SELAM ALEYKÜM. İNSAN MEMLEKETİNDEN UZAKLAŞTIKÇA TAŞININ, TOPRAĞININ DEĞERİNİ DAHA İYİ ANLIYOR. ÇOCUKKEN BİR AN ÖNCE KAÇIP KURTULMAK İSTEDİĞİ YERİN, ÜÇ BEŞ YIL SONRA YÜREĞİNİ BU DENLİ SIZLATACAĞINI KESTİREMİYOR. BÜYÜKLERİMİZİN ANLATTIKLARINI MASAL GİBİ DİNLERDİK OYSA HAYATIN TA KENDİSİYMİŞ. NEYSE... HEPİNİZ ALLAH’A EMANET OLUN. MÜBAREK RAMAZAN AYININ HEPİMEZE HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM. HAYIRLI RAMAZANLAR...

Merhaba haddim olmayarak bende bişeyler yazmak istedim çok sevindim sayfada gezerken köyüme gittim geldim, o kadar güzel yazılar, resimler ki toprağımın köyümün kokusu geldi. Herkesi çok özlediğimi ve bir o kadarda uzak olduğumu hissettim. Birçok mesaj okudum eski yeni ve birkez daha anladım çok özlediğimi hepinize saygılarımı sevgilerimi iletiyorum. Hepinizi çok seviyorum memleketimin güzel insanları Allah hepinizden razı olsun inşallah

Esma YILDIRIM

Değerli dostlarım Mubarek ramazan ayının hayırlara esile olmasını Yuce Allah’tan niyaz ederdk tekrar merhabalar.Eh! tez tez uğramasan internettur na Allahın belası yera millettanda ela geri kalursun sizlar Aya benda yaya olsun bela idare edacauğ. Na isa ben taaaa kalduğum yerdan devam edarağ sizlari geri göturup ÖZLAMİŞİM şiirina ilave yapacağım.

ÖZLADIM DA ÖZLAMADIM "Diyorum"

İlkbaharda çeper yapmay
Ahorundan ağbun atmay
Sonra birda fişenk çartmay
Heç onlari özlamadım.

Yaz galaınca tırpan sesi
Belki hoştur ayran tasi
Silınacağ kazma pasi
Herhaldaki ölamadım.

Güzun gedarduğ hana
Mazmanlarda verilan mola
Araba devrulur o da bir bela
İstasamda özlamadım.

Kışa hazırlanur kesilan neker
Han oti olmiyanda mallara şeker
Ruhsetiya dersin zaten bir betar
Elimda olmadan heç özlamadım.

Kış galınca komşiluğlar başliyer
Bahar olur bir birıni taşliyer
İşte bu iş yüreğimi haşliyer
Aklıma galınca hiç özlamadım.

Ali Hocam yokmi köşavratta şeftali
Ercan zamanidur lazudun koli
Kaçamasan galur peludun dali
Belki da sadeca buni özladım

Yıldırım dertlisın yokmi özlanan
Vardur tabi cancur erük hazlanan
Birda taze lazut O da közlanan
İşte bir hal işi buni özladım.

27.09.2006

Bu ramazan ayının tüm insanlığa ve tüm hemşehrilerime hayırlar getirmesini diliyorum. Herkese kucak dolusu selamlar.

YENİDEN MERHABA.....................
KUSURA BAKMAYIN YİNE ARA VERDİK YAZILARA İŞLER DOLAYISIYLE FIRSAT BULAMIYORUZ. ŞİİRLER ÇOK MÜKEMMEL Bİ ŞEKİLDE DEVAM EDİYO. BEN BU SİTEYİ BU KADAR CANLI GÖRÜNCE ÇOK MUTLU OLUYORUM. İNŞALLAH HEP BÖYLE DEVAM EDER. KALEMLERİNİZE SAĞLIK. HERŞEY ÇOK İÇTEN ÇOK SAMİMİ ÇOK SICAK. BU GURBET ELDE MEMLEKET HASRETİNİ ANCA BÖLE BASTIRABİLİYORUZ İŞTE. HERKESE İİ ÇALIŞMALAR VE ÇOK TEŞEKKÜRLER BİZE BU GÜZELLİKLERİ YAŞATTIĞINIZ İÇİN.
ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN GÖRÜŞME DİĞLEĞİYLE ALLAHA EMANET OLUN:)))

