir şeyler aramağa başladı.Ve eline yumruk büyüklüğünde bir taş geldi. Taşı kaptığı gibi Mustafa ağabeye doğru yöneldi. Taş fırlatma vaziyeti aldı. Eyvah korktuğum başımıza gelecek diye heyecan ve korkudan kalbim küt küt atmağa başlamıtı ki; Rüstem amca da eli havada taş elinde ve taşı fırlatacak şekilde duruken birden bire aynı türkünün ezgisiyle "kaffayan taşşi vurracağım"diye oynamaya başlamasınmı. Artık tut tutabilirsen Cemal’i,beni ve orada bizi izlemekte olan İzamet ablayı. Hepimiz kahkahalarla katıla katıla gülüyorduk.

Bu İçerik 248 Kez Görüntülendi

Kültür Anılar Üye Listesi