Arkadaşlar…

Artvin’in dolayısı ile Şavşat’ın doğası kartpostallar kadar güzel ama zorludur.

Hırçın dağları ve derin vadiler arasına sıkışmış çetin yaşam koşulları mevcuttur. Artvin’in insanı huyunu, suyunu ve bütün karakterini işte bu zorlu doğa koşullarından alır. İnsanımızın başı dik ve inatçı duruşu işte bu çetin yaşam koşullarından beslenir.

Arkadaşlar  bu koşullarda bu topraklarda yetişen devrimciler farklı olabilir mi?

Qencian gibi, Sahara dağı gibi, zirvesi her daim karlar ile kaplı Karçal’lar gibi başı dik engin ve onurlu insanları  merhaba hoş geldiniz.

Arkadaşlar..

12 Eylül Faşist cuntası en büyük baskıyı, çok yoğun bir korkutma ve sindirme politikasını bu topraklarda yaşayan insanlar üzerinde gerçekleştirdi. Uzun yıllar bu baskı ve korkutma yöntemleri ile iç içe yaşandı.

Ensar Karahan gibi devrimci bir insanı, Cengiz Aksakal gibi aydın bir insanı 12 Eylülcüler bu topraklarda işkence ile katlettiler.

Özbil Aras, Taner Uzun, Erkan Uzuneminağaoğlu, Şener Yazar, Kenan Aydın, İbrahim Çelik gibi en iyi devrimcileri yine bu topraklarda yitirdik.

Bugün bu insanları ve elbette Şavşat’ın devrimci geçmişini unutmak veya unutturmak isteyenler bulunabilir. Bunu başardıkları gün, bu toplumun devrimci damarları yok olmuş demektir.

Bu mümkün mü?

Bunu başarmaları kolay mı?

Asla.. asla.. bu kolay olmayacak arkadaşlar. Çünkü Onların mücadeleleri, onların fikirleri, onların en güzel anıları hala tazeliğini koruyor ve yüreğimizin en muhkem yerinde duruyorlar.

Arkadaşlar bunu görmek ve anlamak istiyorsanız, o zaman dönün ve birbirinizin yüzüne bakın. Yetmediyse çocuklarınızın isimlerine bakın ve daha önemlisi gençlerimizin şu parıldayan gözlerine bakın. İyi bakın o insanları tek tek görebilirsiniz.

O nedenle bu toprakların en güzel insanlarını unutmayan siz Artvin’liler,Şavşat’lılar  Ardanuç’lular, Borçka’lılar ve siz Hopa’lılar. Hoş geldiniz.

Arkadaşlar..

Bugün 1 Mayıs

Emekçilerin, birlik , dayanışma ve mücadele günü. O nedenle 1 Mayıs Dünyanın en devrimci günü.

Niçin devrimci bir gündür?

Çünkü arkadaşlar… 1 Mayıs dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde işçiler, köylüler, emeği ile geçinen insanlar, alın, buyurun, sizinde bayramınız olsun diye verilmemiştir. 1 Mayıs, emekçilere verilen bir bahşiş yada sus payı değildir.

Aksine, emekçilerin canları pahasına, uzun yıllara dayanan mücadeleleri sonucu, adeta söke söke alınmış bir haktır.

İşte bu nedenle 1 Mayıs, emeğin, emekçinin en devrimci günüdür. Kutlu olsun.

İşte bu topraklarda, 12 eylül koşullarında yitirdiğimiz devrimcilerin, amaçları ve düşünceleri ile 1 Mayısın içeriği bir ve aynıdır. Çünkü ikiside aynı mücadele geleneğinden beslenir.

Devrimcilik demek emperyalizme, kapitalizme ve faşizme karşı mücadele etmekse,

Devrimcilik demek sömürünün, ayrımcılığın ve haksızlığın her türüne yada biçimine karşı çıkmaksa,

Ve devrimcilik demek ezilenden, haksızlığa, ayrımcılığa uğrayandan, sömürülenden yana olmak, onlarla birlikte yan yana, omuz omuza olmaksa,

O halde, emekçilerin kendilerini sömüren kapitalist sisteme karşı yürüttüğü mücadele ile, devrimcilerin mücadelesi bir ve aynıdır.

Bu gerçeği hiç kimse ama hiç kimse değiştiremez.

İşte bu nedenle 1 Mayıs en devrimci bir gündür.

İşte bu nedenle 1 Mayısın içeriği devrimci olmak zorundadır.

