Haberler

‘Zeytinimizden uzak durun’

Çoruh nehri üzerindeki HES projeleri nedeniyle vadide bulunan çok sayıda köy yok olma tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Çünkü geçimini zeytinle sağlayan köylülerin zeytinlikleri kamulaştırıldı, 200-300 yıllık zeytin ağaçları bile bir bir kesildi. Zeytinliklerine çok düşük bir bedelle el konulan köylüler, doğup büyüdükleri köylerinden göç etmek zorunda kaldı.
Yusufeli Demirkent köyü de şimdi aynı akıbeti paylaşma tehdidiyle karşı karşıya. Doğuş Holding’in sahibi olduğu Artvin HES projesi kapsamında, Demirkent köylülerinin arazileri kamulaştırılıyor. Devlet, zeytinlik arazilere çok düşük bir bedel ödeyerek el koyarken, köylüler, “Burada zeytin hayat demek. Hepimiz zeytinle geçiniyoruz. Zeytinliklerimizi alırlarsa göç etmek zorunda kalırız” diyor.
KÖYLÜLER ENDİŞELİ
Demirkent zeytininin organik olduğunu ve uluslararası kalite ödülüne layık görüldüğünü anımsatan köylülerden Yunus Çınar, şimdi bu HES projesiyle köyün doğasının büyük zarar göreceğini, zeytinin tamamen biteceğini belirtti. Zeytinlik arazisinin kamulaştırılmasına karşı dava açtığını belirten Çınar, “Biz bu zeytinlikler arasında doğduk, büyüdük. Kendimizi bildik bileli zeytinle iç içeyiz. Şimdi bu HES projesiyle köyümüzün doğasını tamamen mahvedecekler, sermayedarlara yaşam alanlarımızı peşkeş çekecekler. Tüm köylülerimiz yerinden edilecek, göç etmek zorunda kalacak. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.  Köylülerin avukatı, Derelerin Kardeşliği Platformu üyesi Bedrettin Kalın ise şunları söyledi: “Demirkent’teki kamulaştırma da Çoruh projelerinin bir ayağı. Bütün vadiyi katlettiler, zeytinlik alanları yok ettiler. Mesela Demirkent’in az ilerisinde Zeytinli köyü vardı, şimdi orada zeytin üretimi neredeyse bitti. Şimdi sıra Demirkent’te.”
ÇOK DÜŞÜK BEDELLERLE ALDILAR
Artvin’den Yusufeli’ne dek 10-15 köyün zeytinle geçindiğini, tüm bu köylerin de aynı tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirten Avukat Kalın, “Çok düşük bedellerle halkın arazisine el koyuyorlar. Buna da Yargıtay’ın bir kararı sebep oldu. Yargıtay, sanki buradaki insanların binlerce dönüm arazisi varmış gibi hareket etti, buranın sosyal gerçekliğini yok saydı. Burada insanların 2-3 dönüm zeytinliği vardır, tüm aile bununla geçimini sağlar. Dolayısıyla toprakları kamulaştırılan insanlar, aldıkları beş kuruş parayla yeni bir hayat kuramadılar, göç ettiler, perişan oldular” diye konuştu.
“HES’ler enerji için yapılmıyor”
Karadenİz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise şunları söyledi: “Yalnız Artvin’de değil, bütün dünya ülkelerinde zeytinciliğe karşı bir yönelim var. Zeytin hem sağlık açısından, hem de gelecekte enerji üretimi açısından son derece önemli, çok stratejik bir meta. Yüzyıllar boyu gelir getirebilecek bir meta.
Demirkent’te doğrudan zeytine bağımlı aileler olduğu gibi, zeytinden destek alan aileler de var. Ama zeytinliklerin önemli bölümü su altında kalacak. Su altında kalamayacak olanlar da HES’lerle ortadan kalkıyor. Çünkü HES’ler enerji için değil para kazanmak için yapılıyor.  Aynı zamanda mağdurları yaşadıkları alandan uzaklaştırmak için yapılıyor. Üstelik köylülere bu zeytinlerin tamamının en fazla 10 yılda vereceği ürüne göre kamulaştırma parası veriliyor. Yani çok cüzi bir para, bu ayıptır. Buradan elde edilecek enerjinin hangi enerji açığını kapatacağı da çok tartışmalı bir konudur.”
Haber : BirGün

Bu İçerik 2583 Kez Görüntülendi

Spot Haberler

Görüntülenen : 20 - Toplam : 48
Gidene de Gelmek Var

Gidene de Gelmek Var

İzo Usta Kitapçılarda

İzo Usta Kitapçılarda

Şavşat Gecesi

Şavşat Gecesi

Görüntülenen : 20 - Toplam : 48

Tüm Haberler