Haberler
ÖDP Şavşat’ta Basın Açıklaması Yaptı
Değerli basın mensupları,
Hoş geldiniz,
Öncelikle bütün Şavşat halkı ama özellikle bu felakette yakınlarını kaybeden komşularımıza sabır ve başsağlığı diliyoruz. Onların acılarını yürekten paylaşıyoruz.
Şavşat bilinen tarihi içinde böylesine feci ve büyük bir felaketi hiç yaşamadı. Şavşat’ın yazılı tarihi içinde kayıtlara geçen, bu boyutta bir sel felaketi hiç görmedi. Bu felaket büyüktü ve pek çok acılı aile bıraktı.
Kızının düğünü için davetiye dağıtan Mavinur kardeşimiz düğünü görmeden kapıldı azgın sulara.
Torununu, 5 yaşındaki Selin’i kapıp kucağına kurtarmaya çalışırken dedesi, babaannesi ile birlikte götürdü sel suları.
Lütfiye nine ise kaçamadı bu azgın selin önünden.
Arkadaşlar
Evet yağmur yağdı, sel kalktı ama bu bildiğimiz sel felaketi değildi. Bunun öncesi, daha öncesi vardı. DSİ Tigrat deresinde sözde ıslah çalışması yapılmıştı. Perde betondan arka arkaya göletler oluşturmuştu. İşte o göletlerden bazıları ardı ardına patlayınca selin gücü ikiye-üçe katlanacaktı. Felaketin bu boyutta olmasının asıl nedeni işte bu göletlerdi.
Ama DSİ bölge müdürü ne diyor? “Eğer bu göletler olmasaydı felaket daha da büyürdü” diyor.
DSİ bölge müdürü bu yalanına bir şey daha ekliyor ve diyor ki; bu şiddette bir yağış ancak 500 milyon yılda bir yağar” Bizim bir hatamız yoktu, yağmur şiddetli yağdı felaket ondan gerçekleşti demek istiyor.
Değerli Şavşat Halkı, DSİ bölge müdürü yalan söylüyor çünkü aynı dere sağnak yağışları çok gördü ama, bu boyutta bir felaket hiç yaşanmadı.
Evet DSİ bölge müdürü yalan söylüyor, çünkü yaptırdığı bentlerin 50 metre yukarısında aynı yağmur, aynı sel hiçbir tahribat yapmadığını bütün Şavşat halkı biliyor. Ama o pişkin pişkin yalan söylemeye devam ediyor.
Orman ve Çevreden sorumlu bakan ise yine DSİ müdüründen aldığı bilgiler ile aynı yalanı tekrarlıyor. Müdürü koruyor, aynı suça ortak oluyor.
Bu suç ortaklığı sadece DSİ müdürü ve Bakan ile kalsa iyi. Basın dan öğreniyoruz ki, bu Ülkenin Başbakanıda aynı yalana ortak olmuş. Başbakanda bakanından aldığı bilgileri bilinen üslubu ile tekrar etmiş.
DSİ nin; keşif bedeli 2 milyon TL olan bir ihaleyi 950 bin TL ye niçin verildiğini, bu kadar düşük fiyat ile alınan bir işin sağlam yapılamayacağını, bu işi denetleyenlerin, imzalayanların sorumsuzluğunu araştıracak yerde, bütün ihmal ve usulsüzlüklerin üzerinden atlayarak yaşanan felakete doğal afet demek, ölen insanlarımızla, onların acılı aileleri ile ve biz Şavşat’lılar ile alay etmek demektir.
Esas sorumlular el birliği etmişçesine DSİ’nin sebep olduğu bu felaketi sıradan bir felaket olarak göstermek istiyorlar.
Sevgili Şavşat’lılar;
Bakanı ve DSİ müdürünü anlıyoruz, onlar suçlu olma psikolojisi ile aynı şeyleri söyleyip, kendilerini korumaya çalışıyorlar.
Peki ama, cenaze namazını kıldıran müftüye ne demeli? Oda bu yalanları tasdik edercesine “Tabii afet” nitelemesini hangi uzmanlık bilgisi ile söylüyor. Haksızlığa karşı sessiz kalan dilin nasıl bir dil olduğunu unutan din adamını bizler kendi vicdanı ile baş başa bırakıyoruz.
Arkadaşlar, onlar kendilerini akıllı, biz Şavşat’lıları ise aptal yerine koyuyorlar. Böylece felaketin üstünü kapatıp, sorumluluktan kurtulmak istiyorlar.
Oysa yaşanan bu felaket ne doğal bir sel felaketi ne de takdir-i ilahidir. Bu takdir-i yaratanlar Allah’a sığınmasınlar. Bu sayede bizleri uyutup kandırmaya çalışmasınlar. Çünkü bu felaketi yaratanlar onlardır. İnsanlarımızın canına mal olan ucube beton göletleri inşa ettiren onlardır. Bu vebalden ve sorumluluktan asla kaçamazlar.
O nedenle bu ilçenin duyarlı insanları olarak, bu ilçenin bütün halkı olarak sorumlu olanların mutlaka yargı önüne çıkmalarını ve hesap vermelerini istiyoruz.
Biri birinin ayağına basmayan basmaya dahi cesaret edemeyen uyduruk bir heyet yerine, bağımsız bir inceleme heyeti istiyoruz. Bunu onlar yapamazsa, böylesi bilirkişileri biz Şavşat’lılar istemeliyiz.
Sel felaketinde annesini kaybeden evi – barkı yıkıldığı için açıkta ve perişan kalan Orhan ACAR kardeşimizin acilen bir eve yerleştirilmesini, kaybettiği evinin ve eşyalarının tam tekmil olarak geri verilmesini istiyoruz. İlçemizin yetkili kişi ve kurumlarını bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Derelerle hesapsızca, sorumsuzca uğraşılınca nasıl bir felakete neden olduğunu bütün Şavşat halkı gördü. O nedenle bu felaketten ders çıkarmamız ve derelerimiz üzerinde kurulacak olan Hidroelektrik santrallerinin inşasına karşı çıkmamız gerekiyor. Tigrat deresindeki bentler yapılırken gösterdiğimiz duyarsızlığı, HES’lerde tekrar etmemeliyiz. Çünkü HES’ler Bir Tigrat değil, onlarca Tigrat demek. Bu İlçede HES’ler kurulursa Şavşat’ın geleceği için çok daha büyük felaket demek.
O nedenle HES’lerin yaratacağı tahribatı anlayabilmek için düzenlenecek olan panele, yani bilgilendirme toplantısına bütün Şavşat halkının katılmasını bekliyoruz.
Geleceğimize sahip çıkmak için,
Derelerimizi ve doğamızı koruyabilmek için,
HES’leri burada istemiyoruz.
Tekrar bu felakette yaşamını yitiren ailererin, komşularımızın acısını paylaşıyor ve başsağlığı diliyoruz.
Bu İçerik 257 Kez Görüntülendi