Şavşat ve Kültür-Sanat Anılar

Çocukluğmuz

Hasan Büyük

Süleyman,Rasim,Efrasim Temel ve ben cocukluğumuzun geçtiği Saylıca köyünde hayvan otlatıyorduk. Otlattığımız yer Kayadibi köyü hududlarına yakın bir yerdi.Çocukluğumuz zaten hep hayvan otlatmakla geçerdi.Çocuklukya işte oyuna daldık.Meğersem havvanlarımız gidip çayıra girmiş.Kayadibi köyünün korukçuluğunu yapan Şevket Amcada hayvanlarımızı toplayıp alıkoymuş.Farkettiğimizde iş işten geçmişti. Yanına gidip hayvanları vermesi için yalvarsakta dil döksekte nuh diyor peygamber demiyor.

Bizi aldı bir korku eve nasıl gideriz.Annemiz babamıza ne deriz diye düşünürken, Şevket amca bağırdı: Çocuklar:

-Madem öyle evinize gider 30 adet yumurta getirirseniz hayvanlarınızı bırakırım.

Yapma etme Şevket amca biz 30 tane yumurtayı nerden buluruz.Eve gidersek bize bir ton dayak atarlar deyince Temel’in aklına bir fikir geldi.

-Arkadaşlar çevrede bir sürü yumurtaya benzer sokolar(Mantar)var. Eve gidiyormuş gibi yapalım sokoları toplayıp bir mendile koyup yumurta diye yutturalım.Dedi.Gerçekten de eline almadıktan sonra mantarla yumurtayı artetmek çok zordu.Aramızda olup olmayacağını tartışsakta bu fikri kabul etmekten başka caremizde

yoktu. Eve gideciğimizi söyleyip onun göremiye ceği yerde sokoları toplayıp getirdik.

Uzaktan gösterdiğimizde;

-Aferin size istedikten sonra nasil da oluyormuş dedi.

İki kişi yumurta muhabbeti yaparken,iki arkadaşta hayvanları alıp bizim köye çoktan yaklaşmıştı.Artık anlasa da sorun değildi. Eline

aldığı mendili beş on adım attıktan sonra kontrol ettiğinde hemen farketti.Mantarları yere fırlatıp bize doğru koşmaya ve küfür etmeye başladı.

Artık bize yetişmesi mümkün değildi.

Bu İçerik 212 Kez Görüntülendi

Kültür Anılar Üye Listesi