Bu yaz Şavşat’a gideceğimi söyleyince kendisi aslen Eskişehir Sarıcakaya’lı olan bacanağımın oğlu Serdar GÜLER enişte benide götür dedi. Bende ailesinden izin alıp onuda arabaya bindirdim.Eskişehir’den yola çıktık.Kırıkkale’de kahvaltımızı yaptık. Samsunda mola verdiğimizde öğlen ile ikindi arası bir zamandı. Şavşat yolculuğu öyle erken bitmez gidersiniz gidersiniz.... Trabzona varınca akşam olmuştu. Geceyi Trabzon’da geçirmeye karar verdik.Ailece güvenle kalacağımız bir otel aradık. En uygun Öğretmenevi olduğunu söylediler bizde oraya gittik. Sabah erkenden kalktık Sümela Manastırını görmek için yola koyulduk.Hep bildiğimiz bol virajlı yollardan sonra Manastıra geldik.Adamlar neden sarp bir dağın yamacına böyle bir Manastır yapmışlar bilinmez biz ziyaretimizi bitirp dönerken Maçka’da sabah kahvaltımızı yaptık.Oradan Rize’nin Ayder Yaylasına çıktık.Bir kalabalık insan seli var almış başını gitmiş. Kimi tulum çalıyor, kimi kemençe çalıyor bir çok kişide yorulmadan sürekli horon tepiyor.Yayladan ayrılırken nerdeyse ikindi olmuştu. Acelece Artvin’e doğru yola koyulduk.Cankurtaran geçidinden son bir kere denize bakıp dağların vadilerin içinden Çoruh’a ordanda Şavşat Otluca köyüne vardık.Akşam olmuştu hava kararmıştı. Sonraki günlerde yeğenimle köyün her tarafını gezip fotoğraf çektik hatta yeğenim enişte seneye kamerayla gelip burada bir belgesel çekelim dedi.Neyse sayılı gün çabuk geçti Eskişehir’e döndük.Fatih Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisi olan Serdar GÜLER Eskişehir’de deneme sürüşleri yapan bir tramvayın çarpması sonucu hayatını kaybetti.Artvin’i Şavşat’ı en son gören kişi oydu. Allah rahmet etsin toprağı bol olsun.