Şavşat ve Kültür-Sanat Şiirler

BİR GARİP DİYELER...

Hasan Torun


İstanbul Hukuk’ta okurken;
Üsküdar’da Abuzer Ağabeylerde oturuyorduk;
yemek yiyecektik birden kapı zili çaldı...

Baktım Nizam Çelik, kapıdan girdi,
“Burdamısın emimoğlu” diye sarıldı!
Çok sevindik O’na hoşgeldin ettik,
Yemek için sofraya “buyurun” ettik!
Dışarısı soğuktu, her yer kar idi,
Her zamanki gibi elinde;
Te cetveli birde defteri vardı!
Kış ayında yazlıkları giymişti,
Papuçları yırtıktı;
Çorapları su içinde kalmıştı!
Şoğuklardan yüzü-gözü donmuştu,
Çok zayıf düşmüştü, benzi solmuştu!
Sanki okuyordu, deftere bakıyordu,
Perişan çorapları, çok kötü kokuyordu!
Sofraya çağırınca kendisini;
Önce bana şöyle derinden baktı,
Gülümsedi birden ayağa kalktı!
“Mühendis arkadaşlar beklerler” dedi,
“Ayıp olur onlara” diye ekledi!
Fiko ablay, “çorapların ver” dedi,
“Yıkıyayım ıslanmışlar” diye söyledi!
Benim de çorabım aynıydı dedim,
Utanmasın diye böyle söyledim!
Mühendislik, okulundan bahsetti,
Gür sesiyle ortalığı inletti!
Sohpeti hoştu, tatlı dilliydi,
Uzun zamandır aç olduğu;
Yemesinden belliydi!
“Tamam artık” dedi, “yetelik yedim”
Ben de biraz sonra gidecem dedim!
“Emmioğlu seni yolcu edeyim”
Yoculuktan sonra eve gideyim!
Zahmet etme sen, giderim dedim
Hava soğuk üşüme diye ekledim!
“Olmaz emmioğlu, olur mu yani?”
“Uğurlamadan olmaz bilirsin beni!”
Çorabını giydi, çantayı alıp çıktık,
Taksi gelmişti, çantayı bagaja soktuk!
Palton nerde, giyseydin dedim,
Üşümiyesin ağabey diye ekledim!
“Islanmıştı paltom astım kuruttum”
“Acele çıkmıştım evde unuttum!”

“Haydi eyvallah” dedik bindik araca,
On dakika sonra geldik garaca!
“Olmaz ben ödeyeceğim” diye,
Elini cebine soktu,
Olmaz dedin, çıkardı elini,
Zaten cebinde beş kuruş yoktu!
Olanları görmezlikten geldim,
Taksinin parasını hemen ödedim.
Kaptı çantayı ötobüse yükledi
Benimle orda yarım saat bekledi!
Bir ara yanaştı girdi koluma,
Bakındı şöyle bir sağ, soluna!
“Emioğlu bir şey diyecem ama;
Bakmıyasın söz ver kusurlarıma”
“Maaş aldım ödemiştim kirayı;”
“Paltoda unuttum kalan parayı!”
“Hasan yabancı değil bizimdir,
Gitmek için yol parası lâzımdır!”
Ağabey dedim tabi veririm,
“Adresini bırak ben gönderirim.”
Olmaz benim canımsın dedim,
Çıkardım cebimden parayı verdim.
Sarıldık, vedalaştık ötobüs kalktı,
Uzun süre el salladı öylece baktı!
...................................................
Bir gün evimizde telefon çaldı,
Ben meşguldum telefono hanımım aldı!
Vezir Amca sonunda beni bulmuştu!
Öğrendim hayretle Nizam ölmüştü!
Çöpçüler sabah erken görmüşler!
Cesedini bir köşede bulmuşlar!
Belediye önce haber saldırmış,
Sahibi çıkmayınca;
Garip cenazeyi Belediye kaldırmış!
Meğer maaşı yokmuş;
İstemişti yol parasını!
Gururluydu belli etmedi iç yarasını!
“Mühendisim, evim de var” diyormuş,
Çaktırmadan kimseye avunuyormuş!
Bazan günlerce aç geziyormuş,
Birisi verirse bir şey yiyormuş!

Hatırladım o günleri çağladım!
Dakikalarca hıçkırarak ağladım!

Keşke görseydim, keşke bilseydim!
Keşke dertlerine derman olsaydım!
Para neye yarar ah ah diyorum!
Keşke Ona hepisini verseydim!
Ona sıcak bir yuva bulsaydım!
Aşını ekmeğini hep ben alsaydım!
Çok yalnızdı garibanim,
Hep yanında kalsaydım!

Neden sonra bir tanıdık bulmuşlar,
Ondan geriye kalan;
Te cetveli bir de defter vermişler!

Ben her gece Garajlara yürürüm!
Garibime ağlar ağşar dururum!

Yunus Emre diyor ki:
“Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin”

Bu İçerik 161 Kez Görüntülendi

Kültür Şiirler Üye Listesi