Şavşat ve Kültür-Sanat Öyküler

İbrişim Etekli

İsrafil Şentürk

İlkokulda da tanışıyorduk ama esas değerini ortaokulda anladım. Ne zaman seslensem hemen sofraya gelirdi. Benim için bir lükstü fakat külfet değildi. Zor günlerimizde hızır gibi yardımımıza koşardı. Onun için seni çok, çok seviyorum. Sen de Zegan’i değilde Savayil’i çok severdin. Bir de taş mimarinin silindir yollarında bir yürüdün mü! Eteklerin ibrişimli kızların eteklerini aratmazdı. Makyajın yanıp sönen cinpullu yazma boncuklarını andırırdı. Keten kumaşlar size hiç yakışmazdı. Daha ziyade antika görünümlü beslenmiş deri tabaklar sizi tamamlar ve bir star yapardı. Şimdi elli yaşındayım. Otuzbeş yılın üzerinde beraberliğimiz var. Ben yediğimi hiçbir zaman unutmam güzelim. Hanımın yeri başka senin yerin başkadır. Herkes layık olduğu sevgiyi mutlaka alır. Her şeyin bir sonu var derler ya işte aynen öyle oldu. Havalar ısındı, taşlar yerinden oynadı. Belki de ikimiz içinde hayırlısı bu. Benim de belirli şeylere riayet etmem gerekiyor. Artık yaşlandım. Aramıza girenler karakediler değil doktorlar. Tıbben uygun görmüyorlar. Hatta fazla sevgi ülsere iyi gelmiyor diyorlar. Ne olursa olsun seni çok seviyorum. Hiçbir kuvvet bizi ayıramayacak. Sofradaki o mah-cemalin hep gözümün önünde kalacak. Hoşçakal demiyorum. Çünkü uzaktan da olsa seni izlemek, koklamak istiyorum. Bizi ancak bizim durumumuzda olanlar anlayacak sevgilim. Not:Bu yazının bir kız arkadaşla ilgisi yoktur. Mısır Unu+Şor peynir=Harşo 2 Ekim 2003

Bu İçerik 185 Kez Görüntülendi

Kültür Öyküler Üye Listesi