Çok severdi oyun oynamayı. Öyle bar halay onun işi değildi. Cumartesi Pazar günlerini mübarek günden sayardı. Cuma Namazlarını da kaçırmazdı. Öyle alışmıştı ilk gençlik yıllarından beri.

Sabah kahveci ile birlikte kahveyi açar akşamda birlikte çıkardılar. Hani evden kızmasalar kahveci izin verse iki günü gecesiyle orada geçirecekti. Akşam çıkarken hesap ta öderdi ama hep ne dense para bozduruyorum derdi.

Dedim ya Cuma namazlarını kaçırmazdı bayram namazları gibi. Beş vakit için yaşı genç, işi çoktu. O gün bayramdı. Traş oldu, en yenisinden pantolon gömlek giydi kravat bile takmıştı. Şahittir yer gök yakışıklı olmuştu biraz saçı eksik olsada. Yalnız hava soğuktu ve kaban giydi üstüne önde cebi olanlardan asker işi.

Sabah ezanı ile birlikte sevdikleriyle yürüdü Güllük camisine. Bursa BURTVİN olmuştu Artvinliler geleli. Güllükte Güllük Camiside zaten Artvinliler ile dolu.

Kıldık Bayram namazını. O da kıldı herkes gibi Tekbir bile aldı. Hoca Camiye yardım dedi her bayram olduğu gibi. Müezzinde kocaman bir kutu açmıştı mendil gibi çıkışta. Kimi az kimi çok gönlünden kopanı verdi herkes dualar eşliğinde bin bir beklentiyle.

O da vermek istedi verdi de. Çünkü sabah ayırmıştı, tedbirliydi yani. Helalinden verecekti on milyonu azda değildi.

Elini attı cebine ama gömleğin cebine değil de kabanın cebine. Kendinden emindi, bakmadı da üstüne. Al Hoca helal olsun dedi ve devam etti yürümeye.

Ama müezzin paranın üstünü al hemşerim deyince... o an şimşekler çaktı kafasında. Herkes gibi oda kutunun içine baktı. 2 adet JOKER

Bir gün önce dörtlü 51 oynamışlardı oradan cebine koyduğu jokerlerdi. Biraz kızardı biraz sarardı. Ondan önce davrandı kahveci tanımıştı jokerleri hemen aldı. Oda gömleğin cebindeki parasını çıkardı kusura bakma hoca efendi dedi ve arkasına bakmadan yürüdü Kıbrıs caddesinden.

O günden sonra kahvede jokerler yine eksik çıktı ama camide mendilde rastlayan hiç olmadı.