Şavşat ve Kültür-Sanat Öyküler

YIL YORGUNU

İsmet Aci

Yamaçta ki tarlasını bu yıl tek başına sürdü.Sabah yemeğini evde yiyip öküzleri doyurduktan sonra eline güğümünü alıp evden çıkar öğleye kadar tarlayı sürer, başkasının işi değil ya kendi işim kalan yarına kalsın der eve dönerdi. Bu gün öğleden biraz sonra döndü. Tarlanın bitmesine az kalmıştı bu kalan için yarın gelmek olmazdı. Öküzler doğruca ahıra girdi. Sırtını evin önünden geçen yolun üst tarafına ördüğü duvara verip dünden serili kalan eski kilim parçasının üstüne oturdu.Önce saban tutan ellerine baktı. Toprak içindeydi. Topraklı elini yüzüne sürdü sakalı bir haftalıktı tıraş olmamıştı. Bu tarla bitsin tıraş olur camiye giderim diye düşünmüştü. Bayramda sakalına dua ettirmemiş yaşlılar Cuma günü bir özenle tıraş olurlar.Çok değildi birkaç yıl öncesine bu mevsim böyle sessiz geçmezdi. Komşular arasında bağlantılar kurulur. Sabah işe bir neşe içinde gidilirdi.Tarlaları bitişik olanlar öğle yemeğine birlikte başlarlardı. Yorgunluklarını atacak şakalar yaparlardı ki duyanlar gülmekten yerlere yatardı.Bir keresinde , Fuat dede ile Rasim dede yanlarında ki on kişi ile birlikte öğle yemeğine oturmuş yemek yerlerken nerden geldiği belli olmayan bir çekirge atlayıp zıplayıp ayranın içine düşmesin mi.Fuat dede bunu yiyene bir on liram var deyince hemen Rasim dede çıkar on lirayı yiyeceğim demiş.parayı alınca çekirgeyi çıkarmış ekmeğim içine koymuş yemiş.Gel de bunu izleyenlerde kalan hal ara. Ama şimdi öğle mi. Allah korusun tarlanın başında düşüp ölsen duyan yok. Hanım içerden seslendi Sen şimdi belki öğle namazın da kılmamışsın bari gel ikindiyi kıl dedi.

Başını kaldırdı. Canım içeri girmek istemiyor. Biraz yüreğim sıkıldı. Şu kenarda duran odunları görüyor musun bunu bizim Zeki ile kesmiştik o yaz. Bize birkaç kış yeter diyordu. Gel gör ki bir dalını bile yakmadı.Arabayı devirdiğimiz yıldı. Ot yüklemiştik ikimiz akşama kalıyoruz diye acele edince araba hem bir tarafa oldu hem de öküzlere ağır oldu. Öküze ho dememizle devrilmesi bir oldu. Sinirden büyük oğlan güldü güldü. Sonra baktım ağlıyor. Öküzleri alıp o haliyle bırakıp geldik. Gün battı batacak. Kapının önünde acele bir abdest alıp oturduğu eski kilimi silkeleyip namaza durdu. İkindi namazı kısa sürdü.

Bu ev sıkıyor beni dedi. İçimden bir ses sende bırak buraları çocukların peşinden git. Ama ata yurdu baba yurdu bırakılmıyor kolayına.Şimdiki zamane ata yurdunu bırak ata dede bilmiyor. Gittiklerinde sık sık arayıp soruyorlar. Biraz zaman geçince ne arayan var ne soran. Küçük oğlan aramıştı. Baba ne ediyorsun. Ne edeceğim oğul. Bırakıp gittiniz. Ananda bende ne çektiğimiz biz biliriz. Diyecektim diyemedim. Gönlü kırılmasın diye.

Akşam hemen yattılar.gece yarısı olmamıştı. Hanımını uyandırdı.Bana bir şeyler oluyor.hanımı ne olduğunu sormadı bile yataktan fırladığı gibi köyün tek dolmuşçusuna koştu. Konuşmaları duyan bir iki yaşlı komşuda dolmuşun yanına geldi. Ama artık doktora götürmeye gerek kalmamıştı.En yaşlısı ne olacak allah rahmet eylesin yıl yorgunu buraya kadar dedi.

ismet ACİ

Bu İçerik 292 Kez Görüntülendi

Kültür Öyküler Üye Listesi