Sitenin üç beş kişinin özel alanı gibi kullanılması artık hoş olmamaya başlamıştır. Yeni isimler aramıza katılıncaya kadar Turgay kardeşimin yaptığı gibi ben de yazılı mesajlara ara verip, sessiz kalmayı seçiyorum. Yaklaşan mübarek ramazan ayının hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyor, herkese sağlık ve mutluluk diliyorum.

Seferberlik emri çıktı
Hayden gedah köyümüza
Çil çocuk gurbetten bıktı
Hayden gedah köyümüza

Aç yatah, enişa yatah
Seneda bir dana satah
Batacaysak köyda batah
Hayden gedah köyümüza

Gurbet çıktı bahtımıza
İşatmiştur altımıza
Tembeh ettim oğul, kıza
Hayden gedah köyümüza

Andır kalsın parasına
Yetmiyerki kirasına
Raziyim ben pirasına
Hayden gedah köyümüza

Nayidi bu başımıza
Ağu katti aşımıza
Kurban olem taşımıza
Hayden gedah köyümüza

Başımızda keça külah
Ölacaysah köyda ölah
Dostlar hayyealel felah
Hayden gedah köyümüza

Harğinan çarşıya giderdik,
Elma, armut, kiraz yerdik,
Sahibinden gizlenirdik,
Vantalilar viran olmuş.

Yolda durur, dinlenirdik,
Doyumsuz, sohbet ederdik,
Ara bir harğa düşerdik,
Harğın suyu viran olmuş.

Curmul’dan Çarşıy görürdük,
Çoğu kesadan yürürdük,
Bazen yük te götürürdük,
Kesa yollar viran olmuş.

Şimdi servis çalışıyor,
İnsan buna alışıyor,
Daha rahat şık yaşıyor,
Çaruh, lastik viran olmuş.

Değerli dostlar, sevgili arkadaşlar,

Bilemiyorum "Viran Olmuş" ayağının verildiği kaç gün oldu ama daha fazla köyümüzün viraneliğini anlatmak istemiyorum artık, hemde yazarken bayağı zorlanıyorum. Bu nedenlerden ötürüdürki artık ayağı değiştirmek gereği duyuyorum. Arkadaşlarımın müsaadesiyle, yine köyümüzün güzelliklerini, eskide ve şimdi de var olan değerlerini düşünerek , bunları anlatmak dileğiyle ayağı " KÖYÜMÜZE" Olarak değiştiriyorum.20 gün veya daha fazlada sürebilir.Gidişata göre, benden sonraki ayak sırası, Erdinç, sonra da Haluk’ta olsun.

KÖYÜMÜZE:

Arkadaşlar derim size,
Gelin gidek köyümüze.
Böyle yakışmıyor bize,
Hayden gidek köyümüze.

Akraba, dostlar bekliyor,
Hastalar, bazen tekliyor,
Babalarız, gelin diyor,
Nolur gidek köyümüze.

Kızılcuh, meshallar olmuş,
Çayağzın’da cola bolmuş,
Çiçekler, güller de solmuş,
Hayden gidek köyümüze.

Viran olmuş şu köyümün eski evleri
Terk edilmiş boş duruyor içleri
Bayramdan bayrama görür bizleri
Tarlaları eller eker viran olmuş köyüm

Bahçalarda darabalar çürümüş
Dam samanlık harman viraneye dönmüş
Çoğu ocaklar çoktan sönmüş
Bacalarda bedebralar çörümüş viran olmuş köyüm

Sansalaka at misali bindiğim
Sularından derde şifa umduğum
Çoçuk iken hopo yapıp çimdiğim
Derelari viran olmuş köyümün

Üzerinde türlü hayal kurduğum
Otlarına tek tek soru sorduğum
Akşamlara kadar mal otarduğum
Meralari viran olmuş köyümün

