Şavşat Duvar Gazetesi Kültür ve Sanat
Ökuz Arabasi ve Ökuzlar
Simdi size guzel gecmisten birseyler anlatmak istiyerim ve heygidi gunler hey demeyide ihmal etmiyerim...
Ben malasef buyuk sehirde yasadim koy hayatindan yine kopmamama ragmen aklimda yinede ufak tefek anilar kaldi.Her yil okul bittigi zamanlarda hemen koyum olan Asagi Sulesa gidardim.
Geceleri gazlambasi ısığında odanın duvarlarına vuran gölgeler küçüklüğüm ile ilgili ilk anilarımi oluştururdi.
Harman zamani ozelikle o guzelim arabaya pinmayi ne cok istiyerdim. .
Komşu evlerda olduğu gibi dedemlerinde iri iki öküzi ve tarafından çekilen bir arabasi varidi. Ben bu okuzlere bakar bakar sasirirdim.’’Ya bunlar nabicim bir hayvandir co’’diyerdim.
Birda ikisida birbirine benziyerdi.Siyahsa siyahlar bozsa bozlar ne acayip yaratiklarmis der dururdum.herkesinkida ayniydi... hele o uzun boynuzlari....valla o zaman kim korkmazdi ki...
Bir kerasında arabanin altinda ayagim kalmis ot doli araba ayagimdan gecmisti unitmiyerim onuda. Bazen bu arabaya doluşur dogru tarlaya gidardik. Yol boyunca çocuk bağrışmalari ve araba sesinden oluşan bir koro bizlara eşlik edardi.
Hic unitmiyerim bir keresında tarladan ot getiriyeriz dedem dediki gec dedi okuzlarin basina okuzlar sani takip edarlar eva kadar gidarlar .Biliyerki bende ozaman korkiyerim vallahi eva gidana kadar arkama bagdim boynuzlamasinlar diya hayvan bagli ama na bilem korkiyerim işta. Döniyer döniyer bagiyerim ökuzlarda arada duruyer araba gacirdiyer onun sesida hele hos ki o bila eyudur memleketumun sesi.Hiç duymamış olanlara bu müzikli inilti sesini anlatmak sanırım olanaksızdur....
Özellikle sabah erken saatlerde yada akşam geç vakitlerda daha iyi duyulan bu ses beni halen etkilemaktadır.
Tekerlekler döndükçe iki ahşabın birbirine sürtünmesi sonucu oluşan bu gıcırtılı sesin daha iyi çıkması için özel sıvılar sürüyerlar bazilari.Oda daha iyi oliyer.
Hatta bazı yörelerda arabasi iyi ötmeyenin horlandığı bile söyleniyer. Köyün yaşlıları ise daha araba görülmeden uzaklardan gelen sesinden kimin arabasi olduğunu hemen söyleyiverirlar.Falancanin arabasidur o derlardi.. Bazı yörelerde da bizdeki gibi öküz arabası da denilen arabanin asil adi (Kagni)oldugunu herkesta biliyerdur.
En önemli özelliği iki öküz ( bazı yerlerde camıs) tarafından çekilmesidur( at arabasida asla kullanılmaz ) ve tamamen ahşaptan yapılmasıdur.
Mazının iki ucuna takılan tümü tahta olan bu tekerler çamur tutmaması için genelda akağaçtan yapılıp, aşınmaması içinde etrafına 2 cm eninde demir çember geçirilur. Öküzler arasından geçen uzun bir üçgen şeklindeki ''ok'' anayapıyı oluşturur. Bu okun ucuna boyunduruk bindirilur. Uzun bir tahtadan oluşan boyunduruğun iki tarafındaki deri kayıştan yapılmiş ''zelve ''ler öküzlerin boynuna bağlanır. Bazı yerlerde tekerleğin at arabası tekerine benzediği yada tümünün demirden yapıldığı görülse de bunlar arabanin orjinal tekeri değuldur.
Bu arabayi Ateşin keşfinden sonra insanlık tarihinin en önemli buluşlarından biri olan tekerleğin Orta Asya'daki çoban halklar tarafından M.Ö.3000 lerde kullanılmaya başlandığu sanılmaktadur.
Hayvanların evcilleştirilmesi de ilk kez buralarda olmiş, bu iki olaya bağlı olarak ilk hayvanlı arabalar yine bu topraklarda ortaya çıkmaya başlamıştur.
M.Ö.3000 -2500 yıllarına ait arkeolojik araştırmalarda dört tekerli araba figürlerine raslanmaktadır. Kağnının ise ilk kez Mısır'da kullanılıp oradan yayıldığı sanılmaktadır. Yüzyıllar boyunca bir çift öküzün koşulduğu araba çilekeş Anadolu insanının en büyük yardımcısı olmuş ve halende olmaktadır.
Bu Anadoluya has bir kultur olan okuz arabalarınıda bir resim galerisi arsivinde toplamaya basladim. İnsallah bitince cok guzel bir eser ortaya cıkaracam..
Fotograflarımla sizlere bir tarih boyu Anadolu topraklarına damgasını vuran vefakar ve artık yokolmaya başlayan arabalarin görüntülerini ulaştırabilsem bila ne yazıkki o büyülü sesi simdilik veremeyeceğım.
