Haberler

Uluslararası Köylü Hakları Konferansı Final Bildirgesi

Uluslararası Köylü Hakları Konferansı Final Bildirgesi Cumartesi, 05 Temmuz 2008 Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin 60. yılında biz köylüler kendi konvansiyonumuza sahip olmayı talep ediyoruz. 24 Haziran 2008, Cakarta Biz, 26 farklı ülkeden gelen Uluslar arası La Via Campesina Hareketi küçük çiftçilerinin delegeleri kadın ve erkekler, 20-24 Haziran 2008’de Endonezya/Cakarta’da Uluslar arası Köylü Hakları Konferansı’na katıldık. İçerik ve stratejiler hakkında yedi yıldır yaptığımız derin tartışmalar sonucunda, BM Köylü Hakları Konvansiyonu’nu elde edeceğimizi tüm kalbimizle inanıyoruz. Bu konvansiyon, evrenimizdeki bütün insanların sürdürülebilir bir yaşama sahip olması için bir temel olacaktır. Biz kadın ve erkek köylüler, tarım işçileri, topraksızlar, küçük ve orta çaplı çiftçiler, yerli halklar ve kırsal gençlik olarak dünya nüfusunun neredeyse yarısını oluşturuyoruz ve gıda sisteminin temelini oluşturuyoruz. Gıda krizi, köylü haklarının sistematik ve aşırı derecede ihlale uğratıldığını gösteriyor. Biz giderek daha da çok ve şiddetle topraklarımızdan atılıyoruz ve yaşam kaynaklarımıza yabancılaşıyoruz. Tarım yakıtları için kullanılan büyük plantasyonlar, büyük barajlar altyapı projeleri, sanayi büyüme, yıpratıcı/yıkıcı sanayi ve turizm gibi mega kalkınma projeleri köylü halkları yerlerinden ediyor ve hayatlarımızı mahvediyor. Kırsal alanda birçok çatışma ve savaş yaşanıyor. Toprakların ele geçirilmesi ve hasat yıkıcılığı, sivil köylü halka karşı hedef olarak kullanılıyor. Saygın bir hayat yaşayabilecek kadar gelir kazanamıyoruz. Ulusal politikalar ve uluslar arası koşulların çerçevesinin birlikteliği bizi dışlanmaya itiyor. Bu politikalar, toprak sahipliğinin az sayıda elde toplanmasına yol açan toprağın özelleştirilmesi, kırsal alandaki sosyal hizmetlerin yürütülmemesi, küçük ve orta çaplı üreticilerin üretimini ve ticaretini destekleyen hizmetlerin yürütülmemesi, oldukça kapitalize edilmiş ve çok girdili tarım ihracatının desteklenmesi, tarım ticaretinin liberalleşmesinin hızlandırılması ve uluslar arası ticarete dayanan gıda güvenliği politikalarıdır. Birçok ülkede tohumlarımızı hızla kaybediyoruz, tarım bilgimiz bitiyor ve çok uluslu şirketlerin kârlarını arttırmak için onlardan tohum satın almak zorunda bırakılıyoruz. Bu şirketlerin GDO ve mono-kültür tarımı yapması birçok türün ve çeşitliliğin yok olmasına neden oluyor. Ayrıca biz kadınlar iki kat ayrımcılığa uğruyoruz. Köylüler ve kadınlar olarak ailelerin bakımı bizde ve çocuklarımızın eğitimi ve sağlığının tehdit altında olmasından dolayı bizler daha çok zaman ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyoruz. Tarlada çalışan işçi kadınlar olarak kimyasal gübre kullanmaya zorlanıyoruz ve sağlığımız büyük risk altında bırakılıyor. Ayrıca şiddet içeren baskı bizim için günlük deneyim haline geldi. Birçoğumuz tutuklanıyor, terrörize ediliyor, işkence görüyör, öldürülüyoruz ve haklarımızı savunduğumuz için suçlu ilan ediliyoruz. Biz kadın köylüler eşlerimiz, partnerlerimiz ya da patronlarımız tarafından şiddete maruz kalıyoruz. Bu şiddet fiziksel, zihinsel ve hatta yaşamı tehdit edici olabiliyor. Haklarımızın mücadelesinin uzun bir tarihi var. İnsan Hakları Beyannamesi ve birçok insan hakları anlaşması bugünkü mücadelemizde çok önemli. Biz de baskı gören diğer gruplar olan yerli halklar ve kadınlar gibi kişisel ve kollektif haklarımızı ifade etmenin zamanı geldiğini hissediyoruz. Gıda egemenliğinin zamanı geldi. Varolan insan hakları anlaşmaları köylülere uygulandığında ve yorumlandığında boşluklar oluyor. Ayrıca biz çok uluslu şirketler ve serbest ticaret anlaşmaları tarafından da hak ihlallerine uğruyoruz. Bu ihlallere parmak basmak için, spesifik hükümler ve mekanizmalara ihtiyacımız var. Hükümetler ve uluslar arası kurumlar tarafından korunacak ve gerçekletirilecek olan gelecek Köylü Hakları Konvansiyonu, köylü hakları değerlerini içerecektir- ve kadın köylülerin haklarını özellikle güçlendirmelidir. Bu amaçla, kendimizi çok alanlı bir stratejiyle aynı anda hem ulusal, hem bölgesel hem de uluslar arası alanda farkındalığı geliştirmek, destek harekete geçirmek ve yalnızca köylülerle değil kırsal işçilerle, göçmen işçilerle, göçebelerle, yerli halklarla, balıkçılarla, çevrecilerle, kadınlarla, yasal uzmanlarla, insan hakları, gençler, inanç temelli, şehirli ve tüketici organizasyonlarıyla da dayanışma kurmaya adıyoruz. Hükümetlerin, parlamentoların ve insan hakları kurumlarının köylü hakları konvansiyonunu geliştirmek için desteklerini arayacağız. FAO ve IFAD’ın köylü haklarının korunmasına katkı yaparak destekte bulunmaları çağrısında bulunuyoruz. FAO’nun y asal işler departmanına, FAO’nun bütün araçlarını, bu amacı gerçekleştirmek için ilk adım olarak, köylü haklarını koruyucu bir biçimde düzenlemesini bekliyoruz. Köylü Hakları Deklarasyonu’muzu BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunacağız. Yerel gıda sistemleri ve köylülere yapılan neoliberal-kapitalist ataklarla oluşan tehditlerin karşılığında, bütün insanları insanlığı korumak için ellerini birleştirmeye çağırıyoruz. Üyelerimiz ve dostlarımızı gelecek 10 Aralık’ta, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin 60. yılında, Köylü Hakları Konvansiyonu’muzu canlandırmaya çağırıyoruz. Mücadeleyi küreselleştirelim, umudu küreselleştirelim! karasaban.net 1.7.2008 "Uluslararası Via Campasina Hareketi 20-24 Haziran 2008 tarihinde, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin 60. yılında Endonezya/Cakarta’da Uluslar arası Köylü Hakları Konferansı düzenledi. 26 ülkeden gelen küçük çiftçi delegeleriyle yapılan konferansta ülkemizi Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’ndan (Çiftçi Sen) Abdullah Aysu ve Ekin Kurtiç temsil etti."

Bu İçerik 353 Kez Görüntülendi

Spot Haberler

Görüntülenen : 20 - Toplam : 48
Gidene de Gelmek Var

Gidene de Gelmek Var

İzo Usta Kitapçılarda

İzo Usta Kitapçılarda

Şavşat Gecesi

Şavşat Gecesi

Görüntülenen : 20 - Toplam : 48

Tüm Haberler