Yükledi atına iki sepeti.
Ardahana gidiyor meyve cenneti.
Yaylaya çıkınca rahata erdi.
Yürüyor atıyla hepte ileri.

İki çoban gelip meyve istedi.
Ani hareketle veremem dedi.
Yalvarmalarla bıraktılar onu.
Gittiler oradan açtılar yolunu.

Üç gün sonra aynı dağda,
Kaybolmuş gördüler sisli havada.
Olduğu mekanda dönüp duruyor.
Yaklaştılar yanına baktılar ihtiyara.

Yolunu mu şaşırdın dede.
Yoksa kayıp mı oldun bu yerde?
Dede süklüm püklüm olmuştu.
Çocukları görüp utanmıştı.

Atı sepeti ve dedeyi.
Götürmüşler yoluna.
Hadi dede yolun açık ola.
Utanıp sıkılıp düşmüş yola.