Arkadaşlar…

1 Mayısın devrimci bir gün haline gelmesini istemeyenler, 1Mayısları uzun yıllar yasaklama yoluna gitmişlerdir. Emekçilerin, bilinçlenerek, örgütlenerek devrimcileşmesinden hoşlanmayanlar, 1Mayısları adeta korku filmleri haline getirmeye çalışmışlardır.

Bu ülkenin demokratikleşmesini, özgürleşmesini istemeyenler, psikolojik harbin yada kontr gerillanın tatbikatı haline getirmişlerdir.

Ama artık bu yasakçı, baskıcı zihniyetin uzun süre devam ettirilmesi mümkün değil arkadaşlar.

Çünkü, mevcut iletişim ve bilgi teknolojisi sayesinde artık 1 Mayısın bütün dünyada özgürce kutlandığını bütün herkes görüyor ve izliyor. Bu gerçeği bizim insanımızdan gizleme şansı artık kalmamıştır.

Er yada geç, daha özgür, daha devrimci 1 Mayısların kutlanacağı gün mutlaka gelecektir.

Arkadaşlar…

1 Mayıs için başka bir tehlikede, içeriğinin ulusalcı yada liberalci yaklaşımlarla boşaltılması, sulandırılmasıdır.

Emekçilerin uluslar arası birlik ve dayanışma günü olan 1 Mayısı ulusal sınırlar içine hapsetmek,  1 Mayısı resmi ulusal bayram havasına sokmak (tıpkı nevroz gibi) mümkün değildir. Bu yaklaşımlar, 1 Mayısın devrimci içeriğinden korkulduğunun açık göstergesidir.

Düşünün! Kapitalist sistem, ulus devlet kapitalizmini aşarak, kendine küresel çapta yeni bir dünya düzeni kurmuştur. IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, Nato ve daha sayılabilecek bir çok kurumlar boşuna kurulmuş değillerdir.

Üstelik, herkeste çok iyi biliyorki; sermayenin ulusu, dili, dini yada herhangi bir sınırı yoktur. Eğer kapitalist sömürü tek tek kendi ulusal sınırları içinde kalabilseydi, bugün Amerika’da başlayan mali kriz bir anda bütün dünyaya yayılabilirmiydi?

Kapitalizm sömürüsünü Dünya çapında gerçekleştirirken, emekçileri, emekçilerin dayanışma ve mücadele araçlarını ulusal sınırlara hapsetmek mümkün müdür? Sermaye ne kadar küresel ise, emeğin örgütlenme ve yeteneğide en az o kadar  evrensel olacaktır. Bunu hiçbir güç çarpıtamaz ve içeriğini bozamaz arkadaşlar.

Arkadaşlar… 

Kapitalist – Emperyalist sistem sadece insan emeğini sömürmüyor. Öylesine aç gözlüler ki sadece emek sömürüsü bile az geliyor, Onlar aynı zamanda doğayıda sömürmek istiyorlar ve sömürüyorlar. Doğanın bütün canlı yaşama sunduğu nimetlere şimdi kapitalist sınıf tek başına el koymak istiyor.

O yüzden sularımız, derelerimiz, topraklarımız özelleştirme yolu ile satılıyorlar.

O yüzden Şavşat’ın, Artvin’in, Doğu Karadeniz’in en güzel en temiz dereleri Hidro Elektrik Santralleri yapacağız bahanesi ile Uluslar arası kapitalist güçlere peşkeş çekilmek istenmektedir.

Arkadaşlar…

Bu günkü iktidar topluma ait, kamuya ait ne varsa satıyor. O da yetmiyor, sularımız, derelerimizde satılıyor. AKP satmakla övünüyor. Ama kendi servetlerini durmadan büyütüyorlar. Yeni Dolar zenginleri yaratıyorlar. Gemiler alıp, kuyumcu dükkanları açanları kriz teğet geçiyor elbette.

Arkadaşlar…

Dereleri satarak aslında geleceğimizi çalıyorlar. Çocuklarımızın yarınlarını çalıyorlar.

Bunun için uzun ve çetin bir mücadeleye var mısınız?

Çocuklarımızın özgürce yüzdüğü, alabalıkların oynaştığı, tüm canlı yaşamın kaynağı olan sularımızı korumaya her şart altında varmısınız?

İşte 1 Mayıs’ın içeriği budur arkadaşlar.

Emeğin sömürüsüne karşı çıkmak demek, doğanın sömürüsüne karşı çıkmaktan geçiyor.

1 Mayısın olanca sıcaklığı ve Devrimci coşkusu ile selamlıyor hoşça kalın diyorum…

Yaşasın 1 Mayıs

Not: Şavşat ta yapılan 1 Mayıs mitingi konuşması metni.