Kaf dağının öte yüzünde bir sabah …
Yeni uyanan Gün selam verdi mahmur Peri’ye.
Henüz uyanamamış olan peri, ne oluyor, neden uyandırdın diye çatmıştı ki kaşlarını, Gün’ün gülümseyen yüzüyle karşılaşınca vazgeçti kızmaktan.

Gün, elinde bir demet sevgiyle perinin elinden tutup yanağını okşadı.
Yumuşacık bir sesle:
’Hadi düşlerin prensesi, insanlar çoktan uyandı, geç kalmayalım” dedi.
Birden kocaman bir ışık belirdi Peri’nin gözlerinde.
Olmazdı, bugün geç kalamazdı, şafakla birlikte dünyaya gitmesi gerekiyordu.
Tüy gibi hafif, su damlası kadar berrak bir çağıltıyla şarkısına başladı…
Kanat seslerinden yükselen aşk şarkıları sardı dört bir yanı…
Kaf dağında ne çok peri varmış meğer…

Kaf dağının bu yüzünde bir sabah…
Çocuk birden uyandı, sanki birisi kulağına şarkı söylüyordu.
Gözlerini açtığında, karşısında gülümseyen annesini görünce şaşırdı, annesi hiç şarkı söylemezdi ki !
Sonra rüyasını hatırlayıp o da annesine gülümsedi.
Annesi sıcacık sesiyle ‘Hadi” dedi ‘ Gün bizi bekliyor”
Sonra her evden su gibi akan çocuk sesleri yükseldi :
’Gün’e selam, Gün’e selam”

Bugün bayram;
Bugün su ve toprak, gökyüzü ve gece, dolunay ve güneş, yasemen ve zambak elele dans ediyor…
Hadi kalk ayağa ve tut elimi, dans edelim…
Bu gün bayram .
Ne dersin…

MUTLU BAYRAMLAR

Sevgilerimle
Nursen KUMAS