Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam

2008’2009 Eğitim Öğretim Yılınız Hayırlı Olsun

Kenan Yıldız

Alman İktisatçı Prof. Dr. NEUMARK Diyor ki: Devlet ve maliye, devamlı mücadele içindedir. Ya maliye devleti ya da devlet maliyeyi emrine alır. Yarınlarda sizler gençlerimiz, maliye konularında söz sahibi olacaksınız. Dikkat ediniz, devleti maliyenin emrine sokmayınız. Her zaman maliye devletin emrinde olsun. Devletin maliyenin emrine girmesinin anlamı şudur: Devlet, görevlerini yapabilmesi için gerekli geliri elde edemez; vergiyi toplayamaz; borçlanarak görevini yapmak zorunda kalır.Bu durumda devlet yakasını maliyeye kaptırmış olur. Maliyenin devleti emrine alması nedir? Devlete kim para veriyor ise, para verenin emrine girer. İçeride huzursuzluklar başlar. Dış güçler böyle devleti sömürge devleti olarak görür.. 1947 yılında ders esnasında söylenen bu söz sanki bugünün Türkiye Ekonomisini tarif ediyor. Devlet maliyenin esaretinden nasıl kurtulacak Olağanüstü hal ilan edecek, ürettiği ile yetinecek, borç alarak tüketmeyecek; böylece dış ticaret bilançosu artı verecektir. Osmanlı’nın son döneminde, maliyenin devleti emrine alması, Osmanlı devletinin çöküş sebeplerin başında yer alır. Siz bugünün gençleri bu ekonomik olayları iyi analız edin gelecekte devletin kadrolarını siz temsil edeceksiniz. 2008’2009 Eğitim Öğretim yılınız hayırlı olsun. Hepinizin başarılı mutlu bir yıl geçirmenizi dilerim. YABANCI DİL EĞİTİMİ AB ile bütünleşme sürecinde ikinci ,hatta üçüncü bir dil ile iletişim kurabilmek çok önem kazanacaktır. Ulusal dillerin dışında başka dilleri bilen ülkelerin AB’nin nimetlerinden daha fazla yararlanacağı ortadadır. Türkiye’de ise yabancı bir dille iletişim kurabilme potansiyeline sahip olan kitlenin oransal olarak çok az olduğu bir gerçektir. Dolayısıyla yabancı dil eğitimi üzerinde öncelikli olarak durulmalıdır. Bu arada liselerin dört yıla çıkarılması ile birlikte hazırlık sınıfı olan liselerde hazırlık sınıflarının kaldırılmış olmasının zaten çok yaygın olmayan yabancı dil eğitimini daha da geriletebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. HER SEÇİMLE OKULLARIN YÖNETİCİ KADROSU DEĞİŞEN ÜLKELERDE EĞİTİM ÇIKMAZA GİRER. Özellikle ilköğretimden ortaöğretime geçerken Fen ve Anadolu liselerine çok üst düzeyde başarı gösteren öğrenciler seçiliyor. Ancak seçilerek gelen üstün niteliklere sahip olan öğrenciler kazandıkları okullarda layık oldukları ilgi ve hoşgörü ile karşılaşmıyorlar. Seçilmiş öğrenciler garip bir şekilde sıradan bir öğretim ortamının içinde bulunuyorlar kendilerini. Sonuçta beklide potansiyellerini daha da düşürerek bir üst kademeye yani üniversiteye devam ediyorlar. Üniversitelerde de benzer durum söz konusu. Çünkü okulları, yöneticileri ve öğretmenleri öğrencilerin potansiyellerine cevap verecek nitelikte bir eğitim ve öğretim sunma konusunda zorlayan bir mekanizma bulunmaktadır. Bu durumda eğitim sistemi ilerletmek için değil adeta geriletmek için seçmekte gibi görünüm ortaya çıkmaktadır. Doç.Dr. İrfan DOĞAN'ın Çağdaş Eğitim Sistemleri Kitabından alınmıştır.

Bu İçerik 2728 Kez Görüntülendi

Yorumlar

Hasan Büyük

Bu zihniyetin kadına bakışının en güzel örneğidir.

Hasan Büyük - 22 Eylül 2008
gerçektende güzel bir araştırma. Çünkü bu zihniyetteki kişiler her defasında kadının yeri mutfaktır, kocasının dizlerinin dibidir. demediler mi? Kadınların erkeklerle bir yerde çalışmalarının günah ve haram olduğunu söylemediler mi? Söylediler. Sadece söylemekle kalmatıp, çok iyi uygulamasınıda yapmaktadırlar. İşte sizlere bir sürü örnek. Umarım kadınlarımız bundan bir ders çıkarırlar.

Yaşam Üye Listesi