Şavşat ve Kültür-Sanat Öyküler

Küçük İstarvitin Öyküsü

Şenay Demiral Altun

Küçük istavrit,yiyecek sanıp hızla atıldı çapariye... Önce müthiş bir acı duydu dudağında ,gümbür gümbür oldu yüreği sonra hızla çekildi yukarıya ...Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü neye benzerdi acep gökyüzü... Bir yanda büyük bir merak bir yanda ölüm korkusu "Dudağı Yarıklar" denir şanslıdır onlar, hani görüpte gökyüzünü insani oltadan son anda kurtulanlar... Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu küçük istavrit anladı yolun sonu...Koca denizlere sığmadı yüreği...Oysa, şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende,ansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci...İnsanlar gelip geçtiler önünden, bir kedi yalanarak baktı gözünün içine, yavaşca karardı dünya, başıda dönüyordu... Son bir kez düşündü derin maviyi, beyaz mercanı birde yeşil yosunu... İşte tam o anda eğilip aldım onu...Yürüdüm deniz kenarına, bir öpücük kondurdum başına, iki damla gözyaşından ibaret sade bir törenle, saldım denizin sularına...Biran öylece bakakaldı, sonra sevinçle dibe daldı...Gitti tüm kederimi söküp atarak,teşekkürüde ihmal etmemişti...Birkaç değerli pulunu elime avucuma bırakarak...Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme...Sorar gibiydiler neden yaptın bunu niye? "Birgün dedim, bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz, son ana kadar hep bir umudum olsun diye...Ankaradan Selam ve Sevgiler...Şenay

Bu İçerik 197 Kez Görüntülendi

Kültür Öyküler Üye Listesi