Şavşat Duvar Gazetesi Ekonomi

Livane’den Yana

Kenan Öztürk

Zaman hızla akıp gidiyor. Yazın en sıcak en çekilmez günlerini yaşıyoruz. Her tarafta festivaller, mevsimsel etkinlikler birbiri ardına sona eriyor. Yayla etkinlikleri Karadeniz'de yeniden canlanıyor. Artvin'de yaylacılık can çekişiyor. Ormanları azalan, suları gittikçe daha az şarıldayan bir coğrafyaya dönüşüyor, Artvin'imiz. Nüfustaki azalma, yerleşimdeki tenhalaşma, sorunların da aynı oranda az tartışılmasını az çözüm aranmasını ve az çözüm bulunmasını da beraberinde getiriyor. Livane, bu alanda bir güç birliğini öneriyor ve aylardır yöremize sahip çıkmayı salık veriyor. Altın madeninin aranması ve çıkartılması konusunda karşıt görüşleri bir araya getirmeye çalışıyor. Bilimsel araştırmalara, sanatsal ve insani duyarlıklara sonuna kadar açıyor kapısını. Biz gönülleri Livane'den yana çarpan Livane'ye katkı sunan insanlar olarak bu duyarlılıklara destek vermeye çalışıyoruz.

Sorunların farklı mecralarda tartışılması elbette sonuca dönük kazanımları da arttırıyor. Artvin'e sahip çıkma arzusu önümüzdeki dönemde daha bir başka içerik kazanacak. Meclis'in Temmuz ayının ve yasama döneminin en son oturumunda erken seçim kararı alması ile birlikte hem yerel seçimler hem de genel seçimlerin bir arada yapılması yönündeki karar herkesi aynı oranda sevindirdi. Genel düzeyde Demokrasinin önünün açılması' yerel düzeyde yeni yüzlerin halkla yüz yüze gelmesi nedeniyle bir heyecan dalgası yayılıyor. Halk temsili anlamda ve göreceli olarak vekillerin yerel yöneticilerini seçecek. Elbette adaylarını kendisi belirleyebilir. Tabi ki, liyakat yerine ara, adayların tamamlayıcı özelliği olarak ortaya çıkmazsa.

Meclisin seçim kararı almasıyla birlikte ülkesel duyarlılıklar, yerel duyarlılıklar bir arada aynı önemde değer kazanıyor. Ülkeye, insana, doğaya, emeğe önem veren insanların her yerde aday gösterilmesi yönünde çaba sarf edilmelidir. Önce adayların geniş katılımla seçilmeleri, önseçimlerin mutlaka ve geniş katılımlı yapılması, delege pazarlığı kadro, unvan ve arpalık vaat edilmeksizin adayların tespit edilmesi seçimleri anlamlı kılabilir. Aksi durumda, zaten işlevsel bir özelliği olmayan seçimleri daha da işlevsizleştirecektir.

Ülke, insana, doğaya sahip çıkma savaşımını yükseltiyor. Yazarına, düşünce suçlusuna ve haklı taleplerini dile getiren memuruna, emekçilerine, işçilerine sahip çıkma yürekliliğini her şeye rağmen göstermeye çalışıyor. Akkuyu'da, Bergama'da Doğanın katledilmesine seyirci kalınamayacağın sergiliyor. Artvin bu mücadeleye ısınmaya çalışıyor.

Seçimler, hatırlanma dönemleridir. Hiç uğranılmayan, sorunları paylaşılmayan, hiç hatırlanılmayan yerler bir anda baş tacı edilir. Gelecek adeta altın tepsi içerisinde sunulur yöre insanına. Sonra dağların taşların tanık olduğu bu vaatlere kimse sahip çıkmaz. Söylevler verilir çokça. Yatırım kararları çıkmaz. Bölgesel kalkınma altyapıları oluşturma yönünde bir çalışma hak getire. Göçü önleyici sosyal, ekonomik ve kültürel ağırlıklı bir çalışma yönünde adım atılmaz. Sonra seçim kararları verilir. Yöre insanı yeniden baş tacı yapılır. Olanlar unutulmuştur. Umuda maya çalmaya gelen Hoca Nasrettin'ler bir anda düğün bayram yerine çevirir ortalığı. Bayram olur, düğün biter, hamam aynı tas aynı. Değişen sadece tellaklardır.

Aklın imbikten geçmesine gerek yok. Ülkeye, insana, çevreye, yöreye, yöresel zenginliklere sahip çıkabilecek politika üretmek gerekiyor. Politikaları sağlam ekonomik altyapılarla desteklemek gerekiyor. Özü sözü aynılaştırmak gerekiyor. Özü sözü aynılaştıracak hizmetkarlar bulmak gerekiyor. Toplumcu düşünüşü öne çıkartmak gerekiyor. Toplumcu düşünüş biçimini öne çıkartmadan, bireysel dönüşümler üzerinde yoğunlaşıldığı için bugünleri yaşıyoruz. Seçim dönemleri bireysel vaatlerin yoğunlaştığı dönemlerdir. Senin çocuğun hala işsiz mi? Bize güç verirseniz çocuğunuzun gelecek garantisi sağlanır. Herkese aynı şeyi söyleyen bu zatlar topluca bu sözü versinler bakalım, bu yürek ister. Bu, ekonomik kalkınma modelini zorunlu kılar. Bu sistemle değiştirilmesini dayatır. Sitemden beslenen bu zatlar için toplumcu düşünüş kadar tehlikeli bir şey olamaz. Bu nedenle bireyi toplumdan izole etmekten başka çıkar yol yoktur. Bireyi izole eden, bunu yıllarca tekrarlayan anlayış bugün mevcut olandan daha fazlasını da zaten üretemez. Bu nedenle biraz sıradanlığın dışına çıkıp, özellikli işler yapmayı deneyelim. Kendimizi sorgulayalım, çevremizi sorgulayalım. Bize hizmet vaat edenleri sorgulayalım. Hayatı her yerde yaşanılası hale getirebilmenin olanaklarını sorgulayalım. Gelecek sorumluluğumuzu sorgulayalım. Doğaya, insana karşı tahribatımızı yok etmenin yöntemlerini sorgulayalım. Tarihsel mirasımızı geleceğe eksiltmeden arttırabilmenin olanaklarını sorgulayalım. Kısaca, durup bin kere düşünüp bir kere akıllıca karar verebilmenin erdemini ve hazzını yaşamalıyız.

Artvin'de güzelliklerin giderek arttığı bir mevsimdeyiz. Meyvelerin alçak alanlarda farklı yüksekliklerde farklı tatları verdiği, hasatın her türlüsüne hazırlanan insanımızın tatlı yorgunlukların arifesinde olduğu bir dönemdeyim. İşte bu tadın uzun erimli olması, sağlıklı bir geleceğin kendi iradesi ile belirlenebilmesi için daha fazla özveri, daha fazla mücadele etme zorunluluğunu dayatıyor. Bu bilince sahip çıkmak ve yaşatabilmek umuduyla.

Saygıyla ve dostlukla..

Bu İçerik 8730 Kez Görüntülendi

Ekonomi Üye Listesi