Merhaba Arkadaşlar.
Yaklaşık 10 gündür siteye giremiyor, kimseyle iletişim kuramıyordum. Çünkü bilgisayarı çökerttim. Bir virüs musallat olmuştu, düzeltene kadar hal geldi başıma. Şimdide çok yavaş işliyor.
Neyse biz atışmadaki ayağa dönelim. VİRAN OLMUŞ:

Mehlenin başından başlayacağım,
Bazılarını fena haşlıyacağım,
Nezir emi gili taşlıyacagım,
Merek, ahor viran olmuş köyümün.

Sonra gelir Şabet Hoca,
Hala getmamiştur haca,
Orda tüter tek bir baca,
Diğerleri, viran olmuş köyümün.

Mezin daday, köyda yohtur,
Durmuş emiy, sevan çohtur,
Helim ağa, gözü tohtur,
Fakirleri, viran olmuş köyümün.

Murşit emi, hoca Fiko,
Mensur emi, hanımı Hüko,
Muhtarımız, bizim Miko,
Azaları viran olmuş köyümün.

Nedim ağa, Selim ağa,
Biraz yakındurlar sağa,
Lokma batururlar yağa,
Bekmezlari viran olmuş köyümün.

İsmel emi, Sulo emi öldilar,
Kadastroda köyümüzi böldilar,
Bazıları, bu duruma güldilar,
Senet, sepet viran olmuş köyümün.

TÜRKÇE HASSASİYETİMİZ DEVAM EDİYOR...
Son yazdığım şiirin son dörtlüğünün üçüncü mısrasında kullandığım alfabe dışı harften dolayı üzgünüm. Çünkü köylerimizde ayvanların kenarlarında yer alan "kan" sözcüğündeki a harfinin üzerine klavyeden dolayı şapka(^^) işareti koyamadığım için yanlış anlaşılacağından ve şiirin ahenk ve anlamını bozacağından dolayı K harfi yerine Q harfini kullanmak zorunda kaldım.
Bu zorunlu kullanımdan dolayı Türkçe dostlarından özür diliyorum. Bu arada yeni yüzler ve yeni isimlerin aramıza katılmalarını sabırsızlık ve inatla bekliyoruz.

Hoş olur ekin biçerken tırpanın sesi
Cavuzun altın da gölgesi
Gölgede ayran içerken alırsın derin derin nefesi
Uzaktan ne tatlı gelir tırpatının sesi
Viran olmuş benim köyüm...

Tırpanı bırakıp motora takıldı biçer
Bu işler tembellerin hoşuna gider
Şimdiki gençlerimiz hiçbir şey demezler
Uzaktan tatlı gelir tırpanın sesi
Viran olmuş benim köyüm...

Gördüm, köyümüzün hali nasılmış
Heyhat kalanların yüzü asılmış
Mahalleden çocuk sesi kesilmiş
Meydanları viran olmuş köyümün

Halukinan gezduğumuz o yollar
Erdincinan azduğumuz o yollar
Hep kudurup tozduğumuz o yollar
Toprakları viran olmuş köyümün

Hiç hilafsız yirmibeş yıl önceydi
Mal otarmak en büyük eğlenceydi
Gahi korangaldi, gahi yoncaydi
Otlakları viran olmuş köyümün

Gerisindan ayakyola geçtiğim
Köşkisinde demli çaylar içtiğim
Qanlarını karış karış ölçtüğüm
Ayvanları viran olmuş köyümün

Çayırlarda nice zoğlar dizerdik
Tırpanları viran olmuş köyümün.
Çarçaflara inci gibi dökerdik
Dutlarıda viran olmuş köyümün.

Bacasında duman bile tütmüyor
Kümesinde horoz dahi ötmüyor
Karapanda hayvan sesi çıkmıyor
Ahırları viran olmuş köyümün.

Bayramlarda gezmeyinen bitmezdi
Kahvaltıda yediğimiz pekmezdi
Gitmesekte kimse minnet etmezdi
Büyükleri çok azalmış köyümün.

