Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam

Çam Sakızı Yürek Armağanı

Nurşen Kumaş

Eski zamanlardan bir deyimdir ÇAM SAKIZI , ÇOBAN ARMAĞANI. Misafirliğe gidilen yere eli boş gitmemek için ufak tefek bir şeyler alınırdı ve ev sahibine verilirken, çam sakızı çoban armağanı denirdi. Tabi o vakitler yani eski insanlar için bu düşünceli olmanın güzel bir göstergesiydi. Her zaman sevgi ve saygıyla karşılanırdı. Lise öğrenciyken kompozisyon konumdu bu deyim.O zaman neler yazdığımı hatırlamıyorum ama iyi not almıştım o yazıdan onu biliyorum.Şimdi bu deyimin anlamı başkalaştı benim için çam sakızı ,yürek armağanı…

Her Şavşatlı gibi bende çam sakızıyla büyüdüm,tadını ,anlamını,bana neler çağrıştırdığını çok iyi bilenlerdenim.Sakız toplamak için en fazla yarım saatlik bir meşe yolculuğu yapar,iyi ciciplerin olduğu yerleri ezbere bildiğimiz için zorlanmazdık ta toplarken.Bugün O günlerden gelen birkaç çeynam sakız var elimde.Çok uzak ve çok özel yerlerden bana,dostane yüreklerden ta Fransalara kadar ulaştı.

Şavşat Com sayesinde bundan üc yıl önce bir ağabeymle tanıştım, ikimizde gurbet rüzgarı yemiş farklı ülkelere savrulmuştuk. Ekrem Bülbül abim ve ben Şavşat paydasında buluşmuştuk. Abim bu yaz Şavşat’a gitmişti kısa bir süreliğine,ben gidememiştin bu yazın. Çam sakızı toplamış birazcıkta, konuştuğumuzda dedi ki Nurşen sana sakız saklayacağım ve bir şekilde de ulaştırırım dedi. Aradan aylar geçti Kurban Bayramı abımle konuşurken dedi ki sana yarın sakızını yollayacağım,yüzümü bir gülümseme almıştı, abim sözunu unutmamıştı. Çam sakızı 1500km yol alıp Şavşat’tan İstanbul’a, oradan da 3000km devam ederek Almanya’ya ulaşmış ve şimdi de 950km yol daha alarak Fransa Lyon’a bana ulaşacaktı.

Bayramın üçüncü günü sakızı getirecek kişiyle buluşacaktık. Akşam saat altı gibi evden çıktık yanımda Artvinli bir arkadaşım daha vardı. Lyon mevsiminin en soğuk günlerini yaşıyordu. Evden metroya yürüdük, yarım saat metro yolculuğunun da muhabbetimiz sakızdan yanaydı hep. İstasyona vardık, erken ulaştığımız için yarım saatte buluşacağımız kişileri bekledik, soğuk iliklerimize kadar işlemişti ama biz gene de çok mutluyduk. Sonra çam sakızıyla buluşma anı gelip çattı, getirenlerle sohbet edip kocaman teşekkür ettikten sonra sakızımızla birlikte eve doğru yol aldık, iliklerimizi üşüten soğuk dostluk sıcaklığına dönüşmüştü.

Beyaz naylon poşet içinde ki çam sakızı neler anımsatmıştı bana neler…Çocukluğum içine girmiş alışamadığım Lyon sokaklarına gelmişti,kokladıkça bana ait olan her şeyi hissetmeye başladım. Babamın karabağ çalan zurna sesini, yanık yanık söylenen Çift candarma türküsünü, anılarımı, yaramazlıklarımı nasılda sığmıştı poşette. İlk kez farklı bir mekanda bana ait bir şeyler vardı ve ben çok mutluydum. Bildik bu koku buradaki sevmediğim kokuları bastırmıştı. Çam sakızım 5450km lik yol aşıp bizlere ulaşmıştı. Ben kendimi daha güvende hissettim o gece. Mutsuz olduğum bir günü renklendirmişti abimdem bana gelen bu değerli, özel ve çok anlamlı hediye.

Ben bu anlamlı hediyeyi anlamlı dostlarımla paylaştım, herkese birazcık tattırdım, şimdi elimde o beyaz poşet ve bir çeynam sakız var, o öylece kalacak, kıyamadım çiğnemeye, o kadar özel ki benim için , bunu hangi kelimeyle anlatırım bilemiyorum. Onu anlatamayacağım kesin ama beni bu kadar mutlu eden ağabeyime huzurlarınızda binlerce kez teşekkür ediyorum.Çok teşekkurler Ekrem abim binlerce teşekkurler, yüreğine , eline sağlık abim. Çam sakız çoban armağanı değilde bana, yürek armağanı oldu.

Sevgilerle Nurşen KUMAŞ

Bu İçerik 3705 Kez Görüntülendi

Yaşam Üye Listesi