Ben malasef buyuk sehirde yasadim koy hayatindan yine kopmamama ragmen aklimda yinede ufak tefek anilar kaldi.Her yil okul bittigi zamanlarda hemen koyum olan Asagi Sulesa gidardim.
Geceleri gazlambasi ısığında odanın duvarlarına vuran gölgeler küçüklüğüm ile ilgili ilk anilarımi oluştururdi.
Harman zamani ozelikle o guzelim arabaya pinmayi ne cok istiyerdim. .
Komşu evlerda olduğu gibi dedemlerinde iri iki öküzi ve tarafından çekilen bir arabasi varidi. Ben bu okuzlere bakar bakar sasirirdim.’’Ya bunlar nabicim bir hayvandir co’’diyerdim.
Birda ikisida birbirine benziyerdi.Siyahsa siyahlar bozsa bozlar ne acayip yaratiklarmis der dururdum.herkesinkida ayniydi... hele o uzun boynuzlari....valla o zaman kim korkmazdi ki...
Bir kerasında arabanin altinda ayagim kalmis ot doli araba ayagimdan gecmisti unitmiyerim onuda. Bazen bu arabaya doluşur dogru tarlaya gidardik. Yol boyunca çocuk bağrışmalari ve araba sesinden oluşan bir koro bizlara eşlik edardi.
Hic unitmiyerim bir keresında tarladan ot getiriyeriz dedem dediki gec dedi okuzlarin basina okuzlar sani takip edarlar eva kadar gidarlar .Biliyerki bende ozaman korkiyerim vallahi eva gidana kadar arkama bagdim boynuzlamasinlar diya hayvan bagli ama na bilem korkiyerim işta. Döniyer döniyer bagiyerim ökuzlarda arada duruyer araba gacirdiyer onun sesida hele hos ki o bila eyudur memleketumun sesi.Hiç duymamış olanlara bu müzikli inilti sesini anlatmak sanırım olanaksızdur....
Özellikle sabah erken saatlerde yada akşam geç vakitlerda daha iyi duyulan bu ses beni halen etkilemaktadır.
Tekerlekler döndükçe iki ahşabın birbirine sürtünmesi sonucu oluşan bu gıcırtılı sesin daha iyi çıkması için özel sıvılar sürüyerlar bazilari.Oda daha iyi oliyer.
Hatta bazı yörelerda arabasi iyi ötmeyenin horlandığı bile söyleniyer. Köyün yaşlıları ise daha araba görülmeden uzaklardan gelen sesinden kimin arabasi olduğunu hemen söyleyiverirlar.Falancanin arabasidur o derlardi.. Bazı yörelerde da bizdeki gibi öküz arabası da denilen arabanin asil adi (Kagni)oldugunu herkesta biliyerdur.
En önemli özelliği iki öküz ( bazı yerlerde camıs) tarafından çekilmesidur( at arabasida asla kullanılmaz ) ve tamamen ahşaptan yapılmasıdur.
Mazının iki ucuna takılan tümü tahta olan bu tekerler çamur tutmaması için genelda akağaçtan yapılıp, aşınmaması içinde etrafına 2 cm eninde demir çember geçirilur. Öküzler arasından geçen uzun bir üçgen şeklindeki ''ok'' anayapıyı oluşturur. Bu okun ucuna boyunduruk bindirilur. Uzun bir tahtadan oluşan boyunduruğun iki tarafındaki deri kayıştan yapılmiş ''zelve ''ler öküzlerin boynuna bağlanır. Bazı yerlerde tekerleğin at arabası tekerine benzediği yada tümünün demirden yapıldığı görülse de bunlar arabanin orjinal tekeri değuldur.
Bu arabayi Ateşin keşfinden sonra insanlık tarihinin en önemli buluşlarından biri olan tekerleğin Orta Asya'daki çoban halklar tarafından M.Ö.3000 lerde kullanılmaya başlandığu sanılmaktadur.
Hayvanların evcilleştirilmesi de ilk kez buralarda olmiş, bu iki olaya bağlı olarak ilk hayvanlı arabalar yine bu topraklarda ortaya çıkmaya başlamıştur.
M.Ö.3000 -2500 yıllarına ait arkeolojik araştırmalarda dört tekerli araba figürlerine raslanmaktadır. Kağnının ise ilk kez Mısır'da kullanılıp oradan yayıldığı sanılmaktadır. Yüzyıllar boyunca bir çift öküzün koşulduğu araba çilekeş Anadolu insanının en büyük yardımcısı olmuş ve halende olmaktadır.
Bu Anadoluya has bir kultur olan okuz arabalarınıda bir resim galerisi arsivinde toplamaya basladim. İnsallah bitince cok guzel bir eser ortaya cıkaracam..
Fotograflarımla sizlere bir tarih boyu Anadolu topraklarına damgasını vuran vefakar ve artık yokolmaya başlayan arabalarin görüntülerini ulaştırabilsem bila ne yazıkki o büyülü sesi simdilik veremeyeceğım.
Bu İçerik 13710 Kez Görüntülendi