Şavşat ve Kültür-Sanat Anılar

NERA GETTİ DİŞLARIM:

Ali Demirci

Rahmetli Paşa Dedem ve Bilal Dedem biraz ihtiyarlayınca son kalan çürük dişlerinide çektirerek alt ve üstlü birer protez diş yaptırırlar. Paranın kıt olduğu devirlerdir, şimdiki gibi yeşil kartları da yokturki biraz da işi beleşe getirebilsinler. Protezler altın değerindedir. Şimdiki gibi servislerde yoktur ki dişleri vurduğunda hemen dişçiye giderek düzelttirsinler. Dişler vurunca Bilal Dedem boynuz saplı bıçağını çıkarır, gözleri göremediği için başlardı el yordamıyla vuran kısmı uontmaya... Paşa Dedem ise ustalığın da verdiği maharetle o da yontardı. Alkolle yıkamaya filan gerek yoktu, antibiyotik doğalarında vardı. Hepatit -B, ne gezer adını bile duymamışlardı. Atarlardı ağzına, vurursa tekrar yontarlardı. Ayını, gününü hatırlayamayacağım bir zamandı, İlkbahar olsa gerekti. Rahmetli Paşa Dedem bizimle kalıyor o zamanlar. İkindi üzeridir, hayli sıkışarak tuvalete gitme ihtiyacı duyarak helaya yol alıp oturur. Sigara da içtiği için akciğerlerdeki loplar, bronşlar zift ve nikotin dolu olduğundan şöyle bir öksüreyim der ve en şiddetlisinden bir öksürürki sorma gitsin, Ama öyle öksürmüş, pıskırmış ki içten gelen basınçlı hava dişleride alıp ağzını kapamaya fırsat tanımadan dışarı fırlatmış, önüne düşen dişler buradan da kayarak helanın deliğine, oradan lağım çukuruna bir engelle karşılaşmadan ulaşmıştır.

Olan olmuş, altın değerindeki protezler yoktur artık. Paşa Dedem sosyete de değildi. Bana gelerek kuli kurban olarak durumu özetledi, ne yapılması gereğini biliyordu ancak bu iş öyle bir kişiyle halledilecek gibi de değildi. İçten yalvarışlarına daha fazla dayanamadım. Helim Ağa da yoktu evde tam sırasıydı, başladık foseptiki eşmeye. Daha iki tahtayı kaldırmıştık ki üst büyük protezleri, bir kısım dişlerin parlamasıyle bulduk. Uzun saplı çapa ile çekip aldık. Sıra alt dişlere gelmişti. Ancak ortalarda gözükmüyordu. Osırada alt yoldan Taner’in babası selametlik Yusuf amca geçmekteydi. Ne yapıyorsunuz Ali Hoca dedi. Paşa dedem sessizce,Ola Ali söylama dedi, bende Paşa Dedenin hatırına inanılacak bir yalan uydurmak zorunda kalmıştım. Söylersek ayıp olurdu.

Kırarmıyım dedemi, günahına katlanarak kartopi kuyusuni eştiğimizi söylemiştim. Gelelim alt dişlere, uzun saplı çapa ile yarım saat kuyuyi karıştırıp durduk, keskin gözlerimiz sayesinde onlarıda çıkarmayı başarmıştık. Paşa dedem o protezleri sabunla yıkayıp tekrar geri kalan hayatını sürdürmeye devam ederken bana her zaman hayırlı dualarını eksik etmemiştir. Kalın sağlıcakla.

Bu İçerik 204 Kez Görüntülendi

Kültür Anılar Üye Listesi