Haberler

Şavşat HES İstemiyor.

Şavşat Derelerin Kardeşliği Platformu 30 Temmuz 2009 tarihinde, bölgede yapılmak istenen HES’lere karşı çok sayıda yurttaşın katıldığı bilgilendirme paneli düzenledi.
 
Şavşat Belediyesi Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen panelin konuşmacıları TEMA Rize Temsilcisi Nevzat Özer, Çoruh Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Oğuz Kurdoğlu, Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme kurulu Başkanı Mehmet Gürkan ve Avukat Bedrettin Kalın oldu.

Şavşat’ta 15 Temmuz günü sele kapılıp ölen 5 yurttaş için yapılan saygı duruşundan sonra konuşmalara geçildi.TEMA Rize Temsilcisi Nevzat Özer konuşmasında Karadeniz Bölgesinde yapılmaya çalışılan HES’lerle ilgili bilgi verdi. Özer, “Hepinizin bildiği gibi ilk HES girişimi Çamlıhemşin’de Fırtına Vadisi üzerinde yapıldı. O dönemden beri bu süreç devam ediyor. Ama şimdi çok yoğun ve neredeyse her su kaynağına HES yapılmaya çalışılıyor. Her gün yeni müracaatlar yapılıyor. Sadece Artvin’de 120 Rize’de 60 civarında müracaat var. Bunların bir kısmında inşaat başlamış bile” dedi. 

Özer HES’ler bu biçimiyle bitirildiğinde bölgede dere yataklarının kuruyacağını belirterek, “Yapılmak istenen HES’lerin toplam tünel uzunluğu 600 kilometre. Yani 600 kilometrelik bir alanda su olmayacak. Bu derelerin ve orada bulunan tüm hayatın yok olması anlamına geliyor” diye konuştu.

Rize Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Gürkan ise konuşmasını daha çok yurttaş tepkisinin önemine ayırdı. Gürkan, “Fındıklı’da yapılması düşünülen 19 HES var. Şimdiye kadar hiçbirinde çalışma başlamadı, başlatılmadı. İki yıldır bu tür toplantılarla, mitinglerle evleri gezerek HES’lerin vadilere vereceği zararları anlatıyoruz. 10 bin kişilik ilçede 4-5 bin kişilik miting bin kişilik köy toplantıları yapıyoruz. Artık platform üyelerinden çok daha bilgili, inançlı muhtarlarımız ve yurttaşlarımız var. Bu bizim için önemli bir kazanım oldu” diye konuştu.

Derelerin Kardeşliği Platformunun İspir’den Amasya’ya kadar uzanan bir coğrafyada faaliyet göstermeğe çalıştığını söyleyen Gürkan, “Platform olarak Şavşat’taki çalışmalardan büyük mutluluk duyduk ve her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.

Çoruh Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise bölgenin eşi bulunmaz özelliklerine ve bu bölgede HES’lerin yaratacağı tahribata dikkat çekti. Doç. Dr. Özer Kurdoğlu, “Artvin uluslar arası statüde kabul gören kültürel ve doğal mirasa sahip. Dünyada korunması istenen 25 özel bölgeden biridir. Yapılmak istenen HES’ler böyle özel bir bölgede kuruluyor. Hem de kendi ÇED raporlarında yazdıkları kurallara bile uymayarak. Tünellerden çıkardıkları kara parçalarını ve molozları dere yataklarına doldurarak. Daha inşaat aşamasında doğaya telafisi imkansız zararlar veriliyor” dedi. Kurdoğlu konuşmasına Murgul’da yapılmaya başlanan HES inşaatı görüntülerini izleterek devam etti: “HES’lerle ilgili önemli yalanlar var. Yeşil bir harita gösterip ince bir çizgiyle boruyu çizip ‘biz çevreye zarar vermiyoruz’ diyorlar. Bu koca bir yalandır. Her yatırımcı derede sadece kendi inşaatı varmış gibi konuşuyor. 300-500 metrelik bir alandan bahsediyor. Ama bir vadi boyunca 8 ila 20 ayrı HES projesi var. Su bir projenin tünelinden çıkıyor, hiç güneş görmeden 20 metre sonra diğer projenin tüneline giriyor. Vadi boyunca sular zaman zaman molozların arasında ancak kendini gösterebiliyor. Km lerce tünellere yaklaşmak için yapılan yollar ise zaten dahada büyük doğa tahribatına yol açıyor ve ormanları bölüp küçük parçalara ayırdığından artık telafisi imkansız olan zararlar doğuruyor” dedi.

Firmaların belirttiği ‘Can Suyu’ kavramının bir aldatmaca olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özer Kurdoğlu, “Bu su firmaların tünellere alamadığı sudur. Bu suyun miktarını belirlemek için hiçbir bilimsel çalışma yoktur” diye konuştu.

Avukat Bedrettin Kalın’da hukuksal olarak açılan tüm davalarda yürütmeyi durdurma kararı alındığını belirterek, “Bölgede açılan tüm davaları arkadaşlarım kazandı. Ben de Borçka’da davayı kazandım. Çünkü ortada hukuki bir dayanakları yok. Sürekli yasaları zorluyor ya da değiştirmeye çalışıyorlar” dedi.

Yasal süreçle kamuoyu baskısının aynı anda işlemesi gerektiğinin önemini belirten Kalın, “Bunlar birbirlerini destekleyen güçlendiren süreçlerdir. Hukuki süreç önemli ama kamuoyu desteği varsa ve o bölgede mücadele veriliyorsa” diye konuştu.

Ayrıca panele katılanlar arasından söz alan köylüler, sürekli kandırıldıklarını oyuna getirildiklerini anlattılar. Meşeli köyünden bir vatandaş ise, daha önceden kendi köylerinin Milli Parklar sınırlarına alındığını ve köylünün bu durumu kabul etmesi için “köylüyü işe alacağız” vaadi ile kandırıldığını, anlattı. Köyleri Milli Parklar sınırlarına girdikten sonra ise ev yaparken dahi bu yüzde sürekli sorun yaşadıklarını hiçbir yerden taş, kum alamadıklarını dile getirdi.

Meydancıktan gelerek panelde söz alan köylü vatandaşlar ise, HES projelerini yapan şirketler köylerine geldiklerinde HES lere karşı çıkmamaları için sürekli insanları kandırdıklarını söylediler.

Bu İçerik 296 Kez Görüntülendi

Dosya/Görseller

is te mi yo ruz ...
is te mi yo ruz ...
is te mi yo ruz ...
is te mi yo ruz ...
is te mi yo ruz ...
is te mi yo ruz ...

Spot Haberler

Görüntülenen : 20 - Toplam : 48
Gidene de Gelmek Var

Gidene de Gelmek Var

İzo Usta Kitapçılarda

İzo Usta Kitapçılarda

Şavşat Gecesi

Şavşat Gecesi

Görüntülenen : 20 - Toplam : 48

Tüm Haberler