Şavşat Duvar Gazetesi Ekonomi
Artvin de Barajlar
ARTVİN’DE BARAJLAR*
Bilindiği üzere Çoruh Nehri, Bayburt il sınırları içerisinde doğup geçtiği yerlerden kendisine irili ufaklı dereleri de katarak Borçka’da ülkemizi terk etmekte ve Batum’da denize dökülmektedir. Çoruh Nehri’nin yaklaşık 431 km olan uzunluğunun 410 km’lik kısmı yurdumuzda, kalan 21 km’lik kısmı ise Gürcistan sınırlarındadır.
Ülkemizin en hızlı akan nehri olan Çoruh, her yıl 6 milyon m3’e yakın rusubat taşımaktadır. Çoruh’un enerji üretebilecek toplam düşü 1400 mt’nin üzerindedir. Bu haliyle elektrik enerjisi üretimine çok elverişli olduğundan 1960’lı yıllardan beri Çoruh üzerinde özellikle EİE (Elektirik İşleri Etüt) İdaresi tarafından araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda Çoruh Vadisi üzerinde ana gövde de 10 ve yan kollarında da 17 olmak üzere toplam 27 adet baraj ve HES (Hidro Elektrik Santralı) kurulması planlanmıştır.
Bu barajlar; Artvin İl sınırları içerisinde Çoruh’un ana kolu üzerinde Muratlı (Borçka), Borçka, Deriner, Artvin ve Yusufeli barajları ve HES tesisleri, Şavşat tarafından gelip Çoruh’a katılan Berta Çayı üzerinde de Bayram ve Bağlık Barajları olarak uygulama planına alınmıştır.
Bu barajlardan; Borçka sınırları içerinde yer alan Muratlı ve Borçka Barajları tamamlanmış olup hizmete girmiştir. Deriner Barajı ve HES inşaatı ise devam etmektedir. Artvin, Yusufeli, Bayram ve Bağlık Barajları inşaatları ise başlamak üzeredir. Deriner Barajı ve HES projesi Çoruh Vadisi’nde programlanan projelerin en büyüğü olup gövde yüksekliği açısından da dünya çapında bir büyüklüğe sahiptir.
Derine Barajı 1993 yılında, Borçka, Yusufeli ve Artvin Barajları 1997 yılında, Muratlı Barajı 1999 yılında, Bayram ve Bağlık Barajları ise 2005 yılında uygulama planına dahil edilmişlerdir.
Çoruh Vadisi’nde, özellikle Artvin İl sınırları içerisinde yer alan barajlar ve HES’lerin tamamlanması halinde yaklaşık 10 milyar KWh’lık enerji üretilecek olup, bu miktar ülkemizin HES’lerden elde ettiği enerji kapasitesinin %20’sinden fazla, toplam üretilen enerji miktarının da %7’lik bir bölümünü teşkil ederek ülke ekonomisine çok önemli bir katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bu barajların yapımı ile Çoruh Nehri’nin akışı biraz daha sükunet bulacağından yıllık olarak taşıdığı milyonlarca metreküplük elverişli toprakların kaybı da bir nebze önlenmiş olacaktır. Bunun dışında Çoruh Nehri’nin çoşkun zamanlarında yollara verdiği zarar ile mal ve can kaybı yönünde oluşturduğu olumsuz sonuçların bir kısmı da önlenmiş olacaktır.
Bunlar dolaylı veya dolaysız yararlı sonuçları olmakla beraber özellikle bu barajların ve yeni yolların inşaatı için hesaplanan 9 milyar 285 milyon (yani eski para değeriyle 9 katrilyon 285 trilyon) TL’lik bütçesi ile nüfusu 166 bin civarında olan Artvin ekonomisi için baraj yapım sürecinde muazzam bir katkı sağladığı ve sağlayacağı kuşkusuzdur. Zaten 2008 yılı sonuna kadar bu bütçenin 4 milyar 836 milyon TL’si harcanmıştır. 2009 yılı baraj ve yeni yol inşaatları için ayrılan ödenek 420 milyon TL’nin üzerindedir ve bu rakam da 2009 yılı içerisinde bu işler için harcanacaktır. Söz konusu inşaatlar için bu rakamlardan başka 4 milyar TL’nin üzerinde bir harcama da 2010 ve devam eden yıllarda yapılacaktır. Projelerin tamamlanma nihai süresi 2013 yılı olarak ön görülmektedir.
Bu barajlar ve HES’ler tamamlandıktan sonra Çoruh Vadisinin ve Artvin’in çehresi elbette ki değişecektir. Bu değişiklik iki farklı yönden de değerlendirilebilir.
Bunlardan birincisi Çoruh Vadisi mevcut hali ile oldukça bakir olup, henüz ciddi bir tahribata uğramadığından çevresel değerler yönünden önemli bir yer tutmaktadır. Bu ölçek ve sayıda barajların yapılması vadi tabanında ve göl havzalarındaki habitatı olumsuz etkileyecektir. Bu husus çok yönlü tartışılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki kalkınmanın, gelişmişlik düzeyini artırmanın ve insanların enerji ihtiyaçlarını karşılamanın mutlak bir maliyeti söz konusudur. Bu maliyetler içerisinde, doğrudan güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinden sonra belki de en temiz enerji hidro elektrik santralarından elde edilen enerjidir. Özellikle enerji üretiminde havaya bir emisyon yapılmaması, katı yakıt atıkları üretilmemesi gibi önemli avantajları vardır. Özellikle Çoruh Vadisi açısından değerlendirildiğinde ve her yıl milyonlarca metreküplük verimli toprakların rusubat olarak yerlerinden taşınarak büyük erozyon etkisi göz önüne alındında bu barajların çevresel menfi etkilerinin bir nebze olsun azaltılabileceğini göstermektedir.
