Şavşat ve Kültür-Sanat Şiirler
Acıların Atlası Yurdum
/ bugün benden uzak uçun güvercinler
saçımın teline bile dokunsanız ağlarım
yüreğimin ortasına atılıyor karanfiller /
ben yarınlara hep düşlerimin arkasından yürüdüm
az mı kurşun topladım dağlardan
gözyaşı darağaçlı şafaklardan
yüreğim asık kapısına gurbetin
gözlerim hep uzaklarda
ne çok yiğit yitirdik kalleş tuzaklarda
düşlerimin kadınını buldum
eşine rastlanmayacak bir sevgi bırakmak istiyorum
benden arda
kime yaslanacak sevdiğim
kalınca darda
onca düşüm var yarım olan
onca ertelediğim zulamda duran
ben dolaşmak istemiyorum
ölüm büyüten bu sokaklarda
acıların atlası yurdum
yalnızım kalabalıkta
ürkek bir güvercin gibi
dayanamadı bunca acıya
delik yüreğimin dibi
konuşsam 301 boynuma geçirecek yağlı ipi
sussam vicdanımın sesi
tarih yargılayacak herkesi
diyarbekir’de dili yasak büyüyen çocukları gördüm
oysa sen renklerinle güzelsin yurdum
sevgi okulu bir evde büyüdüm
suçum insan olmak mı yurdum
özgürce düşünenin katili
301 var gelde yaz
elimde karanfiller ve saz
dudağımda türküler
yüreğimde beyaz güvercinler
kül oldum sıvas’ta
ezgiler bunun için yasta
insanlık kirlendi
aşkta hasta
ankara’da uğur’la parçalara bölündüm
yurdumun alnından silinmez leke susurluk
daha önce nerdeydin sessiz çığlık
istanbul’da agos gazetesinin önünde
hrant’la kalleşçe vuruldum
yerde yatan bedenim
çıplak resmı olsa da yurdumun
en zor anımda bile elimden tuttu umudum
sen bu acılara layık değilsin güzel yurdum
aydınlatamasak bebekleri katil yapan karanlıkları
aydınlatamayız yarınları
yine sürgün olur türküler
kitaplar tutuklu
ve akşam olduğunda evine dönemez yurdumun aydınları
acılar yuva yapar karanlıkların koynunda
oysa kardeşlik kolyesi olmalı güzel yurdumun boynunda
20- 26 / Ocak 2007
Kamil Aydemir
saçımın teline bile dokunsanız ağlarım
yüreğimin ortasına atılıyor karanfiller /
ben yarınlara hep düşlerimin arkasından yürüdüm
az mı kurşun topladım dağlardan
gözyaşı darağaçlı şafaklardan
yüreğim asık kapısına gurbetin
gözlerim hep uzaklarda
ne çok yiğit yitirdik kalleş tuzaklarda
düşlerimin kadınını buldum
eşine rastlanmayacak bir sevgi bırakmak istiyorum
benden arda
kime yaslanacak sevdiğim
kalınca darda
onca düşüm var yarım olan
onca ertelediğim zulamda duran
ben dolaşmak istemiyorum
ölüm büyüten bu sokaklarda
acıların atlası yurdum
yalnızım kalabalıkta
ürkek bir güvercin gibi
dayanamadı bunca acıya
delik yüreğimin dibi
konuşsam 301 boynuma geçirecek yağlı ipi
sussam vicdanımın sesi
tarih yargılayacak herkesi
diyarbekir’de dili yasak büyüyen çocukları gördüm
oysa sen renklerinle güzelsin yurdum
sevgi okulu bir evde büyüdüm
suçum insan olmak mı yurdum
özgürce düşünenin katili
301 var gelde yaz
elimde karanfiller ve saz
dudağımda türküler
yüreğimde beyaz güvercinler
kül oldum sıvas’ta
ezgiler bunun için yasta
insanlık kirlendi
aşkta hasta
ankara’da uğur’la parçalara bölündüm
yurdumun alnından silinmez leke susurluk
daha önce nerdeydin sessiz çığlık
istanbul’da agos gazetesinin önünde
hrant’la kalleşçe vuruldum
yerde yatan bedenim
çıplak resmı olsa da yurdumun
en zor anımda bile elimden tuttu umudum
sen bu acılara layık değilsin güzel yurdum
aydınlatamasak bebekleri katil yapan karanlıkları
aydınlatamayız yarınları
yine sürgün olur türküler
kitaplar tutuklu
ve akşam olduğunda evine dönemez yurdumun aydınları
acılar yuva yapar karanlıkların koynunda
oysa kardeşlik kolyesi olmalı güzel yurdumun boynunda
20- 26 / Ocak 2007
Kamil Aydemir
Bu İçerik 384 Kez Görüntülendi