Şavşat ve Kültür-Sanat Öyküler

O Kara Lastiklerim

Şener Altun

Değişmem yeni alınmış Trabzon lastiğinin, hele ayakkabı imajı verilmiş olanının vermiş olduğu mutluluğu en lüks köseleye. Çocuk ayaklarım onun içinde büyüdü çarık görmeden. Düğüne giderken yaylaya giderken, okul yolunda bile oydu ayağımda, tıpkı kendimi Avni Akerde futbol oynuyor sandığım futbol maçlarında olduğu gibi. Yağmurlu bir günde ayaklarım ıslanmıştıda yaylada ninem ocağa koymuştu kurusun diye. Nerden bilsin pilekinin üstünden közler düşecekte uçları yanacak. Ama ninem akıllı kadındı vesselam. Potlikanın poşetini geçirdi ikiye bölüp iki ayağımın altına bedevra koyarak Köye haber salınıp trabzondan gelmiş kooperatif mallarının içinden alınıncaya kadar idare etsin diye. Ne kadar üzülmüştüm, düğüne gidecektim de lastiğimin arkasını kopmuş görünce. Babam üzülme oğlum bacada sepetten eş seç dedi ama hepsi sol ayak çıktı eskilerin. Hemen silisyonla yapıştırdı törpüyle zımparaladığı lastiğimi. Kuş gibi kanatlanmıştım bensiz düğün olmazmış gibi. Sonradan moda oldu, pantolonları yırtarak giymek. Oysa ben dizimdeki yamayı görmesinler diye tek diz otururdum yeni damat misali cemaat içinde. Meğer modayı önden takip ediyormuşuz da benim haberim yokmuş. Ayakkabıları ortaokulda gördüm, spor ayakkabılarını ablamla ortak giydiğimiz günleri saymazsam. Babam mert ve fedakâr insandır her baba gibi. Hep son parasını bana vermişti ama , ben yaramazlıkta ayaklarıma söz geçiremediğimden o aydınlık günlerin yolunu açan kara lastiklerim kopardı en ummadık zamanda. Annem kara yünk gulullarından eğirip teşide bükerek hazır bekletirdi bizinin yanında ipleri. Kopunca arkası lastiklerin tamir ederdi çuvaldıza inat ortagöz iğneyle en has kunduracı edasıyla. Kooperatife mal gelince derbey tipi olanlar ayrılırdı hemen tanıdık eş dosta asıl üyelerden gizli. Arada yetişebilirsen alırsın bir numara büyüğünü seneye ayaklar büyür diye. Ondandır belkide ayakların bu kadar rahatlığı. Kokusunu saymazsan boya derdide yoktu. Her çeşme başı boyacı sandığı gibiydi. Yıkanırdı görenlerden ayıp olmasın diye kertiklerdeki çamur çalıyla çıkarıldıktan sonra. Birde işaret koymak gerekliydi fabrika tek tip yaptığından. Kimse çalmazdı ama mecliste bulması zor oluyordu da ondandı altına isim yazma bıçağın ucuyla. Hele altları buzda kaymasın diye ökçelere kocaman kertikler açılırda lastikler yeni gibi görünürdü üstüne inat. O kara lastiklerim kokusuyla, kertiğiyle. O kara lastiklerim kara ipliğiyle dikilmiş yamasıyla. Bu günkü aydınlık günlerimin yolunu açan o kara lastiklerim…

Bu İçerik 200 Kez Görüntülendi

Kültür Öyküler Üye Listesi