Şavşat ve Kültür-Sanat Şiirler
Gelirim Şavşatım
GELİRİM ŞAVŞATIM
Her gün özlüyorum, suyunu içmeyi
Efkâr tepesine, çıkıp inmeyi
Yazın tırpan alıp, çayır biçmeyi
Bilsem biçmeyi gelirim Şavşat’ım
Gorcola dediğin, taze peynirden
Görmeyince bir şey, gelmez elimden
Yemeyince adı, düşmez dilimden
Yesem peyniri gelirim Şavşat’ım
Genç kızlar çeşmeden, taşırlar suyu
Çok nazlı okuyan, kızların huyu
Erkeği yiğittir, uzundur boyu
Görsem kızları gelirim Şavşat’ım
Yayla yollarında, insan yorulur
Bağ bahçeler yeşil, renkle örülür
Arsiyan dağında, karlar görülür
Gezsem dağları gelirim Şavşat’ım
Sevgini uzak da, olsa sezerim
Kışla yayla hayal, eder gezerim
Sahra tepesinde, düşte bezerim
Bilsem yaylayı gelirim Şavşat’ım
Anıtlaşmış gürcü Tibet kilisesi
Bekliyor kara göl Şavşat kalesi
Hepsi orijinal yoktur hilesi
Bilsem tarihini gelirim Şavşat’ım
Can denilen şey bu, küçük yürekte
Şavşat’ın sevgisi, atılmaz kürekle
Yaşamın yükünü, çeker bilekle
Çeksem yükünü gelirim Şavşat’ım
Sahtekâr yobaza, biraz kincidir
İnsanı sorarsan, laik dincidir
Kalbine bakarsan, altın incidir
Sevsem kalbini gelirim Şavşat’ım
Senin göllerinde, balık yaşardı
İnsan yürüyerek dağ taş aşardı
Akan oluğundan sular taşardı
İçimde hasret sanadır Şavşat’ım
Bugünden bakalım elli yıl geriye
Yaşarken her zaman geçmiş veriye
Çirkini at güzeli al beriye
İçimde özlem geçmişe ŞAVŞATIM
25/08/2004
Bu İçerik 361 Kez Görüntülendi