GÜRNATEL İÇİN YAZIYORUZ...

Halen köyümüzde yaşayıp, oraları mamur etmeye çalışan, sayıları az da olsa ocaklarımızın tütmesini sağlayan ve sırf bu gerekçelerden dolayı saygı duyulmayı ve biraz da imrenilmeyi hak eden; eş, dost ve akrabalarımızın biz gurbetteki dostlarını yanlış anlamalarını elbette istemeyiz. Bizim burada yazdıklarımız bir hasretin ifadesinden öte şeyler değildir. Ayrıca yazılanlar sadece bizim köyümüzde değil de, Şavşat’ın bir çok köyünde yaşanan yanlızlık ve terkedilmişlik üzerinedir. Bazıları şiirlerde geçen olumsuzlukların gerçekte var olmadığını düşünmekte haklı olabilirler. Biz de zaten bu tamamen böyledir demiyoruz. Genelde edebiyat, özelde şiir; gerçekleri yalın ve abartısız anlatamazlar. Yani demem o ki kurgusal anlatımlara takılmayınız efendim..Ama bir gerçek de var ki köylerimizin artık eski neşesi kalmamıştır. Köyümüze özlem duymamızdan daha tabii ne olabilir ki. Madem özlüyorsunuz, o zaman köyünüz için bir şeyler yapın diyenler olacaktır. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz ve köyümüzün tanıtımı için bu platformu olabildiğince etkili kullanmaya gayret ediyoruz.

NOT: Turgay DEMİRCİ ve Önder YAŞAR kardeşlerime de atışmaya dahil olmalarından ötürü müteşekkiriz...

Mezerlükta kavaklari kurumuş
Sap ile samanı hüzün bürümüş
Karapanda gemileri çürümüş
Harmanları viran olmuş köyümün

Ahbunun yerini toz gübre almış
Ne sanashal kalmiş ne kömzek kalmış
Danatam leğvolmiş, baga yıkılmış
Ahorlari viran olmuş köyümün

Ne çok özlemiştim Gürnatel seni,
Gittimki yolları viran olmuş köyümün.
Çiçeklerin kokusu çekerken beni,
Kokladım Gülleri viran olmuş köyümün.

Bozulmuş ayarı düzen tutmuyor,
Bendi darmadağın suyu akmıyor,
Unutulmuş gibi kimse bakmıyor,
Degirmani viran olmuş köyümün.

Bacasında baykuş ötmüş diyorlar
Çeperlari yana yatmış diyorlar
Kaptajlari yosun tutmuş diyorlar
Punğarları viran olmuş köyümün

Bedevra çürümüş, beç öksüz kalmiş
Ladin, kavak, pelut üç öksüz kalmiş
Kükner boyun bükmüş, soç öksüz kalmiş
Ormanları viran olmuş köyümün

Terki diyar etmiş gurbet ellere
Yıkılmış virane olmuş gürnatilem
Üç beş yaşlı dulu yetimi kalmış
Yıkılmış virane olmuş gürnatilem

Hasretim yıllardır soğuk suyuna
Suyundan yapılan berrak çayına
Bir gideceğim temmuz ayın da
Hasretin içimde gülmüş gürnatilem

Ercan ağabinin VİRAN OLMUŞ diye verdiği ayağa sessiz kalamazdım.

Dipdiri ortadaydı çocuğu, eri,
Gürnatel ilgimin tam odak yeri,
Gidip çıplak gözle gör gerçekleri,
Yok olmaya yüz tutmuş dostlar köyümüz

Böyle viranmı olmalıydı bizin köyümüzün halları,
Sanki yaşamamış navurmada hiç Allah’ın kulları,
Ruyalarımda gördüğüm uzun giden o patika yolları,
Tikan basmış, sel yalamış, viran olmuş köyümüz.

