Şavşat Duvar Gazetesi Kültür ve Sanat

Köyde Bayram

Zakir Taşdemir

Bir Ramazan ayını daha geride bırakıyoruz.Bir Ramazan Bayramını daha ,ömrümüz kifayet ederse, yaşayabileceğiz. Ama bayramlar buruk bir sevinçle yaşanıyor şehirlerde. Bu yüzden bir hatırası dahi kalmıyor aklımızda. Köylerde yaşanan bayramlar bir başka. Hiç hatırlayamıyanınız var mı o bayramları. Şahsen ben bu gün gibi hatırlıyorum köydeki yaşadığım bayramları.Hiçbir zaman da unutmuyorum o günleri.

Bayramın yaklaştığı günlerde tatlı bir telaş başlardı köyde.Tatlılar hazırlanır,akide şekerleri alınır, evler tepeden tırnağa birgüzel temizlenirdi.Büyükler ceplerine bolca şeker doldurur, çocukları sevindirmenin hazırlığını yaparlardı.Çünkü çocukların bayramla ilgili beklentileri kendilerine yapılacak ikramlarla ve verilecek el harçlığıyla ilgiliydi daha çok. İmkanı olan büyüklerimiz çocuklara para,imkanı olmayanlar ise daha çok cebindeki şekerlerden verirlerdi.Bu küçük hediyeler çocukları çok sevindirirdi.

Köylerde bayram sabahı yaşanan telaş ve heyecan gerçekten görülmeye değerdir.İnsanlar kıyafetlerinin en güzellerini giyerler o gün.Hele çocuklar,rengarenk kıyafetleriyle hep dikkat çekerler. Büyüklerinin ilgisini çekmek için süslenir püslenirler ve erken erken camiye koşarlar. Köy camilerinde müezzin mahvili ve çevresi genelde gençlere ve çocuklara ayrılırdı. Çocuklar o bildik yaramazlıklarını camide de sürdürmekten geri durmazlardı. Namazın başlamasıyla beraber çocukların fıkırdamaları.yüksek sesle gülmeleri hatta cami içinde itişip kakışmaları caminin manevi atmosferine karışır giderdi.Hernekadar caminin atmosferine aykırı olsa da bu yaramazlıklar.büyükler yinede hoş görürdü çocukları.Çünkü o gün bayramdı.

Bayram Namazının kılınması ve duanın edilmesinin ardından önce çocuklar fırlardı caminin meydanına.Uzun bir kuyruk oluşturup camiden çıkan büyüklerinin ellerini öpmek için sıraya girerlerdi. Camiden çıkan büyükler sırayla cami meydanında bayramlaşarak halka oluştururlardı ve böylece saatler süren bir bayramlaşmanın ardından bayramlaşmayan kalmayacak şekilde herkes el sıkışırdı. Tabi küskünler için bu durum çok zor anların yaşanmasına neden olurdu. Bayramlaşma merasimini bozmamak için herkesle tokalaşmak kucaklaşmak mecburiyeti vardı.Bu da küskün olanları mutlaka karşı karışa getiren bir durumdu.Araya cami imamının,köy öğretmeninin ve muhtarın girmesiyle küskünler barıştırılır,bu sorun sona erdirilirdi. Her bayram sonrasında küskünler mutlaka barışmış olurdu.Yeni bir bayram sabahına kadar mümkün olduğunca bu böyle devam ederdi.

Bayram namazı kılınıp eve dönüldükten sonra kahvaltılar yapılırdı. Bu kahvaltılarda misafir ağırlamak için insanlar birbirleriyle yarışırlardı. Herkes sofrasında misafire ikramda bulunmak isterdi.Çünkü insanımız misafir ağırlamanın önemini bilirdi.Sevabından istifade etmek isterdi.Bununla da yetinmez ,herkesin sevdiği türden yiyecekleri, ahirete intikal etmiş yakınlarının mezar başına paket halinde bırakırlardı.İhtiyaç sahiplerinin veya yolcuların bu yiyecekleri almasını umarlardı.

Bayramın ilk günü büyüklerin misafir kabul günüdür.Köyün gençleri büyüklerini ayrıca birde evlerinde ziyaret ederler ve ellerini öperek dualarını alırlardı.Bayramın ikinci günü ise önce akraba ziyaretleri ve sonrada komşu ziyaretleri yapılırdı. Bu ziyaretler çok içten bayramlaşmalara,kucaklaşmalara sahne olurdu. Herkes bayramlaşmaya gelenlere en güzel şeyleri ikram etmenin yarışına girerdi. Güzel sohbetlerle misafirler hoş tutulmaya çalışılırdı.Eğer çalışma sezonu, hasat sezonu değilse ziyaretleşmeler uzayıp giderdi.Başka köylerde yaşayan akrabalar da bayramda unutulmazdı. Bayramın diğer günleri başka köylerde bayramlaşmaya gidilirdi.Çünkü diğer köylerde de akrabalar.dostlar,yarenler vardı. Çocuklar ve gençler bayram boyunca diledikleri gibi bayramın tadını çıkarmaya çalışırlardı. Arkadaşlıkları aralarında daha bir pekiştirirlerdi. Unutamayacakları günler olarak bayramı geçmiş hatıralarına kaydederlerdi.

Şehirlerde bayram buruk geçiyor. Sevdiklerimizden uzakta ve bir yığın sorunla bayramlar huzurlu geçmiyor. Şehrin kozmopolit yapısı,vahşi kapitalist hayatın bireyselleştirdiği insan tipiyle bayramlar bayram tadı vermiyor.Her bayram gelişini köydeki günlerimizi hatırlayarak, acı bir burukluk yaşayarak karşılarım şehirde.

Nerde o eski bayramlar derim. Nerde o eski bayramlar.

Bu İçerik 18434 Kez Görüntülendi

Kültür ve Sanat Üye Listesi