Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam

Nazmiye Halvaşi: Çorbada Tuzum Olsun...

Şavşat.com

18 Haziran günü Sivil Toplum-Yerel Yönetim-Merkezi İdarenin ortaklaşa düzenlediği sempozyum Artvin’de yapıldı. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle davetli olduğum bu toplantıya katılamadım. Düzenleyen kurumlara başta Sivil Toplumun gönüllü neferlerine olmak üzere teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların, Artvin’in kalkınmasına katkı koyacağına inanıyorum. Sonuçlarının da diğer kentlere örnek olmasını diliyorum.

Bu haftaki yazımı, sempozyuma sunduğum bildiriye ayırdım. Çorbada tuzum olursa ne mutlu bana. Sevgiyle ve dostça kalın.

’21. YÜZYILDA ARTVİN”

ARTVİNİN TURİZM POTANSİYELİ VE YENİ YAKLAŞIMLAR SEMPOZYUMU’NA SUNULMAK ÜZERE GÖRÜŞLERİM:

Doğu Karadeniz Bölgesi gelişmişlik sıralamasında 7 bölge içinde 5. sıradadır. Karadeniz’in, ülkemizin Asya’ya açılan doğu kapısı ilimiz Artvin kültürel gelişmişlik açısından önde gelen illerden biri olmasına karşılık, ekonomik gelişmişliği açısından geri kalmış bir ildir. Sürekli göç veren bir il olan Artvin, şimdilerde ülkenin en önemli gereksinimlerinden biri olan enerji üretimi için yeni göçler vermektedir. İnsanlar yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan göç etmektedirler. Bu arada kentin coğrafyası da değişmektedir.

Artvin, doğal zenginlikleri en yoğun şekilde içinde barındıran ender kentlerden biridir. Flora ve fauna çeşitliliği ve kendine özgülüğü açısından ise belki de birinci sırada gelmektedir. 2002 Yılını Dünya Turizm Örgütü ‘EKO-TURİZM YILI” ilan etmiştir. Sempozyumun konusu ‘Artvin’in Turizm Potansiyeli” olunca bu iki konuyu yan yana düşünmemek yanlış olur.

Turizm’in ülkemizdeki gelişmesi ne acıdır ki genellikle doğa katliamına dönüşmüştür. Uzun vadeli makro planlamaların yapılmaması ve turizm yatırımcılığının günübirlik siyasete, rant hesaplarına alet edilmesi sonucunda turizmde gelişme adına doğa katliamları yaşanmıştır. Bu noktadan baktığımızda turistik açıdan gelişmemişlik doğanın korunması açısından olumlu gibi görünmektedir. Bu da kabul edilebilir bir durum değildir.

KÖK(Karadeniz’in Özelliklerini Koruma Kulübü) Derneği olarak bölgenin kalkınması için çeşitli platformlar oluşturduk. Bu platformlarda öne çıkan anlayışlardan biri de bölgenin turistik değerlerinin geliştirilmesi olmuştur. Turizmdeki gelişmeye paralel olarak çevre değerlerine de sahip çıkılması inancındayız.

Doğu Karadeniz Bölgesinin kalkınması için Hükümetin talebi üzerine, Japonya Uluslararası Kalkınma Ajansı ‘JICA” tarafından DOKAP (Doğu Karadeniz Kalkınma Planı) hazırlanmıştır. Bu raporlar incelendiğinde üç görüş ağırlıklı olarak öne çıkmaktadır.

1-JICA’ya göre ‘bölgenin en önemli kaynağı insan gücüdür. Bölge insanı diğer bölgelere göre ileri derecede eğitimli, yenilikçi, dışa açık ve girişimcidir.”

2-Bölgede orman alanı toplam alanın yüzde 42’sidir. Bölge endemik bitki ve tür zenginliğine sahiptir. Korunması ve geliştirilmesi gereken bu çok önemli bitki yapısına, uluslararası platformda son derece önem verilmektedir.

3-Bölge, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleri ile yapılacak uluslar arası ticaretin merkezi olmaya adaydır.

Bu tespitlerden yola çıkarak ve bu yılın ‘EKO-TURİZM” yılı olduğunu da göz ardı etmeden ciddi adımlar atmak gerekir düşüncesindeyim. Öncelikle Artvin’deki turizm hareketinin doğal zenginliklerimiz üzerinden olması gerektiği unutulmamalıdır. Çevre değerlerinin korunması açısından yapımları devam eden barajların suları altında kalacak bölgelerdeki flora ve fauna çeşitliliğinin korunması önemle ele alınmalıdır. Endemik türlerin mutlaka tespit edilmesi ve uygun alanlara taşınıp türünün yok olmamasının sağlanması gerekmektedir. Diğer taraftan dünyanın en önemli rafting parkurlarından biri olan Çoruh vadisinin, parkur bölgesinin korunmasının sağlanması gerekmektedir.

Yayla turizminin geliştirilmesi için Festivallerin önemini yadsıyamayız. Fakat artık genel anlamda iç ve dış turizm hareketliliğinin sağlanması için farklı yaklaşımlar sergilenmelidir. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamı Kamu yatırımları açısından ümit verici değildir. Özel teşebbüsün bölgede yatırım yapmasını teşvik etmek için kolaylaştırıcı yaklaşımların, Merkezi Hükümet tarafından sergilenebilmesi için kamuoyu oluşturulmalı ve lobi çalışması yapılmalıdır. DOKAP genel anlamda bölgenin kalkınmasında önemli bir plandır. Bu Planın sahiplendirilmesi gerekmektedir. Bir işin sahibi yoksa veya çok sahipliyse o işin başarısız olması kaçınılmazdır. Bu nedenle Artvinliler olarak kentimizdeki turizm hareketini tartışırken bölgenin benzer sorunları yaşayan diğer kentleri ile işbirliği içinde olmak ve ortak bir platformda birlikte davranmak sonuç alınması açısından önemlidir.

Sempozyumun Merkezi İdare-Yerel Yönetim ve Sivil Toplum Örgütlerinin ortaklaşa düzenlenmiş olması son derece önemlidir. Bütün Doğu Karadeniz’i, içinde de Artvin’i de kapsayan DOKAP projesinin bu kapsamda siyaset üstü kurumsallaştırılmasını öneriyorum. Oluşturulacak bu kurum bölge kalkınmasında ulusal ve uluslararası etkin bir güç olacaktır. Bölgede yatırım yapmak isteyen girişimcilere yol gösteren, çözüm üreten bir yaklaşım sergileyebilecek ve çevresel değerlerin de korunmasına özen gösterilebilecektir.

Örgütlü toplum güçlü toplumdur. Bütün alanlarda olduğu gibi turizm alanında kentimizde yeni açılımların sağlanabilmesinin örgütlenmekten geçtiğine inanıyorum. Kısa vadeli, günlük yaklaşımlarla yüzyıllardır var olan değerlerimizin yok edilmesine izin verilmemelidir. Unutulmamalıdır ki Artvin’in turistik cazibesi doğal değerlerindedir. Eğer bu değerlerimiz üzerinden turizm hareketi sağlamak istiyorsak onları korumak zorundayız. Bu da güçlü, örgütlü bir yapılanma ve planlama ile olur.

Sevgi ve saygılarımla başarılar diliyorum. 28 Haziran 2002

Nazmiye Halvaşi

KÖK (Karadeniz’in Özelliklerini Koruma Kulübü Derneği)

Genel Yönetim Kurulu Üyesi

Bu İçerik 891 Kez Görüntülendi

Yaşam Üye Listesi