Yapılmakta olan ve yapılacak barajlara diğer bir yönden bakıldığında ise; Öncelikle ülke ekonomisine üretilecek elektrik enerjisi ile önemli katkı sağlayacaklarını zaten söylemiştik. Bunun dışında, barajlardan dolayı Çoruh Havzası’nda toplanacak suların oluşturacağı göl alanlarında, balıkçılık, turizme yönelik her türlü etkinlikler ve Artvin doğasının oluşturduğu yeşilin tonlarından oluşan görselliklerin yanına bir de baraj göllerinin oluşturacağı güzellikler eklenince iç ve dış turizm için ekstra bir canlılık getireceği açıktır.
İşte bu noktada, Artvin’lilerin, Artvin’i sevenlerin, Artvin dostlarının, Artvin’li iş adamalarının, Artvin’li siyasetçilerin ve Artvin’i yönetenlerin kafa kafaya vererek (ki bu hususla ilgili kendisini ilgili ve görevli sayanların çalışmalar yaptıkları bilinmektedir), güç birliği içerisinde bu yeni oluşum sonrasının potansiyelinin nasıl organize edilebileceği ve hayata geçirilebileceği hususunda bolca düşünmeleri gerekmektedir. Yapılacak yeni yeni projelerle Artvin için yeni iş alanları oluşturulabileceği gibi ülke ekonomisine de büyük katkılar sağlanacağı kuşkusuzdur. Ayrıca, her geçen yıl nüfusu azalan ve yaşlı nüfus oranı ise hızla artan Artvin için bir çıkış yolu bulunarak genç nüfusun Artvin’de kalması ve yeni kurulmuş olan Üniversitemizin dinamizminden de faydalanılarak bir canlılık kazandırılması mümkün görülmelidir.
Barajlarla ilgili olarak meraklılarının yararlanabilmesi açısından aşağıdaki tabloda söz konusu barajlarla ilgili bazı bilgileri de bilgilerinize sunmak istedim. Faydalı olması dileği ile.
Sıra No Proje Adı Başlama-Bitiş Yılı Toplam Proje Tutarı(Bin TL) 2008 Yılı Sonuna Kadar Harcama(Bin TL) 2009 yılı Ödeneği
(Bin TL) Kalan Ödenek İhtiyacı
(Bin TL)
1 Deriner Barajı ve HES 1993-2011 4.542.292 3.384.574 303.000 854.718
2 Deriner Barajı Yeni Yolları 1993-2011 257.204 58.898 83.500 114.806
3 Borçka Barajı ve HES 1997-2009 1.104.150 1.094.548 9.602 -
4 Borçka Barajı Yeni Yolları 1997-2009 304.666 297.568 7.098 -
5 Yusufeli Barajı ve HES 1997-2013 1.724.239 749 2 1.723.488
6 Artvin Barajı ve HES 1997-2013 748.606 2 2 748.602
7 Bayram Barajı ve HES 2005-2013 398.345 2 9.000 389.343
8 Bağlık Barajı ve HES 2005-2013 205.189 2 9.000 196.187
9 Muratlı Barajı ve HES 1999-2005 İşletmede - - -
*Kibar Altunal
T.C.Sağlık Bakanlığı
Başmüfettiş/Danışman
Bu İçerik 1110 Kez Görüntülendi
Yorumlar
Orada Bakınca Ne Güzel...
Ferruh Aydın - 10 Mayıs 2009
Evet. Gerçekten de ordan bakınca çok güzel. Hatta Muratlı yapıldı. Deriner inşaatı devam ediyor ve buna kimsenin sözüde yok. Amaaaa... Şavşatımın karlı dağlarından aşağı süzülen derelerdeki suları derelerden kanallara, tünellere alarak, dereleri kurutarak baralara su taşıma detaylarından neden hiç bahsedilmemiş bu yazıda.
Evet. Enerji, istihdam, temiz enerji, turizm, balıkçılık bunlar hepsi çok güzel. Güzel de Suları dere yataklarından çıkarmaktaki maksat nedir? Madem bu kadar emek verip bu yazıyı yazdınız az daha gayret edipde madalyonun arka yüzünüde yazsaydınız olmazmıydı?
Bence Kapitalizm gerçeklerini yok sayarak birbirimizi kandırmayalım.
1) Kadastro çalışmaları başlarken, köylerdeki mer’a lar yine köyün deniliyordu (ben buna hiç inanmamıştımda muhtarlar inanmıştılar ne yazıkki). Bugün kişilerin kullandığı ve zilliyetlik yolu ile edinilmiş ve orman alanlarının dışındaki araziler Maliye ye kaldı ve TOKİ ile Maliyenin yabancılara toprak satabilmek için nasıl çalışmalar yaptıklarını herkes biliyor.
2) Suları derelerden almadan, derede akmasını sağlayarak hatta hiç müdahale etmeden daha aşağılarda elektrik santralleri yapılması söz konusu olsa buna zaten kimse itiraz etmez. Burda asıl amazın bu suların derelerden alınarak başka yerlere taşınacağını ve pazarlanacağını herkes biliyor. Paronaya değil, komlo teorisi hiç değil. Önümüzdeki ilk yıllarda yaşayacağımız acı gerçeklerdir bunlar.
3) Yine çok geçmeden bu eşsiz doğa alavere dalavere yöntemleri ile kapitalistlerin eline geçmiş olacak. Havası, suyu, toprağı, ormanı, karı dağı, tepesi ile (alavere dalavere yöntemleri ayrı ve uzun bir konu isterseniz anlatırım).