Şavşat ve Kültür-Sanat Öyküler

Gül solarken

Tamer Dursun

Gül solarken

Koca Şemsettin zor açtı gözlerini Hoca esselatü hayrülnenel nevm derken doğruldu. Bismillah dedi sofaya açılan kapının gıcırtısı horozun sesine karıştı gitti. Esma ana elinde ibrik bitti hemen evdeşinin yanıbaşında. Sabahın hayırlı olsun herif dedi. Dök hele hatun dedi Allah razı olsun alalım abdestimizi Rasim efendi birimiz varmadan durmaz namaza. Esma sen gelini, Recebide Uyandır. Güneş basmadan varalım tarlaya. Ne kaldırsak kardır. Herif dedi Esma ana çocuğu garip komayalım oralarda. Mahçup olmasın elde biraz var müsaden olursa ben kuşluk vakti birceyiz ulaştırıvereyim muhtara versin postaya. Ellerini kurularken Şemo ağa. Hayrını gör dedi evdeşi. Ama ağa dalmıştı dağların ötelerine.

Herkesin dilindeydi Şenol. Öğretmen hanım okutun bu çocuğu demişti. Şemsettin efendi Büyük oğlu Recebin pek okumaya gönlü olmadığından Şenolu okutacam diye ahd etmişti.

liseye kasabada kirvelerine teslim etmişti. Aslanı Şenol’u yüzünü kara çıkarmadı

Liseyi kasbada bitirmiş. Öğretmen okulunu kazanmış. İstanbula gitmişti. Allah devlete millete zeval vermesin. Devletin yurdunda kalacak. Okuyacak adam olacaktı.

Bu gece nereye gidiyoruz Osman dedi Şenol. Baba yeni bir mekan açılmış Fena methettiler Adı Zılgıt oraya gidelim. Turgut Atladı oğlum..! Orda atma imkanımız varmı

Lan dedi Osman Koç gibi mekan olmazmı Hem kızlarada haber uçuralım. Gelsinler Koparız sabaha kadar. Kanka dedi Şenol Benim Spali gelmedi pederden.! Fena mantara bağladık Koltuk çıkarsınız dimi. Sunturlu bir küfür savurdu Osman ve ekledi Baba iyi alıştın he Yok Bak başının çaresine

Turgut telefonu kapattığında Ayşe hemen Seval’i aradı. Naaber kız baksana azevvel Turgut aradı. Bu aksam çıkalım diyor. He senin keko da gelecekmiş. Şenol’mu dedi Seval evet dedi Ayşe. Off dedi bıktım Artık bundan safın teki.

Esma ana Muhtar dedi. Öğlen kasabaya indiğinde şu parayı Yatırıver Şenol’un hesabına.

Muhtar Yapacağımız bişey varmı dedi. Bizimde bir tuzumuz olsun. Çorbada. Oğlumuz köyümüzün iftiharıdır. Dağbaşı dediler, o yok dediler bu yok dediler gelen bütün öğretmeler kaçmak için fırsat kolladılar. Şenol bizim evladımız. Çocuklarımızı ona emanet edeceğiz.

Basık tavanlı kulüpte Birsürü yanıp sönen ışık. Müzikmi gürültümü ne olduğu belli olmayan hengamenin içinde tavanmı daha dumanlıydı kafalarmı belli değil. Arsız bir tepişme sönük gözler. Hapların etkisi iyice kuşatmış benlikleri. Bedenler üçotuz paradan ucuza gidiyordu. İblisi tuzakların en hasında kaybolmuştu ruhlar.

Muhtar Şemo ağanın bahçesinden içeri adımını attığında. Zalım’ın havlamasımıdır kükremesimidir belli olmayan sesinden irkildi. Zalımda geleni kokusundan tanımıştı tekrar olduğu yere gerindikten sonra yattı nedendir acı acı uludu. Şemo ağa kapıyı açıp muhtarı avluda karşıladı. Buyur muhtar dedi Şemo ağa. Muhtar elindeki gazeteyi sanki saklamaya çalışıyordu. İçeri buyur etti muhtarı. Esma diye bağırdı. Çay koy hele gardaşım gelmiş Muhtar olalı pek uğramazdı diye takıldı.

Muhtar başını yerden kaldırdı Şemo dedi başımız sağolsun elindeki gazeteyi ortaya attı.

Recep hemen kaptı gazeteyi Daha görür görmez tanımıştı gardaşını vesikalık resminden.

Başladı haberi okumaya Sabah karşı bardan çıkan alkollü gençler bindikleri motosikletle Boğaz köprüsünde aşırı sürat sonucu kamyona arkadan çarptılar gençlerden Ş.A olay yerinde T.K de kaldırıldığı hastanede öldü Kamyon sürücüsü gözaltına alındı.

Tamer DURSUN

Bu İçerik 183 Kez Görüntülendi

Kültür Öyküler Üye Listesi