Dört gözle bekliyorlar perşembe günki pazarı,
Dikili taşından, bellidir bak mezarları,
Güpaşa dedesi, Nezir amcası ve gülizarı’ı
Hepsi birer birer gidiyor kul’a hasret kaldı köyümüz

Kışlalara çıktım şöyle bir baktım.
Kahırlandım, çıkarıp sigara yaktım.
Seyreyledim köyümü, geçmişe aktım.
Viran olmuş iki ara bir derede kalmış köyümüz.

Hangisini anlatsamki anlatmak saymakla bitmez.
Her ay gitmek istesek kimsenin maaşı yetmez.
Tonlarca buz yesek bu özlem bu hasret dinmez.
Çare yok, hayallerde bile viran oldu köyümüz.

Mereginin ğecosuni
Degenegi kocosuni,
Çok korktuğum boçosuni,
Özlemişim,özlemişim.

Bostanını hoposunu,
Hızegini koposunu,
Mazmangilin loposunu,
Özlemişim,özlemişim.

Tanzarayı ve teşiyi,
Dügünlardaki bişiyi,
Köyümdaki herkişiyi,
Özlemişim,özlemişim.

Dirgan,Tırmık ve Yabayı,
Karşımızda Zendabayı,
Vantali Ekrem dadayi,
Özlemişim,özlemişim.

Dere bayır gezmasıni,
Küregini, kazmasıni,
Ağabekla azmasıni,
Özlemişim,özlemişim.

"Özlemişim" ayağının miadı doldu. Şimdi de izninizle ve son kez olmak üzere yeni bir ayak daha verip, bir sonraki ayak için Ali DEMİRCİ ağabimizin şimdiden hazırlık yapmasıni öneriyorum... Ayağımız şimdi de köyümüzün terkedilmişliğine vurgu yapan bir anlam ve ölçü üzerine kurulu... Vira bismillah...

VİRAN OLMUŞ...

Dün gece düşümde, görmez olaydım
Bahçaları viran olmuş köyümün
Bereket fışkıran, yemiş getiren
Tarlaları viran olmuş köyümün

Yedi köyü zirvesinde birleşen
Düzlüğünde boğaları güreşen
At kişneyen, koyun kuzu meleşen
Yaylaları viran olmuş köyümün

Toyda papağa getmayi,
Horoz budi, şiş almayi,
Dügünda davul çalmayi,
Özlemişim, özlemişim.

Ramazan’da köyi gezmasıni,
Yaşar Ustanın zurna çalmasıni,
Zurnanın bazi tıkanmasıni,
Özlemişim, özlemişim.

İftarda oruç açmayi,
Sıkaradan az içmayi,
Sonra camiya geçmayi,
Özlemişim, özlemişim.

Bazi namaz kıldururduh,
Çoh sıhela öldürürduh,
Camaati güldürürduh,
Özlemişim, özlemişim.

Bilal Dede, Paşa Dede,
Sevimliydi ikiside,
Allah rahmet eylesinde,
Özlemişim, özlemişim.

Kırmızıdır çayın demi,
Öküzlar çekardi gemi,
Hani, nerda Ayhan Emi?
Özlemişim, özlemişim.

Ah o çayırlar yollar
Birde kıranstaki göllar
Orda oynanan oyunlar
Özlamişim özlamişim.

Sabah erkan yola düştuğ
Akşamaçağ çayır biçtuğ
İnca yolda harğa düştuğ
Özlamişim özlamişim.

Ara sıra kaytarmayi
Veltayi unuphorayi
Birda tarla suvarmayi
Özlamişim özlamişim

Herkesla anımız çoktur
Vallah heç yalanım yoktur
Ahordan attuğumuz pohtur
Özlamişim özlamişim

Kasarahta yana yana
Kimilari düşti kana
Neker kestuh kona kona
Özlemişim, özlemişim...

Bedevradandur bacasi
Siyah beyaz kaçkacasi
O geçasi, bu geçasi
Özlemişim, özlemişim...

Mur olaydım his olaydım
Düzdağında sis olaydım
Küknerında pis olaydım
Özlemişim, özlemişim...

Selim Emiy öküz çakar
Atif Emiy ihu çekar
Yaz gelmeden yayla çıkar
Özlemişim, özlemişim...