Şavşat Duvar Gazetesi Kültür ve Sanat
Morbet
Arsiyan yaylasında morbet olmağ
Haziranın yirmisi galdimi tatlı bir telaş sarardı bizi.
Dağ çıxacağ. (yaylaya gidiş vakti) herkes hazırlıklarını tamamlar yola çığılırdı. Bir gün önceden ağırlıklar giderdi. Ertesi gün hayvanları da katardık ögümüza doğri yaylaya. Bizim köyla yaylanın arası yürüme iki yada iki buçuk saatti. Ormanlıklardan geçer sonra yaylanın o çıplak görünümüne kavuşurduk (ağaçsız haline yani) ben küçük olduğum için daha çok büyük baş hayvanların peşinde giderdim onlar daha yavaş yürüyorlardı çünkü. Yolda dana tiziğxursa (kaçarsa) nasıl tutacağımi düşünerek yola devam edarduğ. İki buçuk saatlik yolculuğun ardından dağa çığmaya (yaylaya gitmeye) muvaffak olurduk..
Önce yaylamızı yani evimizi güzel bir temizler ondan sonra yerleştirmeye başlanır. Bu arada morbet yani ben, evin ufak tefek işlerini yapar. Çoban tutulana kadar danayida quziyida morbet otarur. Aradan iki üç gün geçtuğtan sonra işlar yavaş yavaş yoluna girmaya herkes yerina alışmaya başlar. bu arada çobanlar tutulur. Öküz çobanı, naxırci. ( Naxır : ineklerden ayrı öküz-tosun sürüsü.) Davar çobanı (koyun çobanı), quzi(kuzu) ve dana çobanı. Anam o baştan (namazdan hemen sonra) qaxar (kalkar) ineklari sağar (sütünü alır) sonra naxıra katardı. Bu sağma işlemi genelde ağılda (Ağıl :yayla evin hemen ününde etrafı taşlarla çevrilmiş barınak) yapılur ki, danayi geri vurmak (anasını emmemesi için korkutmak) yada bağlamağ kolay olsun. İneği qülega sağardi( Qüleg : ahşaptan yapılmış, şimdiki plastik veya metal kovalar gibi derin bir kap).
Sütlari gaturur süzğeçten makinaya tökardi. Makinayi daha önceden yıxamış olurdu , benda bunun kurulmasına yani hazırlanmasına yardımcı olurdum. Sütün süzegini tutar, sütün daha kolay akmasına yardım edardım ( Süt makinası : Sütün kaymağını ayırmak için tasarlanmış özel bir makine. Makinenin kazanı denen yer: En üstte yer alır, buraya süt konur. Buradan kazanda bulunan bir muslukla tasa (tas: makinanın kazanınla olukları arasında yer alan bölüm) dökülür ki bu tasın içinde küçük bir alet daha vardır. Bu küçük parça sütün düzenli bir şeklide makineden geçişini sağlar, ne çok fazla akar, nede az, hemen musluğunun altında yer alır. Sütü oradan makinenin küpü dediğimiz yere iletir. Bu küpte en altta bütün parçaların yerleştirildiği alet olun en dibinde lastiği var. Bu lastik ne kadar oraya iyi oturursa yani yerleştirlirse gögmasunayla ( Gögmasuna : kaymağı alınmış taze süt) kaymağı o kadar güzel ayrılır. O küpte 14 tane tabak ki ( bunlar küpe yerleştirmek için ortası delik, bu tabağın üç yerinde daha delikler var bunlar düzgün yerleştirilmeli yoksa istenen sonuç alınamaz)var. Süt oradan yani küpten kollara (olukta denebilir) ulaşır bu kollardan birinden kaymak, diğerinden gögmasuna akar. Gögmasuna qülega, kaymax qolopoya ( Qolopa : külegin küçük hali, qüleg, on litre su alacak olsa qolopa üç litre su alır.) akar.
