Değerli basın mensupları

15 Temmuz 2009 günü öğlenden sonra ilçemizde çok acı bir felaket meydana gelmiştir.

Öncelikle yakınlarını kaybeden insanların acılarını paylaşıyor ve sabır diliyoruz.

Bu felaket birçok insanımızın, komşularımızın, akrabalarımızın ocağını söndürdü, can aldı. O nedenle bütün Şavşat halkı yas içindedir.

Ancak Şavşat halkı acı ve göz yaşının yanında öfke de duyuyor. Çünkü yöre insanı bu felaketin sebebinin yağan yağmur olmadığını biliyor. Bundan daha çok şiddetli yağan yağmurların benzeri bir felakete yol açmadığını biliyor ve anlıyor.

Gerçektende bu bir doğa felaketi değildir. Bu düpedüz DSİ nin eli ile hazırlanmış bir ölümdür.

DSİ Bölge müdürü Sezai SUCU basına yaptığı açıklamalarla yalan söylemeye devam ediyor. Açıklamasında “felaketin 500 milyon yılda bir olabilecek felaket olduğunu, elden fazla bir şey gelmeyeceğini, yapılan bentler olmasa idi felaketin daha da büyüyeceğini” ifade ediyor. Oysa bu gerçeği yansıtmıyor. Felaketi asıl yaratanın o yapılan bentlerin patlaması sonucu olduğunu kaçırmak, gizlemek istiyor. Çünkü bentlerden 50 metre yukarıda aynı yağmur, aynı sel hiç bir tahribat yapmadığına göre bu olsa olsa DSİ nin felaketinden başka bir şey değildir. Sezai SUCU bu felaketin baş sorumlusudur ve mutlaka yargılanmalıdır.

İnsanı ve doğayı hiçe sayan, her şeyi müteahhitlere nasıl ucuza yaptırırım diye ihale eden, gerçekleşen projeleri hakkı ile denetlemeyen, sorumsuzca ve hesapsızca hazırlanan projeleri yapan ve imzalayanlar bu felaketin sorumlularıdırlar. Ama asıl sorumlusu, ihale sisteminin kokuşmuşluğu ve yapılan böylesi yanlışlardan dolayı hesap verme zihniyeti olmayan bir devlet anlayışının ürünüdür bu felaket.

Demek ki Devletin kurumları her şeyi doğru yapmıyor. Yapmadığı da bu felaket ile açığa çıkmış oluyor.

O nedenle böylesine ucube projeleri başından itibaren araştırıp, sorgulamayan, itiraz edip karşı çıkma yeteneğini geliştirmeyen biz Şavşat’lılarında sorumluluğu ortadadır. Çünkü bilinçli, sorumluluk duygusuna sahip bir sivil toplum olabilseydik hiç kuşku yok ki, bu felaketi önleyebilirdik.

Bugün Trabzon’dan Şavşat’a kadar satılan derelerimizin üzerlerinde kurulacak olan HES lerinde böylesine felaketlere yol açacağını görmemiz ve yaşanan bu acı olaydan ders çıkarmamız gerekmektedir. HES ler, bu tekil olayı düşündüğümüzde çok daha büyük bir felaket olarak karşımızda durmaktadır.

Yaşanan bu felaketi “Takdir-i İlahi” olarak gören ya da göstermek isteyenler sorumluluk paylarını gizlemek ve örtmek isteyenlerdir. Ama bu çaba boşunadır. Sorumlular bellidir ve bu felaketin bedelini ödemelidirler.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Şavşat İlçe Örgütü olarak, bu olayın takipçisi olacağımızı duyuruyor, bu vesile ile bir kez daha komşularımızın acılarını paylaşıyoruz.

Ferruh AYDIN
Özgürlük ve Dayanışma Partisi
Şavşat İlçe Başkanı