Şavşat Duvar Gazetesi Ekonomi
Gelin Artvin’e Sahip Çıkalım
Son günlerde, istatistiklerdeki, araştırmalardaki ve yapılan bütün çalışmalardaki nüfus göstergeleri beni korkutuyor. Artvin ilinin sürekli nüfus kaybı bu korkunun kaynağı. Nüfusun azalması, kalabalıklaşan, çekilmez hale gelen dünyamız için sevindirici belki de. Oysa ARTVİN'DE durum çok farklı gözükmüyor. Kaçan kurtulur hesabı bir sevinç oluşuyor. Bu sevinç, çaresizliğe gem vurabilmenin sevincine dönüşüyor. Ekonomilerde nüfusun azalması, nüfus planlamasının sonucu oluşuyorsa sevinçle karşılanır. Çünkü, büyüme hızı ve gelişmişliği etkileyen etkenlerin başında nüfus -kişi sayısı- yer alır. Nüfusun azalması, bölüşümün niteliğini ve niceliğini değiştirir. Azalan nüfusa; daha kaliteli bir yaşam, sağlık hizmeti, eğitim, ulaşım, sosyal ve ekonomik güvence sağlanabilir.
Ancak nüfusun sürekli azalması, giderek nüfus dengesinin bozulmasına ve üretimdeki insan sayısının azalmasına, tüketici insan sayısının artışına neden oluşturur.
Artvin ilinin nüfusu hızlı bir biçimde azalıyor. Artvin'de nüfusun azalışının nedeni, kaliteli bir yaşama ortamı elde edememekten dolayı, ekonomik ve sosyal güvenceye kaçıştır. Yani işgücünün istihdam sahalarına göçüdür. Göç, zorunlu bir olgu haline gelmişse, ortaya sosyolojik bir değerlendirme tablosu çıkıyor. İster istemez göç, genç ve üretken nüfusu il dışına akın akın taşıyor. Toprağın bölünmüşlüğü, mekanize tarım etkinliğinin üretim alanlarının ve fabrikaların azlığı, var olanların kapanma noktasına gelmiş olması göçün ana nedenleri. Göç sonrası, geriye nasıl bir tablo çıkıyor? Giderek gençleri azalmış, yaşlı, emekli, zorunlu hizmet alanlarında devlet daireleri - istihdam.edilen memurlar ve kışladaki askerlerden ibaret bir nüfus tablosu. Bu nüfus yapısının yaratacağı katma değer gün geçtikçe azalmakta, nüfus azalmasının sağlanması beklenen bölüşüm eksenli rahatlama gözlenememektedir. Katma değerin azalması özel ve kamu kesimi yatırımcılarının yok olmasına, bu alanda hizmet verenlerin de birer birer il dışına çıkmasına neden olmaktadır. '
Nüfus azlığı nispi bir rahatlık sağlayamamaktadır. Göç eden insanların, göç ettikleri yerlerdeki yaşamları hiç de iç açıcı olamamaktadır. Altyapısız ve tamamıyla mafya pazarlarındaki insanların elinden, oldukça yüksek bedelle alınan arsalarda konut sahibi olmaya çalıştıkları herkesin bildiği bir gerçektir. Günümüzde bu gerçek, sadece Artvin ilinin kaderi olmakla kalmıyor. Diğer nüfusu azalan illerin de kaderini sınırlıyor.
İl nüfusunun azalışı; ekilebilir verimli alanların tamamen terk edildiği, hayvancılığın giderek yok olduğu, ulaşılması kolay alanlardaki orman varlığını bitirdiği vb. olumsuz sonuçları çıkartıyor karşımıza.
Göç olgusu, özlemi dayatıyor insan yaşamına. Göç edip de birbirini yıllarca göremeyen pek çok insan, özlemin ateşini yakıyor bağrında. Ekonomik ve sosyal dayanışma olguları yok oluyor gitgide. Yaşlıları Artvin'de kalmış insanlar oluveriyor. İstanbul'da, Ankara'da ve Türkiye'nin her yanında kimileri aynı mekanlarda, semtlerde kuruyor ikametgahını.
Artvin mahalleleri, spor klüpleri kuruluyor. Artık herkes Artvinliye Kafkasör'ü soruyor. Ardından zengin oluyorsunuz, şimdi geriye dönersiniz diyerekten altın arama olayı geliyor gündeme.
Geçen sayıdaki yazımda Artvinli işadamlarına, sanayicilere “Artvin’de yatırım yapılsın güç birliği oluşturulsun” diye önermiştim. O önerilerin altında şimdi sıraladığım nedenlerin duygusal etkisi oldukça fazla. Artvin'i sadece annemle, babamla, amcamla, dayımla ve yaşlı kuşak insanlarla sınırlı görmek her bir Artvinli gibi üzüyor beni. Genç kuşak, yaşıtımız ve yeni g elen eğitimli pırıl pırıl gençlerin aş-iş bulabildiği bir ortam oluştursun güç birliğiyle. Eğitilmiş, yetişmiş beyinlerin katkısını her zaman elde etmek kolaydır. Altyapıyı ve sermayeyi sağlamak için uğraş gerek. Devlet bütçesinden kaynakların neden gittiğinin yorumunu bile yapmak istemiyorum.
Artvin il dışındaki insanların sadece turistik geziler ve yakınlarının ziyaret için gittikleri yer olmaktan çıkartılmalı. Yörenin zengin, hatırı sayılır sermayesi, katma değer yaratacak etkinlik alanları bulabilir.
Altın için yok edilen bir kentin insanı olmak istemiyorum. Doğaya, çevreye ve yerel zenginliklere uzanan yok edicinin karşısında olmanın da tek alternatifi, altını alternatif gören insanlara insanca iş ortamı sağlayacak yatırım alanlarını çoğaltmalıdır. Eğer bunu yapamazsak, her biri farklı illerde olmak kaydıyla onlarca Artvin il profilini yaşamak zorunda kalırız. Aklın yolu birse, gelin Artvin'e sahip çıkalım.
Saygıyla ve dostlukla..
Bu İçerik 11610 Kez Görüntülendi