Tabiki bu işlemi yapmak için önce makinenin kolundan tutup çevirmek gerek. Çünkü makinamız insan gücüyle çalışır otomatik değildir. Tam 55 yada 60 kez çevirmek gerek. Her çevirişte bir zil sesi duyulur. Bunu sayarak makinenin sütü geçirme işlemine hazır olduğu anlaşılır. Sonra yavaşça musluğu açılır, hızlı açarsanız süt tas’tan taşacağı için ortalık süt gölü olur. O zaman anneden şamar yemek kaçınılmazdır. Onun için dikkatli çevir morbet!. Daha önceden ayrılmış olan taze süt ocağta kaynatılur. Biraz soğuyunca yoğurt yapmak için sitila ( Sitil : küçük, bakırdan veya aliminyumdan yapılmış, içine üç dört litre süt yada yoğurt alabilecek kab) tökülür. Çünkü köya göndarilacağ.
Bu arada ocağa birde su koyduğ, ısınsın diya, çünkü xamur yoğrulacağ. Kersani ( Kersan : içinde hamur yoğurmak için kullanılan ve ahşaptan içi düzgün bir şekilde oyularak hazırlanmış olan, şimdiki plastik leğen biçiminde bir kap) alıp doğri sütlüğa gedip, altına bişey sardağtan sonra ( ki, bu yayladur aşağı un tozları dökülmasın)unu eleyip getirir. İçine daha önceden sakladığı eşki hamuri (önceden mayalanmış hazır bekletilen hamur) içine koyar. Ilınmış suyunan oni bir güzel yoğururdi. Eline yapışan hamurları egişinan ( Egiş : çelikten yapılmış, ağzı genişçe, düz biçimde,sapı olan, ele zarar vermeden, hamurları almak için kullanılır.)ellarini xipladığtan (temizledikten) sora üstünü bez torbayla iyice kapatur. Yanlarını sarar çünkü bu dağ başıdur, xamur(hamur) bir üşüdisa daha da eşkimaz.(soğuktan dolayı mayalanmaz). Sütlari makinadan geçirduğ ama yerina tökmaduğ hala.
Sütü makineden geçirdikten sonra qazana koyar.( Qazan : bakırdan veya aliminyumdan yapılmış ki daha çok bakır olanı tercih edilir buda kalaylı olmalı,içine en az 50 60 litre süt alabilen genişçe bir kap) süt ocağta peynir yapılacağı güne, daha doğrusu kazan dolana kadar beklemesi gerek.
Kaymaktan birde gevrek yapalım da şimdilik yeter diyeyim.Kaymağın yağlı yerinden alınır, daha önceden kersana koyduğumuz cadi ununu(mısırdan yapılan un)kaymağınan yoğurduk.Bunun daha güzel olması için abutarat( abutarat : geniş yapraklı bir bitki bizim yöreye ait genellikle hayvanların yemediği, kazara yerse hastalanacağı bir bitki. Bu bitkiyi ilaçlarda kullanılıyor diye duymuştum ama emin değilim.) yapraklarını tertemiz hazırlıyoruz, pilekinin( Pileki : içinde ekmek ve gevrek pişirilen killi topraktan yapılmış kap.) içina yerlaşturulur ve gevrekler bunun içine konur. Yalnız pilekilarımız daha önceden iyice kızdırılmış olacak ve üstüne dökmek için kor ateş olması gerek yoksa gevreği yiyemezsiniz. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bakıyoruz geverek pişmiş, hazırda davar (koyun) yoğurdumuz var (koyun sütünden yapılan yoğurt, daha da yağlı olur)birde morbedin gaturduği Zabit ağanın suyuni içtinmi ohhhh afiyet olsun .
Bütün bunlar Yoncalı’nın Arsiyan yaylasında yaşanan, şimdi mazi olan güzel hatıraların, akılda kalanlarıdır. Eksikler mutlaka vardır. Bunları da görmezden gelerek veya tamamlayarak okuyun.
05.04.2006
Bu İçerik 16057 Kez Görüntülendi