Şavşat ve Kültür-Sanat Anılar

Kadı

Orkun Büyük

İnsanoğlu hep ‘Nerde o eski bayramlar, nerde o eski yılbaşı geceleri’ diye yakınıp durur ya ben de şimdi yılbaşı gelince biraz eski yılbaşı günlerini anayım dedim. Köylerde televizyon denen o sohbet düşmanının henüz olmadığı yıllarda insanlar uzun kış gecelerini güzel anılarla, eğlencelerle süslerlerdi. İşte o eğlencelerden unutulmaz olanlarından biri de yılbaşı gecesi oynanan KADI oyunudur. Kadı oyunu için yılbaşı yaklaştı mı hummalı çalışmalar da başlardı. Oyuna katılacak olanlar günler öncesinden koyun postlarını, davar zillerini temin ederlerdi. Bir de köyde davul zurnacı da varsa bu oyun daha eğlenceli olurdu. Kadı oyununda bir kadı, bir yazıcı, un ve yağ toplayıcıları, gelin güvey, sağduci, yenge ve diğer kişiler olurdu. Oyuna katılanların başlarında koyun postu sarılı vaziyette, bellerinde de davar zilleri asılı vaziyette olurdu. Tabi gelinin başında koyun postu olmazdı. Gelinin yüzünü de bir yazmayla kapatırlardı. Bir nevi düğün alayı gibi bir ekipti Kadı oyununa katılanlar. Gece olur olmaz başlarlardı köydeki her evin kapısını çalmaya. Evin kapısına geldiklerinde ‘Konak sahibi konak sahibi, çık dışarı ‘ diye bağırırdı oyun başı olan kadı. Evin en büyüğü kapıya çıkardı ve kadının isteklerini karşılardı. Kadı bir tas un, bir kaşık yağ diye bağırınca yazıcı da yazdım kadı efendi diye karşılık verirdi. Neyse un ve yağ oyun gereği biraz münakaşa edildikten sonra verilirdi. Un yağ verildikten sonra gelin kapı önünde bayılır yere yatardı. Gelinin kalkması için ağzına para koyulurdu. Yoksa gelin kalkmazdı. Bunların hepsi tamamlanınca oyuna katılanlar kapı önünde oyun oynarlardı. Davul zurna da varsa daha keyifli olurdu. Ama bellerdeki davar zillerinin sesi de köyü inletirdi. Oyun oynandıktan sonra bir başka kapıya doğru yol alınırdı. Bu şekilde sabaha kadar tüm köy gezilirdi. Çocukluğumuzun en güzel eğlencelerinden biriydi Kadı oyunu. Bir de o başlarına huni biçiminde sardıkları koyun postundan korkmasaydık daha eğlenceli olurdu sanırım.Biz çocuklar korkudan kapıya çıkamazdık pencerelere yapışırdık adeta. kapıdan uzaklaştıklarında dışarı çıkardık ve geceyi yaran o zil seslerini , sesler kesilinceye kadar , dinlerdik.

Bu İçerik 158 Kez Görüntülendi

Kültür Anılar Üye Listesi