Şavşat ve Kültür-Sanat Anılar

Cinayetin Çözümü !

Nihat Kaya

Şark hizmetimden sonra, 1970 yılında ISTANBUL Emniyet müdürlüğü 2 nci şube, cinayet masasında görev yapmak üzere tayin oldum.

O tarihlerde şubelerde çalışan memurların az olmasından dolayı,görevlilerin herkez tarafından tanınması nedeniyle,yeni göreve başlayan benim gibi yeni yüzleri,şimdiki gibi teknik cihazların olmamasından, genel düşünce ile istihbarat ve buna benzer soruşturma ve haber almalarda kullanmak gerekli olduğu, kısım Amirimizin görevli arkadaşları toplayıp anlatmasından öğrenmiş olduk.

Benim de çalışacağım kısım da yeni olmamdan ilgili amirimiz,bizlere 2 yıldır faili meçhul bir cinayet vardı bir ihbarla maktülün iki yakınını aldık yapılan sorgulamada bir netice alamadık, bu gece şahısları nezarete koyacağız sorgu sonuçları bu zanlılara yanlış aktarıldı şimdi nezarette birbirleriyle konuşurlar bunun içinde gizli dinleyip not almak için aranızdan Nihat KAYA görevlendirilmiştir, ancak havaların soğuk olması nedeniyle en fazla 2 saat sonra görevlide zanlılarda kontrol edilsin ve nezaretten çıkarılsın diye talimat verdikten sora nezaretlerin bulunduğu koridora geçildi,koridor uzunlamasına olup sağında ve solunda nezaretler sıralanmıştı.

Öncelikle beni zanlıların haberi olmadan bir nezarete koyup,kapısını kilitlediler,sonrada zanlılar getirilerek birisi benim yanımda ki nezarete digeride karşısında ki nezarete kondu,kapılar kilinlendi,görevliler ayrılıp gittiler.

Mevsim sobahardı,havalar oldukça soğumaya başlamıştı,olayın heyecanı ve nezaretinde soğuk olmasından dolayı ben o anda titremeye başladım bile,az bir zaman sonra zanlılar aralarında karşılıklı konuşmaya başlayacaklardı ki birisi dinleniyor olabiliriz diye digerini ikaz etti, digeri de koridorun uzun olduğunu ortalarda da kimselerin olmadığını söğleyerek,dinlenmediklerinden emin olduktan sonra,konuşmaya başladılar,birisi digerine sen neden cinayeti imalı olarak benim üzerime yıkmaya çalışıyorsun,amcamızı sen öldürmedinmi ben yanlızca cinayet planını hazırlamıştım, digeri ise ben öğle bir ifade vermedim,senin ağzından itiraf almak için bunu söylemiş olabilirler,ben ifademi konuştuğumuz gibi verdim bu duruma getirdik de şimdi çözülmek varmı,diye karşılıklı işin sohbetine varmaya başladılar ancak benim onları dinleyip,koridorda ki lambanın nezarete sızan ışığında konuşulanları not ettiğimi bilmiyorlardı.

Zaman ilerledikçe her iki zanlıda nezaretten çıktıktan sonra suçsuz oldukları için serbest kalacaklarını ve kalan mirasın paylaşılmasını konuşmaya başladılar, birisi cinayet planını kendisinin yaptığını bu nedenle paydan çok alması gerektiğini, bir digeri ise cinayeti kendisinin işlediğini bu nedenle mirastan kendisinin daha çok pay alması gerektiğinin münakaşasını yapıp duruyorlardı,onlar başlarına gelecek olaylardan habersiz mirastan kalan varlığın sıcaklığından buz gibi olan nezaretlerin soğukluğunu dahi hissetmiyorlardı,ben ise o kadar üşümüştüm ki titremekten ve dişlerimin birbirine vurmasından şahısların beni fark edeceklerini düşünüyordum.

Ancak aradan geçen 3-4 saate rağmen beni ve zanlıları arayıp soran olmamıştı,üç duvar bir çelik kapıdan ibaret olan nezaretin soğukluğunun üstüne birde havanın soğuk olaması beni çok rahatsız etmiş,hatta hasta olduğumu anlamıştım.

Nezarete girişimizden tam 5 saat sonra gelip önce zanlıları sonrada beni dışarıya çıkardılar ve acilen hastahaneya götürüp yatırdılar,48 saat sonra kendime geldim ve görevime döndüm.

Neden bizi içeride unuttuklarını sorduğum da görevlilerin az olması,olayların da çok olmasından ve kısım nöbetçisinin de işlerin yoğunluğundan bizlerin unutulmasına neden olduğu anlaşılmıştı.

Hastalanmama ve eziyet çekmeme neden olan iki yıllık bir cinayetin zanlılarınada zarar vermeden açığa çıkarılması tüm rahatsızlıklarımı unutturmuştu,zanlılarında tüm planları suya düşmüş, hak ettikleri cezayı çekmeleri için adli makamlara sevk edilmişlerdi.

Buda unutamadığım meslek anılarımdan birisidir. Olay 1970 yılının son aylarıydı.

Nihat KAYA

19.06.2007

Bu İçerik 257 Kez Görüntülendi

Kültür Anılar Üye Listesi