Bundan bir kaç yıl önce Amca oğlu hasan bana ya amcaoğlu gel seninle Kireçli Köyüne gidelim dedi bende ya iki saat sonra İstanbul a arabam kalkacak geç kalırım dedim. Oda bana yarım saat sürmez gider geliriz dedi ve amca oğlu ile, ikide götüreceğimiz adamlarla yola cıktık Kireçli Köyüne vardık adamları bıraktık geri döndük Düzenli Köyüne aşağı amca oğlu birde ben geliyoruz. uzun boylu bir adam bizim önümüzde yol boyu yürüyerek gidiyor amca oğlu bana dönerek emmi oğlu şu adamı alalım, bende araba senin tabiî ki alabilirsin adamın yanına vardık emmi oğlu durdu dayı gel arabaya dedi kapıyı açtı adam bindi koltuğa oturdu ki adam Çavdarlı Köyünden benim annemin amca oğullarından Yaşar Demirpehlivan adamı tanıdım ve başladım dayı nasılsın iyimi sin diye hal hatır sormaya bir ara dayıya baktım beni tanımadığını anladım ve dayı beni tanıdın mı diye sorudum oda tanımadığını söyledi yahu dayı ben seni tanıdım sen beni nasıl tanımadın dedim, dayım şöyle durup bana bakıp yeğen hoş ben adam diye cevap verdi. dayımın ne demek istediğini elbette anladım ben adam olduğum için herkes beni tanır sen adam mısın ki seni tanıyayım diye lafı tam yerine koydu. Oysa ki bende kendim İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yirmi altı yıl personel ve muhasebe müdürlüğü yapmış biri olarak kendimi adam sanıyordum, bu anımı Şavşat ta amcaoğlu hasan ışık la beraber yaşadık. ŞAHİN