Şavşat ve Kültür-Sanat Öyküler

Birgün

Tamer Dursun

Birgün sabah uyandığımda kurmalı saatin zil sesiyle. Şehir uyanmadan Kuşanmaya başlayacağım. Aylardır tutsağı olduğum kentin kaçağı olmak için akşamdan ikmal ettiğim sırt çantamı yüklenip deli tayıma uzayacağım inceden. Onuda tamam etmiştik.önceden.

Yavaş süreceğim sindire sindire adeta kıskandıracağım şehri senden kurtuldum esas sevgili bu diye. Sabahın ayazı iliklerime işlerken kaskımın önününü açıp hissedeceğim ayazı. Sarı kızıl doğarken güneş loş bir sis kaplayacak ortalığı. Benim gözümden yaş süzülecek ama ağladığımdan değil ha sabahın ayazından ve rüzgarın hazzından olacak. Seyreldiğinde insana dair yapılar. Artacak yol boyunca doğaya dair nebatat. Bir çığlık atacağım işte bu işte bu hakikat.

Onca sürmemişliğin özleyişinde biraz daha açacağım gazı. Mola yerine vardığımda bu yer mutlak bir köy kahvesinin önü olacak. Meraklı bakışlar altında Köy kahvesinin verandasına çıkarken Tahta basamakların gıcırdası Yan tarafta eşinmekte olan üç beş tavuğu ürkütecek Selamınaleyküm diyerek oturduğumda sandalyeye Kahvecinin buyrun derken aslında kim bu serseri demek istediğini hissedip Hele bi çay ver emmi diyerek sizdenim ulan bende sizdenim diyeceğim ama sessiz olacak bu anlayacaklar. Motorun başına toplanan üç beş çocuk elerindeki değenekleri saga sola sallarken dalıp gideceğim eskilere

Memleketim gelecek aklıma. Uzun zaman ayrı kaldım Kamberin çayırıyla tıkka çayırından. Düz tarlayı özledim gölyerinden Maceraltayı seyrederken. Birgün Şavşat’ada süreceğim. Satlelden girip samcelden çıkarken Hazların en hasını yasayacağım Ben bu toprakların evladıyım diyerek. Kışın çıkaya bindiğim yolu motorumla katedeceğim saharaya doğru.

En zevkli Tarafı köyün çıkışında köpeklerin kovalaması olacak. Gübre kokuları çiçek kokularına karışırken köyde bitecek . Muhteşem üçlü sürücü, yol ve tabiat gene basbasa kalacak bu kutlu vuslat saygının zirvesi olup hiç bıkmayacaklar birbirlerinden. Arada Baskalarıda girecen bu sevdanın arasına Bazen bir ala karga Bazen bir kaç serce yada yol kenarındaki iskete. Belki Tarlaya giden bir çocuk Atacaksın Motorun terkisine Günlerce anlatacağı bir anı bırakacaksın o çocuğa.

Bir kestane ağacı duldasına çekeceğim motoru. Biraz çalı çırpı toplayıp ateş yakacağım Hiç bıçak kullanmadan. Köyden aldığım ekmeği açacağım ortadan. Ve sucukları takıp bir çubuğun ucuna ateşe tutacağım biraz is tatmazsa tadıda olmaz. Pet şişedeki suya burun kıvırıp Bir pınar yada yol çeşmesi arayacağım sebilden su içeceğim kana kana.

Ve dönüş yolunda Yar diyeceğim. Oda görseydi buraları Hayıflanacağım. Söz verceğim kendime Bir dahaki sefere onuda getireceğim.

Bunları yapacağım. Rabbim izin verirse

Tamer DURSUN

Bu İçerik 251 Kez Görüntülendi

Kültür Öyküler Üye Listesi