Şavşat ve Kültür-Sanat Öyküler
Bulutlar Sıra Sıra
Yarım saatir oturuyordu yolun kenarında.Yaz mevsiminnde ceviz ağacının gölgesi serin olur. Gölgesinde oturmsı tatlı olur.Yukarı köyden gelecek münübüs bu gün geç kalmıştı.eskiden olsaydı hiç beklermiydi bukadar. gençlik başkaydı. dizlerinin dermenı olduğu yıllarda zaten onları bir yerden bir yere götürecek ulaşım araçları da yoktu.
Beyaz tütün tabakası babasından hatıraydı. babasından kalan tarlayı satar amma bu takabayı satmazdı.Çünkü bunun bir hatırası vardı beyninde. Çoruh boylarında ki köylerde olan tütünden kaçak almak için babası ile birlikte kilometrelerce yürüler içecekleri tütünü alıp gelirlerdi. getirdiklerinide iyi para ile satarlardı. Son gidişlerinde candarmaya yakalandılar. Artvine hapis haneye girdiklerinde köye haber verecek tek tanıdıkları yoktu. Akşam oldu. kapılar kapandı. Babsı tabakasını çıkardı, tütünü sardı, önüne fırlattı sende sar bir tane dedi. babanın yanında sıgara içmek olmaz dediysede babası dinlemedi. Sar sar dedi. O ki ikimizde aynı suçtan burdayız bir suç daha işle benim yanımda iç bu meredi. utana sıkala sardı...
tabakasını cebine koydu. Sırtını ceviz ağacına dayadı. Çekti bir nefes. dalların arasından maviğ gök yüüz göründü. Güneş ısrır gibi girdi dalların arasından. Gözünü kaçırdı. Sonra baktı arabanın geleceği yok ayaklarının uzatıp boylu boyunca uzandı. Şapkasını anlına koydu. Güneş bir daha saldırdı dalların arasından bu sefer şapka vardı.mavi gök yüzünden beyaz bulutlar geçmeye başladı.Öndeki gelen bulut kollarını uzatıp sarılmak isteyen bir çocuğa döndü.Gözleri hafifçe doldu. Tövbe dedi. lanetler sana şeytan. O lanet okusada şeytan şüpheyi sokmuştu içine.Sıgarasını toprağa bastırarak söndürdü. çocuklarda içiyormu ki acaba bu zıkkımı diye düşündü. beynine üşüşen düşünceleri dalların arasından göndermek istedi olmadı. Beyaz bulutlar inatla geçmeye başladı.Şimdi geçen bekleyipte bir türlü gelmeyen münübüsün geliştirilmiş otübüs şekliydi.Ötübüsü görünce şoforuda gördü. İcat edilmesydiniz olmazmıydı. ben bu ytaşlı halimle bir saate gişdecek yolu beş saatte giderdim ama çocuklar evde olurdu. Her birini biriniz götürdünüz.Olmasydınız çocuklar burda olurdu. Bir damla yaş daha geldi. Eliyle sildi. cahilliğine gülesi geldi. onların ne günahı var. torunu bulut oldu geçti. Aferin geline hep saçlarını ör demiştim. Örmüş. Allah razı olsun sözümü dinlemiş.Hiç bir bulut durduğu gibi durmuyordu. Bir ara oğluna benzetti. yere düşecek sandı açtı kolların yere düşmesin diye. Bir daha güldü. deliriyormuyum diye düşündü.Kalabalık oldu bulutlar. çocuklar dedi, beni bıraktılar ama bir birlerini bırakmamışlar.keşke bu kış gidip görseydim nerdedirler, ne yapıyorlar. hadi onlar cahil ya ben.
Bulutlar sıra sıra olunca gitmeninn zamanı gelsinde gideyim. İçine tüküreyim yoksulluk.Karşıkayadan bir başka bulut görüldü toz bulutu. ha geldi dinine yandığımın arabası. Ayağa kalktı. Beyaz bulutlar gelip geçmeye devam ediyordu.
Beyaz tütün tabakası babasından hatıraydı. babasından kalan tarlayı satar amma bu takabayı satmazdı.Çünkü bunun bir hatırası vardı beyninde. Çoruh boylarında ki köylerde olan tütünden kaçak almak için babası ile birlikte kilometrelerce yürüler içecekleri tütünü alıp gelirlerdi. getirdiklerinide iyi para ile satarlardı. Son gidişlerinde candarmaya yakalandılar. Artvine hapis haneye girdiklerinde köye haber verecek tek tanıdıkları yoktu. Akşam oldu. kapılar kapandı. Babsı tabakasını çıkardı, tütünü sardı, önüne fırlattı sende sar bir tane dedi. babanın yanında sıgara içmek olmaz dediysede babası dinlemedi. Sar sar dedi. O ki ikimizde aynı suçtan burdayız bir suç daha işle benim yanımda iç bu meredi. utana sıkala sardı...
tabakasını cebine koydu. Sırtını ceviz ağacına dayadı. Çekti bir nefes. dalların arasından maviğ gök yüüz göründü. Güneş ısrır gibi girdi dalların arasından. Gözünü kaçırdı. Sonra baktı arabanın geleceği yok ayaklarının uzatıp boylu boyunca uzandı. Şapkasını anlına koydu. Güneş bir daha saldırdı dalların arasından bu sefer şapka vardı.mavi gök yüzünden beyaz bulutlar geçmeye başladı.Öndeki gelen bulut kollarını uzatıp sarılmak isteyen bir çocuğa döndü.Gözleri hafifçe doldu. Tövbe dedi. lanetler sana şeytan. O lanet okusada şeytan şüpheyi sokmuştu içine.Sıgarasını toprağa bastırarak söndürdü. çocuklarda içiyormu ki acaba bu zıkkımı diye düşündü. beynine üşüşen düşünceleri dalların arasından göndermek istedi olmadı. Beyaz bulutlar inatla geçmeye başladı.Şimdi geçen bekleyipte bir türlü gelmeyen münübüsün geliştirilmiş otübüs şekliydi.Ötübüsü görünce şoforuda gördü. İcat edilmesydiniz olmazmıydı. ben bu ytaşlı halimle bir saate gişdecek yolu beş saatte giderdim ama çocuklar evde olurdu. Her birini biriniz götürdünüz.Olmasydınız çocuklar burda olurdu. Bir damla yaş daha geldi. Eliyle sildi. cahilliğine gülesi geldi. onların ne günahı var. torunu bulut oldu geçti. Aferin geline hep saçlarını ör demiştim. Örmüş. Allah razı olsun sözümü dinlemiş.Hiç bir bulut durduğu gibi durmuyordu. Bir ara oğluna benzetti. yere düşecek sandı açtı kolların yere düşmesin diye. Bir daha güldü. deliriyormuyum diye düşündü.Kalabalık oldu bulutlar. çocuklar dedi, beni bıraktılar ama bir birlerini bırakmamışlar.keşke bu kış gidip görseydim nerdedirler, ne yapıyorlar. hadi onlar cahil ya ben.
Bulutlar sıra sıra olunca gitmeninn zamanı gelsinde gideyim. İçine tüküreyim yoksulluk.Karşıkayadan bir başka bulut görüldü toz bulutu. ha geldi dinine yandığımın arabası. Ayağa kalktı. Beyaz bulutlar gelip geçmeye devam ediyordu.
Bu İçerik 365 Kez Görüntülendi